11.11.2013

İmza Günü…

Öncelikle en başta şunu belirteyim de bana saldırıp durmayın artık, yeter! Ben yazar değilim, sadece iletişimle ilgili iki üniversite bitirmiş, ikinin üzerini bile bile koyu yaptım. İnternette kendi blogunu yazan kendi halinde bir kızım. Sonra o günlükleri kâğıt sayfalara taşıdım, o kadar… O yüzden bir daha ‘Edebiyata bir haller oluyor’ falan diye bana saldırırsan; karaciğerini tırnaklarımla yerinden çıkartırım bu konuda da bir anlaşalım artık. Anlaştık mı? Twitter fenomenliği var bir de, Allahımmmm tiksindim, gerçekten tiksindim oralardan. Ben Twittercı falan da değilim! Kitap çıktığı zaman orada hesabımı kullanmıyordum bile. Bir garip bloggerım işte.

Hangi yazar her imza gününe geç kalır? Hangi yazar, erkekler tuvaletinde 'Az sonra imzam var yaa, ben gireyim mi?' diye sıra alır? Hangi yazar imzadan önce 'Ay buranın kuyu kebabı ne güzel yiyelim mi?' diyip, midesini bozar? En önemlisi, hangi yazarı arkadaşları kuaförde unutup gider? Bütün hepsi, ben diğer arabadayım diye Tüyap'a gitmiş ya, kuaförde gelin başı yapılan gelin gibi kaldım ortada! Bir tane eşyam bile yok! Zorla kıl kıyamet aldırdım kendimi... Bir de üstüne trafikte poz vermişim, ağzım kulaklarımda. Kırmızı bir ruj, kızları arabanın arkasından çekiyorum. Niye yani? O yüzden yazar değilim, hatta şu an ‘Başıma gelen şey ne?’ diye kendi kendime sorguluyorum.

İlk -gerçek- imza günümden önce kâbuslar görüyordum, hala hepsinden önce aynı kâbusu görüyorum orası ayrı. Bir tane kişi yok, yok! Bomboş yani her taraf, Allahımmmm Tüyap'ı bile kurutmuşum! Ha bu arada, ilk gerçek dedim, ondan önce bir kabin gibi bir şey yaptılar bana, arkadan sadece gölgem gözüküyor. Ve ben içeride yemek yiyordum. Neyse, ilk gün geldi, atladık gittik oraya. Bir sıraya girmişim, zaten sonu nerde başı nerde anlamıyorum. Önümdeki kız, arkamdaki kız hatta neredeyse bütün sırada benim kitaplarım var. Lan yanlışlıkla kendi imza sırama mı girdim diye de bir düşündüm. Ardından Tüyap'ta 1 saat yer bulmaya çalışma ve varış!
O ne! Ooooo ne!!!!
Ben yayınevinin önünde yaparız diye düşünürken insanları sığdıramamışlar diye imza salonuna toplamışlar. İnsan kaynıyor, ben hayatımda bu kadar kişiyi bir arada görmemişim. Hepsi çığlık atıyor, hepsi! ‘Bana mı?’diyorum ya, sağıma soluma dönüyorum. ‘Yanlış anlamış olabilirler mi?’ acaba diye o kadar şaşkınım ki..
Masamı kırdılar, önüm sağım solum kısacası her yer insan kaynıyor! 'Bi sandalyeye çıkar mısınız sizi görmek istiyorlar, yoksa burayı yıkacaklar!' dediler. Ben, durur muyum sence? Sanki dünden hazır gibi, verdim ayakkabıları arkadaşa pat diye çıktım sandalyeye! Ayy bir anda Tarkan oldum sanki! Oramı buramı sevmeye çalışanlar, o çığlıklar, o birbirlerini ezenler falan anlatılacak gibi değil... Ben de bir yandan gülümseyerek insanları ikna etmeye çalışıyorum hani sakinleşsinler diye.
Direkler devrildi tabi ikna çabalarım boşa gitti. Bi de niye ikna ettiğimi de anlamıyorum, ben ne yaptım. Zaten hani Pucca anime karakteri ya biraz onu andırayım diye japonvari bişi giymeye çalışmışım. Saçlarda ekler var iğrenç! Beyinsiz Pucca, balıketliden anime karakter mi olurmuş! Orta yaş market kataloğu mankeni gibi duruyorum...

