kabus etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
kabus etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

15.07.2009

Bazı kadınların anne olma hakları ellerinden alınmalı

Şimdi bir kuzenim var anne tarafından, kadın 30 yaşlarının son demlerinde.. ama gör benden daha genç gözüküyor. Zaten eski dereceli türkiye güzeli. Şimdi bu hatun erken yaşta evlendi. Evlendi evlenmesine ama her gece o bar senin bu bar benim gezdi durdu. Kocası da buna pek düşkün evine bağlansın diye koydu karnına çocuğu. Lakin kadın daha çok uzaklaştı evlilikten, 3 çocuğun ardından geçtiğimiz yıllarda vurulan yeraltı babalarından paraya bok diyen herifin biriyle biriyle çekti gitti.. Bunla da evlendi bir süre çoluğunu çocuğunu unuttu..
Adam vurulunca hatun kaldı ortada üstüne bir otel birde kocaman spor salonuyla..
Yanındayken bakınca cidden hayatı çok güzel. Canı sıkılıyor mesela hop ispanyaya gidiyor, evin içinde ipek geceliklerle dolanıyor, ünlülerin hepsini tanıyor, gazetelerin 2. sayfasında fotoğraflarını arıyor, fiziğiyle ilgili tek sorunu kaz ayağı bölgesi, bir çantaya 5 kişilik bir ailenin 9 aylık masrafını karşılayacak kadar para verebiliyor.. kadının kıyafet odası var izmirdeki evimizden büyük yani, o kadar çok ayakkabısı var ki sayamıyorsun bile.. hayatı boyunca hiç çalışmamış, otele de ölen kocasının bilmem kimleri bakıyor buna para veriyorlar sadece.. Yanındayken ne kadar kendimi ezik hissetsem de heyt be ne şanslı insanlar var diyordum.. ben işe giderken çantalarımı boşaltıp bütün bozuk paralarımı toplamaya çalışırken, hatun kapıya gelen bakkalın çırağına 20 tl bahşiş veriyordu çünkü.. bir sevgilisi var kendinden küçük onu mutlu edebilmek için nasıl didiniyor.. zaten yaşını da adama küçük söylemiş. Hastalıklı gibi seviyor adamı. Bütün hayatı varı yoğu o.. Adamda tam böyle nasıl anlatsam hani cluplerde baş taraflarda oturur, viski ya da rakı içer, takım elbise giyer, ağır parfümü vardır böyle, tek muhabbeti arabalar, kadınlar ve forslarıdır.. "sen benim kim olduğumu biliyor musun" adamlarından.. nihat doğanın türkücü olmamış hali işte..
Şimdi bunun üç çocuğu varya ben bunları hiç görmemiştim, zaten kendi de hiç bahsetmiyor, sevgilisine de sadece bir çocuğum var demiş.. Bugün sabah aradı beni, "hemen eve gelip benim çocukları alman lazım sevgilim gelcek onları görmesin" dedi. Bende gittim öyle salak gibi yokda diyemedim.. 3 tane kızı var en büyüğü 15 yaşında.. Hayatta demem yani bu o kadının çocukları diye. O kadar ezik duruyorlarki.
3 üde bir koltuğa sıkışmış kolkola girmişler hiç konuşmuyorlar. Anneleri bağrıyor,
- ben babanıza elli kere söyledim göndermesin sizi buraya canı sıkıldığı zaman, ben uğraşamam işim gücüm var benim.. o babaannenize para yolluyorum üstünüze başınıza bu çul çaputu alsınlar diye mi.. şu halinizle gelmeyin bir daha şu eve, bana sormadan gelmeyin eşşek kadar adam oldunuz hadi babanız çocuk daha sizde mi anlamıyorsunuz. ille adresimimi gizliyeceğim sizden kurtuluş yok mu....
nasıl bağrıyor o kızlara. onlarda hiç seslerini çıkartmıyorlar. en büyük olanı kafası yerde hiç kaldırmıyor bile.. kadında evin içinde bir sağa bir sola dolanıp duruyor, bişeylerle uğraşıyor ama sürekli bağrıyor bunlara..
