25.03.2010

Öküzden olma, ayıdan doğma bir kız kadar romantiğim

Ne kadar şurada bulunan blogumda, arabesk arabesk şeyler yazsam da romantiklik konusunda suya sabuna dokunmayan bir insanımdır. Adam, bana çiçek alacağına mesela kalksın gitsin 2 kilo domates, bir kilo patates alsın derim. çiçeği napcam yani götüme mi sokayım! 3 gün sonra kuruyup böceklenecek, hiç bi işime yaramayacak. Ama patates, domates öyle mi, en azından o gün karnımı doyuracak.. Sonra öyle mum ışığında yemek falan çok komik gelir. Ya da başımızda keman çalan tiplerin olduğu duble mekanlar falan. Kasılırım ben, rahat edemem adamların yanında sevgilimle konuşamam bile.. ben daha çok köfte ekmek kızıyım, ya da ne bileyim evde olalım fifa oynayalım onla daha mutlu olurum. rakı balık yaparken mezeleri ben yiyeyim durumu, keman eşliğinden daha çekici gelir bana.. Ama işte Erik biraz daha klişe olduğu için, iki lafından biri de "hiç kız arkadaş gibi değilsin" durumuna girince bari dedim biraz onun kız kriterleri gibi davranayım.. Gerçi yanlış anlamışım olayı, o bundan bahsetmiyormuş.. Onun bahsettiği sürekli Murat Boz fantezilerimi yerli yersiz ona anlatıp kanser etmemmiş..
Ya bi de siz farkında değilsiniz ama bizim neredeyse 1 sene olacak.. Hani artık yıllanıyoruz da ilişki monotonluğa düşmesin biraz da farklı şeyler deneyelim dedim.. Şööyle elimden yemek yesin çocuk, mumlar falan aldım, parama kıydım az pahalı şarap aldım.. Yemek yapmak için bi ton malzeme aldım, çerezler merezler. Sanki iki kişi değiliz de Türk Silahlı Kuvvetlerini akşam yemeğe çağırmışım gibi alışveriş yaptım..
Ama bir girdi ki götüme o para, bir hafta dışarda yemek yiyebilirmişiz gayet.. Lan etin kilosu ne kadar pahalı, ineği kanlı canlı alsam daha ucuza malolacak resmen.. Geldim eve hoop çıkardım malzemelerimi baktım baktım baktım onlara, kafamda yapacaklarımın hayalini kurmak gayet güzel de iş yapmaya gelince, biraz götüm yemedi.. Dana bonfileler böle kekikli falan sonra peynir tabağı, soğan halkaları, tomarlarca meze, garip ismi olan makarna falan yapacaktım güya. Önümde zaten bir saat var, ben de oturdum, dondurulmuş inegöl köfteleri kızarttım, ardından soğan halkalarını, bi de hoop koydum meziz diye bir markanın hazır mezelerini (aman ben yaptım siz yapmayın patlıcan ezme diye bişi var ıyyykkk kapağı açar açmaz bütün ev koktu) pasta falan da yapacaktım ama tabi bir fırınımın olmadığı gerçeğiyle yüzleşince gittim onu da satın aldım. Öle abik gubik bir masa oldu.
Erik geldi işte mumları falan yaktık böyle fransızca şarkılar falan koydum ambiansa uygun olması maksatlı. Ama öyle hayvan bir sevgilim var ki gelmeden kokoreç yemiş! sonra otur sen bu adamla romantik yemek derdine düş.. Bir sinir oldum ama..
- Ya sen gerizekalı mısın? sana yemek yiycez diyorum kalkıp ne kokoreç yiyorsun, hadi yedin bencil köpek bana ne getirmiyosun. Sonra PuCCa benden neden ayrıldın, Pucca neden çükümü kestin! gerçekten çok sinirliyim sana kalk masadan, kalk kalk kalk...