Aldılar beni bir pop şarkıcısı gibi kaçırdılar. Sonra da anons ettiler, 'kız imzadan vazgeçti' diye. Onu duydum, şimşek gibi fırladım, ‘Nasıl ya??’ diye! Pat pat pat öne doğru parmaklarımın kaydığı ayakkabımla salona geri döndüm. Toparladılar onca insanı, geceye kadar kıçımı bile kaldırmadan, herkeseeeee -bak herkeseeee diyorum binlerden bahsediyorum hatta daha bi binler- aynı sevgi ve özenle imza verdim. En son, gerçekten de yüzük parmağımı hissetmiyordum! Çünkü o parmağım o kadar çekici ki kalemi bile onla tutuyorum! Böhhhüüühvvvv!
Yalnız şöyle bir olay var, arkadaşlar ben bilmeden Twilight olmuşum, Tylor Swift'i bisiklet bombasıyla şişir, boyunu da yarıdan kes, ben o olmuşum ya. Yaş ortalamasını gördükçe, kaçmayınnnn ablalarım, kaçmayınnnnn teyzem, kaçmaaa yaşıtım sıradan!!!!! Her yerde görüyorum sizi, yazları koca plajları sarı sarı yaptık, otobüslerde de görüyorum, gittiğim yerlerde de. Siz de gelin, kurban olurum, napıyorsunuz yaa!
Neden, nedennnnn neden, ben! Neden ben ve benim sefil hayatım!
Asla neden beni okuyorsunuz demem, deli miyim neden diyeyim? Hayatımda ilk kez bu kadar çok sevilmişim, ilk defa değer görmüşüm, mal mıyım bir de hor göreyim! Ama sevgili kızlarım, a 'puccagirl'erim o gül yüzlülerim, pamukcukluklarım... Eskiden kâbuslarım böyleydi, sizin yaş grubu beni hep kovalardı. Bir sürü vikvikleyen regl olalı 3 sene geçmiş kızlar! Meğer buna delaletmiş. Canım kızlarım benim inanın hepinizi çok seviyorum, oyyy başka çarem mi var, bi siz sırtladınız beni, ooooo... bebik yüzlülerimm, oo sarıll sarıll bana, 'hala bu parfüm mü moda ya!' Ayy 30 olmadan biyolojik saatim coştu zaten!
En son Tüyap'ta halıları kaldırıyorlardı, öyle bitirdim imzayı. Yaa düşünsene, eskiden bloga konulan sayaçlara bakıp, ‘ohh 25 kişi okumuş bugün’ diye sevinen bir insan evladıydım. Bir de şimdi, sürekli olarak imzada, 'Lütfen tek foto, hemen hemen çabuk! Sırada bekleyen çok insan var!' Hayatım sürekli bi 'noluyo lan!' olayları ile dolu oldu ama valla bu kadarını ben de beklemiyordum!

Yalnız bir şey söyleyeceğim; bu imza olayı biraz garip değil mi ya? Yani Kral Tv Müzik Ödülleri, şak şak şak her taraf yaldızlar, şovlar süslü. Sinema desen, galası bilmem nesi şıkır şıkır. İmza günleri ise; plastik bir sandalyenin üzerinde, arkası kartonet kaplama. Bir de kermes masası gibi düzenlemişler masayı, kenarında bir çiçek falan... Yani ‘daha ne olabilirdi?’ diye de düşünüyorum da o da kısıtlı zaten. Sonra 'Amaaaan yine bir değerimiz de popülerliğe sürgün gitti!' diye dertleneceğimi biliyorum.

Bir de ilk günden beri beni hiç yalnız bırakmayan bir grup var, haklarını gebersem ödeyemem! Zaten oraya kadar gelen kimsenin hakkını ödeyemem! Dünyanın en güzel hissi bu imza olayı ama bazı garip şeyler de olmuyor değil, şimdi bir de onları anlatasım var.

Sürekli olarak, 'bana farklı bir şey yazsana' diyorlar. Yaa ne yazabilirim? Nasıl bir yaratıcılık gücüm olabilir ki hepinize tek tek ayrı şeyleri yazabilirim. İmkânı var mı :(((((
Hep yazım güzeldir diye yalan atmışımdır. Böhüüüüvvv ben ne bilim digital çağa girdik, bir daha hiç kâğıda yazı yazmayız sanıyordum. Allah’ım, sürekli olarak, 'Ne yazmış, ne yazmış yaaa bu? Sen anladın mı?' bunları duyuyorum. Hatta bir tanesi kalkıp getirdi tekrar, 'biz 10 kişi anlamadık ne yazdığını' diye. Ben, en son Canan Tan'dan imza almıştım, onda da Selin'e diye atmıştı. ‘Gidip versem mi, bir daha sıraya girsem mi yoksa Selin diye birine mi satsam’ diye düşünmüştüm.