- babaları ancak akşam gelirmiş bunlar da tek başlarına dönemezlermiş eve.. şunları bir bıraksan puccacım evlerine. tek gönderdiğim zaman papaz oluyorum sonra babaanneleriyle. seni de yordum ya buraya kadar ama bi sen biliyorsun o yüzden, çıldırtacaklar bunlar beni o kadar işimin gücümün arasında bide bunların derdi..
işimin gücümün dediği şey sevgilisi gelecek o yani.. nasıl sinirlendim ama ne diyim ki. dediğim şey neyi değiştirir.. çocuklarla bindik taksiye. büyüğü nasıl ağlıyor. bende varya böyle durumlarda hiç bişey yapamam. teselli veremem, sarılamam öyle ya kitlenirim hiç yokmuş gibi davranırım, yada güldürmeye çalışırım.
Bunlarda ne yapacağımı da bilemedim. Önde oturuyorum ama hıçkırıklarını duyuyorum. diyecek kelime bulamıyorum kızla beraber bende ağlamaya başladım. lanet olsun kızı da öyle bir anlıyorum ki, ama işte diyecek bişey bulamıyorum. dedim taksiden inelim bari bi yerde oturup kızlar sakinleşsin böyle eve de göndermeyeyim.
Büyük kız hiç durmadan ağlıyor, diğer kızlarda onu sürekli öpüyor.. ve ben sesimi çıkartamıyorum. böyle zamanlarda kendimden nefret ediyorum varya, hiç beceremiyorum kilit anlarda napılması gerektiğini. benle aynı yaşlarda olsa güldürürüm falan ama o kıza diyecek bişeyde bulamıyorum..
- bugün ablamın doğum günüydü anneme süpriz yapalım dedik. babama annem bizi çağrıyor dedik. babama söyleme tamam mı abla kızar yoksa.. yılbaşından önce gelmişti annem yanımıza belki özlemiştir demiştik.
orda o kızdan daha çok ağlamışımdır işte.. Bu kadar güzel çocukların annesinin bu kadar karaktersiz olması bide bunun benim akrabam olması ne kadar koydu bana.. Bunların soyu böyle teyzesi de aynı yeğeni gibi bende sizin gibi duraklarda çok ağladım diyecektim demedim.
en çok şey koydu bana ama, en küçük olanı sarıldı ablasına
- abla ağlama bi daha geldiğimizde daha güzel giyiniriz o zaman gezdirir annem bizi.
o kendini suçllama hissi varya, herşey kendi yüzündenmiş gibi olduğunu zannetme o o çocukları büyünce benim gibi yapacak işte..
Eğer böyle bir anne olacaksam doğurmak nasip olmasın bana. O kadar korkuyorum ki öyle biri olmaktan.. Kabuslarımda hep eski sevgilim bacak aramdan bebeğimi çıkartıp çiğ çiğ yiyor, yada ölü bebekler doğuruyorum. herşeye anlam yüklemeyi adet haline getiren ben acaba diyorum bu işaret mi. yapmamam mı gerek..