- Ya ne biliyim sen yemek diyince, öylesine diyorsun zannettim. Hep yemek var gel diyorsun ama geldiğimde de arasana kebapçıyı yapıyorsun.. düşünemedim işte ya. Çok utandım affet hadi ama bak yiycem söz veriyorum..
Çocuğu kusturana kadar yedirdim.. Bir de sinirlendim affettirmesi için kendini bulaşıkları da ona yıkattım.. Romantik yemek olayımız bitti, sırada birbirimizle bakışıp şarap içme olayına girdik.. Salona geçtik, gene o salak mumları yaktım ben. çerezleri merezleri getirdim öyle muhabbet edelim şeyinde oturuyoruz.
Heyyy gidi hey nereden nereye yani böyle ilk tanışma anımızı falan anlatıyoruz..
- Ayy ilk günler ne güzeldi dimi
- evet PuCCa senin bir sevgilin vardı, hiç hatırlatma istersen!
- Neyse başka şeylerden bahsedelim, dün facebookuna kızın birini eklemişsin kim o, ben neden tanımıyorum???
Ardından tam 1 saat şifreni ver, vermezsen seni aşşağıya atacam tartışması.. hayır bir de çocuğa savunduğum bahane de, "arkadaşlarımın sevgilileri veriyo, sen de ver ya lütfen" baktım bu tutmadı "demek ki orada bir bok yiyorsun!!! yoksa neden vermeyesin??" Baktım buna da gelmedi. Ayrıldım işte senden dedim.. Sonra da "sen de bana şifreni ver o zaman veririm" diyince
- Ama aşkım ikimizin bazı özel şeyleri olması gerek. Bi bok olmasa bile o bana ait. Bu aynı sütyenimi giymeyi istemen gibi bişi. Saçmalama lütfen gecemizin içine sıçtın Erik! saçma sapan tartışmalar çıkartıyorsun kaç yaşındasın şifre istemeler falan aaaaa..
Diyerek ihaleyi ona bıraktım kapadım defteri..
Ya bu facebook olmadan önce nasıl temiz ilişkiler yaşıyormuşuz haberim yok. Bazen kendime kızıyorum, ya tamam 17lik beyni daha olgunlaşmamış, regl telaşında kızlar gibi davranma. Kaç yaşında kadınsın hala "yok onu neden ekledin" tartışmaları yapıyorsun, kendine mukayyet ol, tut o dilini falan diyorum ama.. Yok anacım olmuyor, valla olmuyor! Orada gördüğüm her şey beni dellendiriyor. "O neden fotona yorum yaptı, o neden seni dürttü, vayy o kesin eski sevgilin, kimden mesajlar geliyor.." Hayır çocuk orayı bir kapatsa ikimizde rahatlıcaz puşt da kapatmıyor!
....
Baktım gecenin içine cidden sıçcaz bari biraz yavşayım da şöyle aşklı meşkli bir gece olsun dedim.. Sonra böyle buraya yazamayacağım kadar cıvık cıvık iğrenç bir aşk muhabbetine girdik.. Böyle sen hayatımın bilmem nesisin, iyi ki varsın, benim en çok neremi seviyorsun ihihi falan gibi..
Ama ben bi türlü olaya konsantre olamıyorum, gözüm sürekli çocuğun yediği çerezlerde.. Masadan almak için elini uzatıyor, kendine çekerken kırıntılar yere. Lan ev arkadaşım temizlik manyağının teki! sabah bunları sikseler temizleyemem, böyle kalbim daralıyor o kırıntılar yere dökülürken. Sonra kadehi yere bırakıyor ama ayağı takılsa her taraf kırmızı olcak. Halının rengi de beyazlı bişi bu arada. Böyle koltuğun üstünde bir sürü çerez kabukları var. Çocuk işte gözlerinin okyanusu bilmem nesi falan diye bir şeyler söylüyor ama ben paso, "Şu üstündekileri peçetenin üstüne silkelesene, ya kadehi düşürceksin, şey yere oturalım mıı burada çok rahat değilim" diyerek bütün olayın içine sıçtım..
