31.01.2009

Ben ben ben hep ben

hep böyle içime yönelik şeyleri yazıyorum ama birazda dışıma yönelik yazayım dedim.. çokta sikimde diycen ama napim..
- hiçbir zaman yemek seçmem ama yiyemediğim şeyler var.. mc ve burgerın kırmızı etini asla yiyemiyorum birde rosto yiyemem.. yedikten sonra hep kusarım bunları.. oysaki etide severim ama.. bunları yiyemiyorum.. sabah en sevdiğim şey peynirli ballı ekmektir.. Ağzı tadım pek yoktur, tiramisuyla turşu yiyebilirim.. tatlı yersem mutlaka sonunda ağzıma tuzlu bişey atmalıyım, ağzımdaki son tat tatlı olmamalı..kabak tatlısına hastayım, onun için ölebilirim.. meyveli yoğurt ve antep fıstığıyla bütün ömrümü geçirebilirim.. en sevdiğim meyve mandalina, elma yerken hep dişlerim kanar.. Babamın yanına ilk geçtiğimizde, 2-3 sene sadece kahvaltılık ve kebapla beslendik.. bizi mutfağa sokmazdı, o zaten hiç girmezdi.. Öğrencilik hayatım ve yalnız yaşadığım dönem boyunca da sadece cips, çikolata ve peynir ekmekle beslendim.. param olduğunda ise iskender, pide, burger ve pizzayla.. O yüzden sanırım kronik kabızlık çekiyorum.. Ama istediğim zaman manyak güzel yemek yaparım.. ama istediğimde.. genelde istemem..
- Sıfatımda gereksiz bir gülümseme vardır her zaman.. sürekli gülerim, devamlı herşeye her boka.. PuCCa senin ağzına sıçayım derler gene sıratırım.. Çünkü dişim yüzünden ağzım zor kapanıyo.. kapanmayınca böyle salak bir ifade oluşuyor bende o ifadeyi gülümseyerek düzeltmeye çalışıyorum..

- Gece yatmadan önce mutlaka yanıma su koyarım, ve erken kalkmak için su içerek uyurum.. sabahın erken saatlerinde çişim zorla beni uyandırır.. altıma pijama giymem, sadece kilotla yatarım, bunalıyorum çünkü.. kabuslar görüyorum öyle yattığımda..

- Biri bana desin ki ay pucca mor saç sana çok yakışır, hemen saçımı mora boyarım.. o yüzden alışveriş yaparken çok gaza geliyorum.. ev giymediğim bi ton kıyafetle dolu.. ayy bu size çok yakıştı diyerek aldığım bokum gibi şeyler var dolapta.. Pantolon almasını hiç sevmiyorum, giymeyi de sevmiyorum zaten.. çünkü götüm atlas okyanusu gibi hissediyorum.. Hele ilk aldığımda, hiç yakışmadığını bilsem de genede almak zorunda kalıyorum.. o salak karı yakıştı dedi diye..

- kaşlarımı alırken hapşırıyorum, ağda yaparken ağlıyorum, ağdacım olan kız beni gördüğü zaman kendi için yok dedirttiriyor.. Çünkü canım yanınca o küçücük odada 3 tur atıyorum.. hele mincomda allahım yok öyle bir acı.. "abla bak yan taraftada alıyolar hiç sesleri çıkıyo mu" diye beni aşağılıyor kaltak kız.. Siktiğimin bilim adamları ışınlanmayı falan bulacaklarına şu kıllara bi çözüm bulsalar ya.. bi ilaç içsem hoopp bi daha koltuk altı, apış arası, bacaklarda kıl görmesem.. bide ucuz olsa bu olay..

- Çok iyi dans ederim, her türlü dansa yatkınım hatta.. ankaradayken bi arkadaşımla tangoya yazılmıştık, eşsiz gelenler vileda sopasıyla dans edecekler diyince kendimi çok aşağılanmış hissedip bi daha gitmemiştim.. bi onda nasılım bilmiyorum ama oryantelde asena yanımda bok yer..

- Çocukken saçlarımı köklerinden koparıp tek tek inceleme gibi bir hastalığım vardı.. Önceleri tek tek yapıyordum sonra tomar tomar kopartmaya başladım... kafamın ortası kel kalmıştı.. yılan yağı sürerek eski saçlarım yerine gelmişti.. hala canım bişeye sıkılsın saçlarımı kopartırım..
bişey canımı sıksın, ve kimseye anlatamazsam morarımım.. her tarafımda parça pinçik morartılar oluşur.. yüzümde bacaklarımda sırtımda.. Şurayı yazdığımdan beri bu morarmalar baya bi azaldı.. misal şu anda karnımda ve baldırımda gene öyle morarmalar var...