Sonlara doğru herkesin yüzünde benden nefret ettiklerini görebiliyorum. Şu saate kadar bekledim, hayatta bırakıp gitmem hırsıyla masaya bir çullanıyorlar! Ne yapacağımı da bilmiyorum! Nasıl sakinleştireceğimi şaşırıp ‘Sen otur lütfen, bir yudum su falan iç’ falan dediğim insan çok! Zaten masaya konulan kurabiyeleri de hiç yemiyorum. Sonra boğazıma kaçıyor, onca insan içinde öksür dur.
Yazı yazarken bir yandan da konuşamıyorum. İmzayı atarken yanımdakiyle bir iki kelam bir şey edeyim diyorum ama yok! Bir şey sorup, ardından 'Hah ne? Pardon anlayamadım ne demiştin?'
Sürekli birilerinin sizi izlediğini bilmeniz de garip. Ön taraftan sürekli bir ses geliyor, 'Hepsini imzalama; tek kitap imzala, tek!' 'Ne konuşuyor bu yaa, hooopppp biz sıradayız!' 'Dişleri gerçekten de yazdığı gibiymiş!'
Bu arada arkadaki organizasyon bozukluğunu da duymak zorundasın. En son artık, “Tüyap kapanıyormuş, sıradakileri dağıtırsak sen ölürsün, bunlar bizi döver, şu adam çok sinirli bak! O kesin seni döver. Bitersin, hayatının sonu olur, bu sıra dağılırsa bir daha seni bulamayız!” Böhüüüüüvvv bana niye böyle şeyler diyorsun yaa, ben orada mutlu mutlu imzamı dağıtıyorum.


Yani demem odur ki; gelen gelmeyen kim varsa teşekkür ederim. Siz benim bir hayalimi gerçekleştirdiniz, umarım sizin de hayalleriniz gerçek olur. Hayatında hiç sevilmemiş küçük bir kızı, siz kabul ettiniz. Kendinizden biri gördünüz. Sizin borcunuzu ne yapsam ödeyemem. Çoooooook teşekkürler! Bu arada kilo verdiğim umarım gözlerden kaçmamıştır bebek!  

21 yorum:

Adsız dedi ki...

geri dönmene çok sevindim..
<3

Unknown dedi ki...

Hahahaha bu kadar içten birisii !!! Cok seviyorum seni. Her ne kadarda asla imzani alamayacak seninle tanışamayacak olsamda ( Kibrisliyim) seni çok yakin buluyorum ayni karakterin 2 insana verilmesi gibi bisey ! ♥

Cisem dedi ki...

Yazını begendım cok icten,senin gibi.. Keske Mersin Tarsus'a gelme imkanın olsa.. Cogu yazinda kendimi buluyorum.. Artik esime bile surekli seni anlatıyorum. Hatta bazen sınirleniyr. Sen söyleyemedigimiz herşeyi söyleyerek bize güc verdin. Tesekkurler Pucca..

Blog Tanıtımları dedi ki...

Harika süper

Unknown dedi ki...

Maalesef imza gününe gelemedim ama dün sürekli instagramdan ve twitterdan takip ettim orda neler olduğunu, 4. Kitabın da az önce bitti. Tabiki yine çok güzeldi ama bize böyle hiç bitmeyecek sayfalar lazım sanırım çünkü o kadar ay bekleyip iki günde okuyup bitiriyoruz :DD 4. Kitabı okurken açıyorum instagramdan bahsettiğin şeyin resmine bakıyorum, açıyorum twitterdan eskilere dönüp atılan twite bakıyorum baya baya canlı canlı okudum kitabı :D teşekkür ederiz seni seviyoruzz <33

Unknown dedi ki...
Bu yorum yazar tarafından silindi.
Adsız dedi ki...

imza gününr gelemedigim aklima gelince hala karnima agrilar giriyo:(

hic tanimadigin insanlar tarafindan sevilmek cok guzel olmali keske ben de yerinde olsam

senin yerinde olmayi o kadar isterim ki
arAda geceleri sokakta karsilastigimizi ayak ustu sohpet ettigimizi falan dusunup hayal kuruyorum tanismayi o kadar isterim ki

dua listem hep belli
beni seven bi sevgilim olsun
ilerde kitap cikarayim
kilo veriyim
pucca evlenip mutlu olsun yeni kitap cikarsin
seni cok seviyorum yazdiklarina o kadar hayranim ki

Seda Şakar dedi ki...

Ben hayatım boyunca bir şey için bu kadar sabırla beklediğimi hatırlamıyorum :) Tam 4buçuk saat inat ettim o sırada bekledim hayatımda bir ilki gerçekleştirdim resmen. Samimiyetin için asıl biz teşekkür ederiz:)

Unknown dedi ki...