Karı nasıl üstümde bir hakimeyet kurduysa otomatik olarak "evin salonunu kullanmayan ev kadını" moduna bağladım.. Hatta ayy tv nin üstüne dantel örsem mi falan gibi düşünceler aklımdan geçerken bu gidişe bir dur demek lazım! dedim koy götüne rahvan gitsin ne olcak Erikten değerli mi dedim hoop çocuğun üstüne doğru kaykılarak, "yeter bu kadar mıçmıç sevişelim de yatalım uykum geldi" diyerek, hooop çıkardım üstümdekini..
Her romantik gecenin finali gibi bu da emme gömme muhabbetiyle bitti.
Zaten bunların hepsinin nedeni sadece bu. Yani ben tonlarca para vermeseydim, yine dürüm yeseydik yine yapacağımız şey bu olacaktı. Şarapla gelen uykuyu da hesaba katarsak hiç de hayatımın en ateşli gecesi gibi olmadı.. Ağzıma gelip duran inegöl köfteler, o pis mezizin mezeleri, acaba bir mum yanık kalmış mıdır telaşıyla uykuya daldım gitti..
Artık bi daha ki romantik akşam yemeğimiz dışarda olur, şahsen evde hiç eğlenceli olmuyor.. Yani ne bileyim bari dizi izleseydik, ya da film olmadı en azından oyun moyun oynardık.

23.03.2010

Temizlik dediğin nedir gülüm, gelsin senin elinden ölüm

Bu kadının gittim diyip, gitmemesi beni deli ettiğinden, ona bir ders vermek istedim. Tam da ilk gün onun bana yaptığı eve almama olayını. Geçen gece girdim eve, kitledim kapının üst kilidini, çektim süngüsünü, anahtarı da üstünde bıraktım geçtim odamda bekledim.. Bu bir geldi kapı duvar tabi. Delirdi kapının önünde açmadım kapıyı. Nasıl tekmeliyor bi yandan da beni arıyor, telefonunda sesini kıstım bi güzel. Ne kapıyı açıyorum, ne teli. Sonra konu komşuyu topladı. Biraz onlarla tekmelediler. Yine nuh dedim, peygamber demedim açmadım kapıyı. Sanırım birinin evine gitti sonra bi yarım saat falan ortadan kayboldu.. Ardından bir daha tekmelemek için geldi ki, artık yeter bu ders olmuştur ona diyerek uyku mahmuru açtım kapıyı..
- Ayyy ya çok pardon, sen gidecem diyince ben de kitledim kapıyı.. Malum hırsızlık falan..
- Ya burda delirdim resmen evime almadın beni
- Gelmicem diyince napim halla halla kapıyı kitledim. Kusura bakma madem geleceksin ararsın beni, geliyorum dersin. Ben de o anahtarı kapıdan çekerim. Artık böyle çünkü. Benim ki de can yani, oturup senin keyfine göre açamam kapıyı pencereyi!
- telefonunu da mı duymadın kapıyı kırıyorduk resmen
- Valla hiç duymadım öyle de ağır uykum.. eee heryanı kitleyince huzur buldum tabii..
Bu çekti gitti kapısını sertçe kapattı yattı.. ertesi gün de Antalyaya -bu kez ciddi ciddi- gitti. sonra ki gecede mesaj attı gelmiyorum diye.. Bu gittim, gitmedim muhabbetini böylelikle çözdüm.. Diğer sorunlar içinse halamı kullanmayı düşünüyorum.. Halamı bizim evde 3-5 gün misafir edip kadına insanlığını sorgulamasını sağlayabilirim..