- Marketten çıkarken kendimi çok ünlü biri gibi hissediyorum, böyle kapı açılıyo ya, sanki paparaziler karşımda bekliyo gibi.. Hala gece yatarken bir gün çok ünlü biri olacağımın hayalini kuruyorum.. bundan o kadar mutlu oluyorum ki anlatamam.. bazen sırf bunu hayal etmek için yatağa giriyorum..

- Ezberim manyak iyidir.. Okuduğum hiçbirşeyi unutmam.. satırına kadar hatırlarım.. Okul dönemim boyunca hiç defter tutmadım, hiç ders çalışmadım.. Ve çalışanlara çok şaşırdım. derste bir kere dinlemem yeterdi herşeyi.. havuz problemlerini falan kafadan tak tak çözerim.. dershanedeyken özel sınıfa koymuşlardı beni, 3 hafta sonra geri aşağıya indirmişlerdi.. ezberim o kadar iyi ama, çarpım tablosunu hiç bilmiyorum, isimleri hayatta aklımda tutamam, hala kendi numaramı ezberleyemedim...

- bi mekana gittiysem, orda birisi acayip yapışıyosa mesela mutlaka onun bi eşyasını alırım.. kaydadeğer bir eşyası yoksa, arkadaşlarıma bira ısmarlattırırım.. sonrada sevgilim birazdan gelecek derim.. Onlar hobareyy yatcazz diye sevinip, sabah alırım nasıl olsa diye düşünüp istediklerini verir niyeyse.. Elimdeki ganimetler, bir hırka, biri dandik, biri diesel kol saati, iki atkı(birini geçen gün melloyla aldım), bir künye, hayatta takmayacağım bir gözlük, 2 şapka..

- Özcan denizi köpek gibi arzuluyorum.. gel derse sadece bir kez yapcaz parasını öder gene yaparım.. murat boz gel dese fotoğraf makinemle giderim, herkese de anlatırım.. hatta yalanda söylerim "ehehehe murat boz ama beni bozamadı, düğme kadar lan!" diye ama özcanınki aramızda sır olarak kalır.. robbie williams zaten benle şeyetmez..

- buz devri 2 de, o fındığı yakalamaya çalışan şey öldü diye ağlamıştım.. sevimli canavarları izlerken manyak tırsmıştım. Haberde çalışırken şehit haberlerini, kaza haberlerini yaparken hüngür hüngür ağlardım.. Ama kendimle ilgili olaylara çok az ağlarım..

- Birinin bana zarar vereceğini hemen anlarım, ama en fazla napabilir diye hep sonuna kadar beklerim.. kimseyle küs kalmayı beceremem.. suratıma gülsün hemen konuşmaya devam ederim.. Bir insanı sevmediysem hiç konuşmam.. Sevme kriterim ise yanında eğleniyorsamla eşdeğerdir.. En nefret ettiğim insan tipi, herşey benim üstüme geliyor, ben çok iyiyim insanlar kötü diyenlerdir.. böyle insanlarla konuşamıyorum bile.. Devamlı acı, keder, dert hayatta muhattap olmayacağım insanlardır.. Hep kalabalık olsun sağımda solumda sadece gülebileceğim adamlar olsun yeter bana.. Yalnız kalmaktan nefret ediyorum.. Hep insanlarla olmalıyım.. yoksa kuruduğumu hissediyorum..

- En sevdiğim içki rakı, rakı masasında sarhoş olan adamı sevmem.. Sarhoşu sevmem.. Ama ben hep sarhoş olurum, hep benim götümü toplarlar.. Araba almadıysam, mutlaka mirel beni toplar.. Onu o yüzden çok seviyorum kız hiç sarhoş olmuyor.. Bense hep sabahları "gene naaptım ben yaaa" diye uyanıyorum.. Biranın yanında çikolata yemeye bayılırım.. Hep dans edilecek mekanlara gitsemde asıl sevdiğim şey fasıldır.. Yada balkonda zeki müren, zekai tunca, emel sayın, sezen aksu, ahmet kaya o gün çok aşıksam ibrahim tatlıses eşliğinde kalabalıkla rakı içmektir..

- vücudumda en nefret ettiğim yerim, dişlerim ve ayak serçe parmaklarım.. Dişlerimi yaptırabilirim ama manyak tırsıyorum dişçiden.. Aslında sadece bir tanesi bozuyo bütün düzeni pislik! en beğendiğim yerim göğüslerim.. yazları genellikle sutyen takmam..

- genelde komik bir kızımdır, yani insanlar çoğu zaman beni sadece onları güldürmem için çağrırlar.. hemen içli dışlı olabilirim, çok rahat konuşurum, hiç kasılmam.. ve konuşurken mutlaka dokunurum insanların kıyafetlerine..