27.04.2009

Hayallerimi winzipleyip, C diskine atıyorum


Rüyalarım hep gri renkte benim nedense, hava hep kapalı yağmurlu rüyalarımda. Kabus olarak ya canlı canlı bebeğimi yiyen eski sevgilimi, ya denizde boğulduğumu, ya merdivenlerden çıkarken düşmek üzere olduğumu, ya da iç çamaşırımla sokak ortasında kalıp utandığımı görüyorum. Ama bunlar dışında rüyalarımda gördüğüm bir ev var, bizim ilk oturduğumuz ev. Balkonu kocaman o evin, içerisi sepia renginde, dışarı gri. Ne zaman o evi görsem rüyamda sabah, canım acıyarak uyanıyorum. Cenin pozisyona girip gene ana rahmine dönmeyi, nefes alamadan ölmeyi diliyorum. Yaşayamayacak olduğum şeyleri, suratıma vuruyor o rüya. Hiçbir hayalimi gerçekleştiremediğimi, yaptığım hiç birşeyin beni mutlu edemediğini, boşu boşuna yaşıyor olduğumu. Hiç kimseye bir faydamın dokunmadığı gibi, kendime dair yapmış olduğum bir amacımın da olmadığını. İlk Hıdrelezi o evin balkonunda görmüştüm. Aşağıda ateş yakan çocuklar vardı, çok küçüktüm izin vermemişlerdi. Balkondaki saksının birinin toprağına ağaç resmi çizmiştik, ancak öyle susturmuşlardı benim sokak için ağlamamı. Ne zaman Nisan ayının sonu olsa heycanlanıyorum ben, 5 mayısta dileklerim kabul olacak sanki. İnanıyorum buna, inanmazsam ölürüm gibi geliyor. Artık dileklerim anlaşılmıyor diye detaylı verdim birde. Dergiden micra araba resmi koyuyorum, sonra ev resmi koyuyorum, birde erkek manken. (bu sene Murat Bozu koycam) Hadi çizikten bişey anlamazsa maksat onlardan anlasın diye.. Ama fason tabi, en az 20 hıdrelezdir, gül ağacı altına ev çizdim. Bıraktım kendime ait bir evi 3 ay yaşayabildiğim bir mekan bile yok. Kaplumbağa gibiyim. Kendime ait hiçbirşeyim yok. Kendimi hiçbir şehre hiçbir kimseye, hiçbir eve ait hissedemiyorum. Hep eğreti, heran gidecek gibiyim. Çok yorulduğumu hissediyorum artık. Hıdreleze de inanmayacaksam abi ben neye inancam. Allaha hergün 3 kulfu bir elham eşliğinde "artık beni mutlu et be hacı, siktin attın resmen" diyorum anlamıyor daha da boka batırıyor beni. Kendimden kötüleri düşünmeliyim diyorum, afrikalılar evet evet onlar gibi olsaydım ya diyorum sonra bencillik sarıyor beni. "Ulan ne güzel incecikler memeleri de dimdik birde bana bak dobişkoyum." diye düşünürken buluyorum kendimi. Bi gün şimdi, staja yeni başlamıştım.. O zamanlar böyle her boka atlıyorum.. Çünkü çığır aşacam tv alanında diye düşünüyorum. Kanalın sahibinin kızının düğünü var. uplink aracındayım bende. Bu geldi oraya. Kanalın sahibi diyorum ama pek hoşlanmadığım bir herif olsa da adamla konuşmak için 9 ay önceden yalvarman gerek. Başbakana resti çekmiş puşt sen ne diyosun o gelmiş araca bizle konuşuyor. tam 3 ay benim göt tavanda sanki yattım herifle gibi.. neyse biz el pençe divan durup serçe gibi titrerken karşısında.. bu nedense bi akıl vereyim de gideyim dedi.. "Eğer bir murat 131e ihtiyacınız varsa, ve hep murat 131 almalıyım derseniz. Arabaya sahip olamazsınız. Ama eğer hayallerinizi ferrariden yana kullanırsanız, bir murat 131 sahibi olursunuz." İşte bende dünyanın en ünlü film yıldızı olmayı, dünyanın en yakışıklı adamı ile fingirdeşmeyi, dünyanın bütün paralarının benim cebimde olmasını hayal ettim. Ala ala babayı aldım ama.. O yüzden artık kendi bildiğimi okumaya karar verdim. Zaten bu meslekte 30 yaş üstü kadınlara değer vermiyorlar, memelerim sarkana kadar varlığımı sürdürdüm sürdürdüm. Sürdüremedim kapaklayıp birini doğru nikah masasına. Aşk konusunda zaten çok bahtsızım nerde mal var onlara tutuluyorum. Kocamda alkoliğin teki çıkar, o hayalini kurduğum koca balkonlu evde küçük kız çocuğu yetiştirme projemin içine sıçar.
....
İşle ilgili aslında çok şey yazmıyorum buraya.. düşündüğün gibi tembel, uyuşuk, beceriksiz değilim maalesef.. Bide zaten beynimi sikiyorum bütün gün onlarla, şuraya sadece rahatlamak için yazıyorum. onlarla şişiremem kendimi.. Haa işte ama bugün toplantıda bana söyledikleri şeye sinir oldum. Bende artık sıradan fikirlerle, sıradan insanlar ve onların sıradan hayatları gibi yaşamaya karar verdim. Ben tam bunları düşünürken rüyamın etkisinden çıkamazken, sunduğum birşey için. "PuCCa Türkiye izleyecek neticede. adamlara ne versen yiyor kasma bu kadar kendini. İzleyen tipleri çok büyütme gözünde, köçeğe gülen bir halktan bahsediyoruz. Enteli Ceylan filmlerinde ağlar, diğeri İvedikte güler. Böyle bir toplum için yorulma, nasıl olsa alacaksın maaşını" dedi. Diğerleri de onayladı.