Bu arada ev kadını madını olmazmış benden onu anladım.. Hayatım boyunca hep yemek yaptım, babamla yaşadığımızdan evi ben çevirdim falan ama yok anacım, ben bildiğin yüzde 50 eksik yapmışım her işi.. Şimdi kadın paso temizlik yapınca kendimi pislik gibi hissettim. Bari dedim ben de bişeylerin ucundan tutayım.. Tuta tuta da camları silme olayını devraldım.. Bi kere ben hiç cam silmemiştim. Aklıma sıçayım yani kalk git tuvalet yıkamayı devral, ne bilim yerleri merleri sil, kadının elinden al viledayı. Hoş o da zor, kadın viledayla yatıp onla kalkıyor. Vibratör olarak mı kullanıyor napıyor anlamadım ki! Bir yer dediğin günde kaç kez silinir? Eve 8 de bir geliyorum, bu yerleri siliyor.. Saat 10 gibi bi bakıyorum hoop bu yine almış viledayı bi daha. O öyle davranınca, ben de hani yapamadığı işi yapayım camlardan başlayayım izin günümde diyiverdim...
Abi cam silmek nedir öyle, bildiğin altıma sıçıyordum! O temizlikçi kadınları, küçükken kimyasal deneylerin içine düşen örümcek falan mı ısırdı da böyle korkusuz korkusuz pencerelerden zıp zıp zıplıyorlar. Hayır kolum bile uzanmıyor camın arka tarafına. Nasıl bir cam yapmışlarsa eve, salon baştan aşşağı pencere gibi bişi olmuş.. Titreye titreye, camı silmeye başladım. Şimdi ön tarafı basit, çıktım sandalyenin üstüne gırç gırç siliyorum, bi yandan da konu komşuyu kesiyorum..
Karşı apartmanda moruk 2 tane travesti var, onun altında japon bir aile var, onun çaprazında ise zenciler var. En üst katda da 10 çocuklu bir aile var. Nasıl bir mahalle de yaşıyorsun diye sorma taksime 5 dk diyeyim sen anla..
Onların evlerini gözetleyerek iç taraftan bitirdim camları. Dışına geçecektim ki, töbe allam sen beni yaptığım pislikler için affet diyerek titrek bir manda edasıyla elimde ki bezi sürtmeye başladım. O pencere pervazına öyle bir sarılmışım ki, sevişsek o derece sıkı sıkı tutardım.. başka şeyler düşün kızım PuCCa, yere bakma, aklına başka şeyler getir.. Yakışıklı erkekleri düşün, çok zengin olduğunu, hayatın boyunca hiç temizlik yapmaman gerektiğini düşün.. Ya da dur hoop sar başa sen ünlü ol bencei böyle bu da çekim sahnen olsun, film çekiyolarmış edasıyla sil camı, altta yatak var düşersen yatağa düşcen bişi olmaz yani.. Öyle bir rahatladım ama sonra o film oldu bana zehir.
"Sanat Dünyası Yasta"
Ünlü, seksi, güzel, taş gibi, ilik gibi, bir içim su, peri kızları edasında olan hollywoodun aranılan yıldızı PuCCa, film çekimi esnasında yere pelte gibi düşerek hayatını kaybetti.
Bacağı bir tarafa, böbreği diğer tarafa dağılan, ağzı yüzü tanınmayacak hale gelen yıldızın, beyni düştüğü alanda bulunamadı. Doktorlar bunun bir mucize olduğunu söyleyerek, "Tüm aramalarımıza rağmen beyni bulamadık... Bir kaç tahlilden sonra anladık ki, PuCCa tam 26 yıldır beyinsiz olarak yaşamış! Bu çok ilginç bir durum, tıp tarihine geçmesi lazım. PuCCa hem tıp alanında ismini altın harflerle yazdırdı ,hem sinema sektörüne... nur içinde yatsın" dedi.
Ben bunların hayalini kurarken, serçe gibi tünediğim camda şıpır şıpır ağlamaya başladım. Bazen gerçekten gerizekalılaşabiliyorum. Hayır aklı başında olan hangi insan kendi öldüğünü hayal edip sonra ağlar ki. Bazen böyle öldüğümü düşünüyorum, tüm eski sevgililerim falan hüngür hüngür ağlıyorlar "değerini bilemedikkkkk" diye. Sonra ben de ağlayınca "lan allaan salağı PuCca ölmedin bi kendine gel" diye dürtüyorum kendi kendimi..