- Eğer birini etkilemeye çalışıyorsam, o konuşurken dudaklarına bakarım onun, gülümserken alt dudağımı ısırırım, boynumla sürekli oynarım bacağımı yavaş yavaş kaşırım..

- eğer bir insandan nefret ediyosam, kaşlarımı kaldırıp sen kimsinki bakışı yaparım, onu devamlı aşağılarım, o bişeyler konuşurken "hıı canımm hııı" derim.. benim bir küçümser bakışım var, o bakışım yüzünden çocukken o kadar çok dayak yemiştim ki. ne zaman kavga etsem biriyle o bakışla bakarım gözlerine.. İnsanları aşağılamakta üstüme yoktur..

- İnsanlara genelde onların hiç sevmediği yönlerine hasta kalmışım gibi davranırım.. Onların kendilerinde sevmediği şeyleri ben onlara sevdirmeye çalışırım.. Bunu neden yaptığımı bilmiyorum ama hoşuma gidiyo..

- Para biriktirmeyi hiç beceremem, elime para geçer geçmez anında harcarım.. hepsini tüketmek zorundaymışım gibi hissederim.. İnsanlardan borç para almayı sevmiyorum o yüzden paraya ihtiyacım olduğunda hemen en yakın bankadan en düşük krediyi alıyor'dum' kredi kartım artık yok ama varken herşey bok gibiydi.. sürekli borç içinde yaşıyodum.. babam bi gün önce borcu sıfırlıyor ertesi gün kartın yarısını kullanıyordum.. Etrafımda kim varsa mutlaka onlara bişeyler alırım, ısmarlarım param varsa eğer her tarafıma saçmayı severim.. Aslında çok para yiyici bir kız değilim.. Hatta hiç değilim, bakma burda paso zengin adam hayali kurduğuma.. Kim istemez yani zengin olmayı.. bana biri desinki "ay ben fakir olayım it gibi çalışayım, asgari ücret alayım." ağzına sıçarım onun.. o yüzden gereksiz edebiyat parçalamanın alemi yok. Herkes ister parayı. Karşımdaki herif beni götürecek kız gibi görüyosa bende onu yolunacak kaz gibi görürüm.. o götürmeden ben bi güzel yolarım onu. aklı başına gelsin diye.. O nasıl beni mal gibi görrüyosa oda benim gözümde maldır çünkü..

- Genelde benim için şımarık derler, şuursuz konuşurum.. sürekli kahkaha atarım.. saçma sapan davranırım.. çocuk gibi olurum, ne hayırdan anlarım ne yoktan.. istediğim birşey olmuyorsa kıyametleri kopartırım...

- Babam hep derdi ki, "kaybedecek bişeyi olmayan kişiden uzak dur" hayatta hiçbir zaman kaybedecek birşeyim olmadı.. o yüzden kafamın estiğini yapabiliyorum.. Bir gün içinde karar verip herşeyi bırakıp ertesi gün başka şehire çok rahat gidebiliyorum.. işi gücü ailemi herşeyi geride bırakmak hiç umrumda olmuyor.. çünkü hep yaşamam gereken bu hayat değil, mutlaka başka bir yerde başka bir mucize beni bekliyor diyerek, her fırsatı değerlendiriyorum.. Ama önüme gelecek, kendim götümü kaldırıp fırsat yaratmam..

- Bir şehirden, bir işten, bir ortamdan ayrıldığımda ordakiler orda kalır.. bi daha aramam onları.. Onlarda bi süre ararlar sonra ben aramıyorum diye vazgeçerler.. Ordan ayrıldıktan sonra bi daha görüşmek bile istemem onlarla hatta..

- Telefonla konuşmayı hiç sevmem, hep mimiklerimle konuşurum çünkü. telefonda kendimi iyi ifade edemem, sıkılırım kasılırım..

- Birini gerçekten seviyorsam, ona köpek gibi sadık kalırım.. Gözüm başka erkek görmez.. Benim için sadece o vardır, başkası asla olmaz.. bütün çevremi herşeyi onun için yakabilirim.. Ama bu piskopatlığa dönüşür ara sıra.. O kadar çok verip hiçbirşey alamadığımı görünce canını acıtmak için uğraşırım.. Acıtamayınca kendi canımı yakarım..

- Genelde ilk bakışta insanların ne mal olduğunu anlarım.. Yaptıkları işi bile tahmin ederim, ki bu çok basit bişey oldu sokakta 4 adamdan biri grafikçi webci bilgisayarla ilgili bir mesleği var.. atsan birinde tutar mutlaka..

- Msn ifadelerinden ";)" çok yavşak buluyorum, :D bu çok cıvık ergen gibi, ":)" bu da arkadan fortlanıyor ama bundan memnun itici bir pislik adeta. Bu ifadeleri yapan adamlardan soğuyorum vınnn diye.