Umarım Adanayada gelirsin :)
Kitap okumayı hep severdim ama senin kitapların benim için çok ayrı. Kitaplarını birine okumaya bile veremiyorum çocugundan ayrılmış anne gibi hissediyorum sonra kendimi

melike dedi ki...

ankaraya gel lütfen.tamam belki iyi hatırlamıyor olabilirsin burayı ama napalım burda okuyorum gidemiyorum bir yere. sen gel lütfeeennn :)

Unknown dedi ki...

sen çok yaşa e mi :)))

Unknown dedi ki...

Tabikide imza gunune geldim delivgibi kalabalik vardi saat 1 de siraya girdigim hqlde saat 5 e dogru imzayi aldim ama gercekten atmosfer cok iyiydi :) iyi is cikardiniz tebrikler

Adsız dedi ki...

deli ayol sesli güldüm..
bana niye böyle şeyler söylüyosunuzda...

ilahi pucca..
dün telefon geldi akşam üzeri.. adet göreli 4 yıl olmuş kızımdan.. anne puccanın son kitabını alsana diye..
remziye girdim baktım baktım göremedim hayyyt ortaya seslendim puccnın son kitabı .. dört kişi filan orda en önde dediler.. öyle yani..

peeek eskiden beri okurum seni..
inan bana.. çocuklarım sana çok şey borçlu.. tam dellenip üstlerine yürüyecekken ama pucca da yazmıştı.. demek oluyo böyle şeyler demek yalan söylemiyorlar diye sakin anne moduna geçmeyi becermiştim sen benim sabır tılsımımsın =)..
az yorum ederim gerçi.. gençleri izle sev ama ben burdayım deme rahat olsunlar.. =)

sevgiyle.. yolun açık ola..

atalet..

Tembel ki dedi ki...

PuCCa: Rising

Unknown dedi ki...

"Bir fotoğraf lütfen" diyenlerden biri olarak 4 saat bu bahsedilen sıradaydım :D Benimkini imzalarken fotoğrafımız yok ama başkalarının kitabını imzalarken çektiğim fotoğrafların o kadar tatlı ki sürekli gülümsüyorsun. İlk defa bir kitabımı imzalattım ve bu kişide sen oldun yanına geldiğimde sürekli gülümsüyordum anlamsızca. Seni ne kadar beğendiğimi ve çok içten olduğunla ilgili bir şeyler söylemeye çalışmıştım ama sen o kadar telaşlıydın ki sırada bekleyen onca insan ve tüyapın halılarını kaldırmaya başlayan adamlar.. Her şeye rağmen kitabımı elime alıp kapağını araladığımda senin yazını -evet ne yazdığını anlamak için bende epey uğraştım :D- görmek çok güzel hissettiriyor. Çok teşekkürler!!

asya dedi ki...

cnm ya seviyorum seni daha hiç kitap hesapta yokken blogunu okuyordum hergün giriyordum yazı varmı diye bakıyordum çok güldüm çok ağladım senin yazılarınla,imza gününe de geldim iki kardeşimle hatta üç sarışanla ilk defa foto çekilicem demiştin çok pozitiftin onca ordaki olaylara rağmen sakin durdun dilerim hep mutlu olursun yüzün hep güler.
Anastasiya.

Gizem dedi ki...

Gerçekten çok güzel yazıların var çok güzel yazıyrsn kitapları okuduğnda insan uydurma kurmaca fln diyor ama senin kitapların tamamen yaşamdan en sevdiğm yönü bu :)) keşke mersine de gelsen senle tanışmayı çook istiyorum gerekirse 1 gün beklerm o derece yani :)) tek bi sorun var o da bi oturuşta kitabı bitirmem :(( ilk üç kitap üç günde bitti sonra hep 4. kitabı bekledm sonunda çktî hemen aldm okuycm diye ama çabk bitrmek istemiyorum o yzdn yavş okuyorum :(( neyse umarım pucca günlük 20-40-50-60-100 fln görürüz:)) yazılarını okumak gerçekten harikaa

Unknown dedi ki...

Beklettin diye ÇOK Kızmıştım. Napiyim benimde huyum Kurusun feci dakik bir İnsanım.O akşam maçta vardı. Sıranın dışında bekleyen Kocamı delirtmemek için sen geldin.Ben Sıradan ÇIKTIM.imza alamadım Ama Kitabın ilk baskısını aldım;) Bu arada acayip Zayıf görünüyordun.

Adsız dedi ki...

Pucca lutfn ankaraya gel seni cok seviyorumm kizzz ;-)

eflal dedi ki...

pucca çoook güzel şeyler yazıyorun sana bayılıyoruz arkadaşlarla lütfen aydına da gellll :*

TheBulut dedi ki...

Tebrikler :)