Camın yarısına kadar sildim, diğer yarısına kolum yetmediği için bırakmak zorunda kaldım.
Yarım saat sonra yağmur yağdı.. ben de bundan sonra cam silmeme kararı aldım. O kadar yaşadığım işkence, korku hepsi piç oldu! O kadar çok sinirlendim ki, o camların hepsini param parça edebilirdim.
Yok anacım cam silme falan hiç bana göre değil, bi bulaşık yıkamaktan nefret ediyorum, bi de artık bu olaydan. Haa bi de perde takmaktan, bi de ütü yapmaktan, bi de küvet temizlemekten, bi de yatakları çekip altlarını silmekten falan fıstık işte...
Dünyada ilk yaşayan kadın topluluğunun aklına sıçayım. kurnazlarmış tabii, herife demiş sen git dinazor avla ev işi bana ait diye. Ondan beri bu böyle devam etmiş. ne ateş var, ne bişi, evleri bile yok, sansar hatun paso yatmış, herif çalışmış çırpınmış. Zekasını ve herifi köpek gibi kullanmasına eyvallah diyorum ama insan biraz geleceği düşünür bacım oldu mu yani bu!

13.03.2010

Ölmedim sürünüyorum

Biliyorum bu kez eşşeğin amına suyu kaçırdım. Net daha bağlatamadığımdan eve, doğal olarak yazamıyorum buraya da.. Lan bir ton mail atmışsınız öldün mü diye.. Manyak mısınız nesiniz, kendimi buraya sorumlu gibi hissettirdiniz bana, böle bir dün gece yatarken. Bi şeyler eksik kalmış duygusuyla yarın bi yolunu bulup yazayım bloga bari dedim...
Hee yazmıyorum da sanki her gün ilginç olaylar mı oluyor dersen, yok anam babam nerdeeeeee..
Birinci olarak ev arkadaşımdan hoşnut değilim, bunu şu eve bir net bağlatayım uzun uzun yazcam tek tek nedenleri ile. Kaltak halamın kopyalanmış hali çıktı!
Geçen gün dedi ki, "ben Ankara'ya gidiyorum" ohh dedim iyi, gelsin manitam sabahlar olmasın. Ama eve bir geldim kadın salonda oturuyor!
Ertesi gün oldu, bu kez evdeyim, mesaj attı "Ben Ankara'ya gidiyorum" diye.. Lan bi baktım odasından çıktı. Var ya yemin ederim çocuğum olsa düşmüştü korkudan. Sürekli deneme kadında. Mutfak rafına 50 tl koyuyor sonra beni belgesel hayvanıymışım gibi izliyor.
Devamlı olarak lavabo temizliyor. Ama devamlı ne zaman görsem bir elinde cif, diğer elinde sünger lavabo ovup duruyor..
Bir de nasıl bahtsız bir insansam, bir tek benim odamdaki kalorifer çalışmıyor. geceleri götüm dona dona uyuyorum yine. Hayır bir de yorganım yok benim, battaniye getirmişim yanımda o incecik battaniyenin üzerine montumu falan koyup uyuyorum..
Kadına dedim yaptıralım şunu diye. Baktım parasını da benden alacak ayy lanet olsun dedim.
Buzdolabında yediğini içtiğini ayrı yerlere koyuyor. Bu kadar zaman amelasyon hesabı onla bunla yaşadım. Ama hiç kimsede bu yemek ayırma muhabbetine girmemiştim.
Bir de ilk başta faturalar ortak dedik, ama karı şimdi "ayy ben evde durmuyorum Antalya'ya gidiyorum faturalar sana ait" demeye başladı.
Oha be! ne evde durmuyosun, 2 gün Antalya'ya gittin sadece.. Onda da ben sevgilimin evinde kaldım, tırstım çünkü yine bir odadan sinsice çıkıp göbeğimi düşürmeme neden olacak diye..
yani uzun lafın kısası, kendinizden 10 yaş büyük bir kadınla eve çıkacaksanız onu netten bulmayın.