O yüzden bütün hedeflerimi değiştiriyorum, bu kez hıdrelezde buna uygun şeyleri dilicem. Dua ederken de öyle yapcam. Bundan sonraki hedefim ve isteğim aynen şöyle olacak, Küçük bir şehre yerleşip.. orda yerel bi kanalda çalışmak istiyorum.. Saçlarıma sarı kaynaklar yapıp, onları maşalamak istiyorum.. azerbeycan tv sunucuları gibi makyaj yapıp, leke jeansten kotlarla, kanalda gençlik programı(?) sunmak istiyorum.. Programda sağlık köşesi yapıp, devlet hastanesinin diş doktoruyla röp yapmak istiyorum. mustafa kemal paşa lisesinin folklor ekibinin gösterilerini studyoya taşımak istiyorum.. Ardından gitar çalan bir çocuğun, akdeniz akşamlarını söylerken ki haliyle hüzün bulup uzaklara dalarken kameraya poz vermek istiyorum.. Ekip arkadaşlarımla uğraşıp kamera önünde "şuandaa görmüyosunuz ama mahmuttt yere düştü ehiehi.. mahmut bizim kameramanımız kikiki" demek istiyorum.. Gülben ergen şarkılarına playback yapıp dans etmek istiyorum.. oranın genç işadamlarından biriyle evlenmek istiyorum..
Valla bunu çok istiyorum. madem öyle naparsam yapayım olacağım aynı bok, bari kötü işler yaparım. En azından sonum iyi bir bok olur. Farklılıkmış bilmemneymiş pehh kimi kandırıyorum. Neyin öncüsü olabileceksem götüme başıma bakmadan. Hayatımda hiçbir zaman tv bize birşey öğretmeli gibi bir mantıkla yaklaşmadım olaya. Yaklaşanında ağzına sıçayım. O kadar mal mısın sen eğlenmek için açtığın kutudan bana birşey öğret diye bekliyorsun. Gündüz kuşağında Avrupa birliği fonlarından bahseden program yapılması olayına midem bulanmıştır. Ev karılarına ne, karı yemek yaparken naapsın entelliği dantelliği demişimdir. İlgi çekmek için cıvıtılacaksa sonuna kadar varım. Pelin Akat vari bir mantığa sahibim o konuda. Ama nefret ediyorum her kanalda arak programlardan. Pelin akatı da sevmiyorum o yüzden. O kadar güç var elinde hala bir tane orjinal fikir yok ajansında... Yabancı tvlerden aldık programları kabul başardık hobereyy diye gören bir sistem var karşımda. ben kimim de aşık atarım.. yeni birşeylermiş, ilk biz olalımmış, riske girmekmiş. hahay ben kimim lan. Açarım bbcyi gece bakarım hangisine türkler ilgi gösterir, sabaha derim bakın böyle birşey var. Denenmiş mi, denenmiş korkmayın. Tamam sponsor bulunur o zaman. Çünkü o kadar zavallıyız ki, kendi yapacaklarımıza güvenemiyoruz. ünlülerle yemekteyiz olsun, hem farklı olur. Ahu tuğbayı arayın hemen.. Türk aklıymış bilmem neymiş. Çok zekiymişiz, üretkenmişiz şöyleymişiz böyleymişiz.. bi sikim değiliz... Maaşımı alıyomuşum bide kanırta kanırta veriyosunuz, utanmadan alıyosun zaten diyosunuz.
Yalnız olaya neyle girdim neyle çıktım. Ya ne alaka onla bu diyebilirsin de, valla alakası bana çok var. Yazıya dökemedim ama beceremedim bu kez. yani bağlantıyı ben kurdum ama kafamdan..