......
evle ilgili durumum bu, kalan olaylara gelince, o kızlık zarını diktiren arkadaşım evleniyor.. Allahım kıskançlıktan köpürüyorum resmen. Ne kadar çok ona ve etrafımızdakilere "yaptığını uygun bulmadığımdan şeyetmiyorum" desem de, içimden geçeni ben biliyorum! Onun gibi ucube orospu bile elin malını kandırarak evleniyor. Ben onu bile beceremiyorum.
Daha 2 ay öncesine kadar evlenen karılar için beraber "ay ne salaklar, hayatlarının en güzel baharını piç ediyorlar" derdik. Ama şimdi gel gör ne bok oldu..
Hayır bir de tavrı beni deli ediyor. geçen bu ev arkadaşımı anlatıyorum ona, "ya karı bir gitse 3 gün 3 gece eve kitlicem çocuğu" dedim. Benden tiksinirmiş gibi baktı baktııı baktıı, "Ayy PuCCa hayat senin hayatın ama çok kötü ya ne bileyim" dedi.
Lan yediğin önünde yemediğin arkandaydı sürtük. Hayır üniversite de beraberdik seninle, orda o kitlediğin çocukları kessem afrika doyar hayvan karı!!!!
Sonra o tavırları, hareketleri, mimikleri bir anda hatun oldu rahibe teresa..
hayır bana ne lolo yapıyorsun? benle beraber o zarını gittik, diktirdik. Ne bok olduğunu biliyorum işte senin. Ben bilmesem neyse de, beni de kandırcak allahh allaah..
Ama öle böle kadın bildiğin evleniyor.. İşte adalet dedikleri böle bişi bence..
Şeytan diyor, aç adamı söle gerçeği! bir de diyor yok şimdi söyleme, düğününde söyle, sonra diyor sadece adama söyleme ailesine falan herkese söyle ki rezil olsun bir daha evlenemesin.
Geçen telefonda konuşuyoruz, ban işte anlatıyor düğünü nasıl yapacağını falan. Aklımdan geçen tek şey..
O düğününe biri bomba koyar da kafan gözün patlar, duvağına ayağın takılır da yere düşüp beynin dağılır, düğününü bir deli basar da suratını kürekle dümdüz eder. Adam sapığın biri çıkar da gerdek gecesinde vajinana dinamit sokup bekler, hatta hatta kırbaçla dalsın da böle aklın başına gelsin..
......
Bunun dışında Erik facebook da bi şeylere tıklayarak yurtdışı seyahati kazanmış. Şaka gibi ya, deli oldum resmen. Herifin nasıl bir şansı varsa kazı kazan oynasak 100 tl çıkıyor ona.. Hayır abi bir de yurtdışı. Seni yanımda götürmicem diyip duruyor yavşak.. Nasıl hırslandıysam ben de bütün yarışmalara katıldım. iki haftadır sanırım manyak gibi yarışmadan yarışmaya koşturuyorum. sırf ona erişmek için.. Eee sonuç babayı aldım.. Hiç bir yarışmadan hiç bi bok kazanamadım! Sadece bir yerden umudum var. Şurası o da yurtdışına gönderiyor... görecek o!!! o gidiyorsa ben de gidecem. Hem de yolda ilik gibi bir bebe bulup! Madem beni götürmüyo!!! Yok bu da olmazsa gidip bankadan kredi çekip, ayak yapcam ödül kazandım diye. Napim lan "sen bir kaybedensin" diyip duruyor sürekli.. Hayır bu hırsla yakında yeteksizsize çıkarak maykıl ceksın dansı yaparım korkarım!
....
Bir de o neti bağlatana kadar burayı biraz şeyedebilirim. Neticede iş yerinden burada yazamıyorum. yalnız twitterım var benim, gündüzleri burada takılıyorum. PuCCa
Haa çok da sikimde değil dersen, valla benim de değil..

Bu yazı toplam 8 dk da yazıldı..