- Makyaj olarak sadece gözüme yapıyorum, dudağıma yapınca 10 dakika sonra siliniyor, sürekli ısırıp yalıyorum çünkü.. Sınırsız sayıda parlatıcım var her markadan.. hepsi de meyve tadlı.. Sadece yemek için aldım onları..

- yaz mevsimini hiç sevmem.. Kış mevsimini de sevmem.. keşke hep sadece hırkayla dılarıya çıkacağımız mevsimler olsa.. mont giymekten nefret ederim, bere takamam, toka bile takamam kafama başımı inanılmaz ağrıtır... ama ilaç hiç içmem.. Hasta olsamda kullanmam.. Bi yerim ağrıyosa bunun bir sebebi vardır kendi kendini tamamlasın diye ağrı kesici içmem..

28.01.2009

Erkekler mutasyona mı uğruyo noluyo lan!


Bu olayları kafaya takma mevzusu hiç eğlenceli değilmiş be! O yüzden hangi kızla birlikte olursam olayım hep konuştuğumuz artık klişe olan hakkında saçmalayayım dedim..
"hiç yakışıklı erkek yok farkettin mi?"
zevkleri renkleri falan siktiret.. ne bilim atıyorum, kalabalık bir cadde de şöyle bir bak kaç tane yakışıklı diyebileceğin adam göreceksin... Abi bir sürü taş gibi kız var ama hiç yakışıklı çocuk yok.. Hatta şöyle diyebilirim her taraf küçük küçük aysun kayacılarla dolu ama bir tane murat boz yok! Bu o kadar kötü bir durum ki.. zaten çirkinim ama yakışıklı bebeler peşindeyim.. etrafta bir sürü güzel kız dolu... Şöyle sağıma soluma bakayım dedim.. Asla elleşemeyeceğim bir kaç tip dışında koskoca işyerinde adam gibi adam yok.. Hakkını yiyemem orospu çocuğunun teki ama bir pekmezin arkadaşı iyi, haber bölümünde var bitane.. bide aşağı katta gördüğüm biri var.. Kalanı aman amaann ıyyk.. Sonra
Facebookumdaki arkadaşlarıma baktım..yorumlarım şöyle oldu: "öörrrkkk 1 milyon şeyim olsa vermem, geçç bunu götüme benziyo, off tipine soktuğum nasıl dolanmışım ben senle, şu hıyarın bile sevgilisi var lan, anam anamm kemikleri sayılıyo herifin, ıyyykk kıroya bak, bu kim lan!, ayyy siğill kıymetini bilseymişim keşke kurban olduğum, allahım yarabbim bunlar nasıl kız buluyo yaa paraları da yok, owwww pezevenge bak ispanyaya gitmiş, ayy şuna bak çocuk gibi, bu çocuk kim lan! haa o şeydenki şey.. offf gözlükle arabanın içinde allahım bu nasıl kekoluk, kim der şu herifin araba galerisi var diye, kalbim daraldı bu kadar mı tipsizler olur anacım.."
yüzde 80nine yaptığım yorum bu. Kalanına ise kırmızı çizgi attım, ihtiyaç anında kullanılacaktır diye.. Sonra üşenmedim böyle arkadaşlarımın arkadaşlarına baktım.. iki üç tane anca.. onlarda sahipli büyük ihtimalle...
...
Sonra gene üşenmedim, blog dünyasına bi bakim dedim.. niyeyse teknoloji blogu yapanlar kendi resimlerini koymaya pek bi meraklı.. zaten yaşları çoğunun 14-21. Hepside aynı yalnız.. Biri bişi yazmış, ilk satırı değiştirmiş diğeri aynısını koymuş.. Bide yorumlarda forum sitesi formatında.. "emeğine sağlık arkadaşım" emek nerdeki herifin terazine tıklamışsın.. sanki linuxu o programladı gibi..
Sonra tesadüfen blog toplantıları falan olmuş bilmemneler olmuş resimlerini koymuşlar öyle biyere geldim.. Abii kimse alınmasın ama o ne lan!!! Erkekler çok kötü yani.. Aksi gibi kızların hepsi de taş.. hepsi çok güzel cidden.. yalakalık falan değil.. ben ki inanılmaz kıskanç, fesat, kenafir bir kızım, bunu ben bile söylüyorsam.. resimlerini gördüğüm tanıdığım ettiğim blogerları da araya katıp söyleyebilirim kızlar çok iyi, erkekler felaket..
O yüzden internete takılan erkekten bir nane çıkmaz, zaten parası pulu tipi olan herif ne diye otursun linuxdan bahsetsin.. piç olur, clup adamı olur, bir sürü zaten karı kız olur peşinde, hergün biriyle takılır.. ne diye otursun blog yazsın...
Diğer türlü ise herkesten farklı yazan bildiğim bir fenasi var.. öyle hemen balıklama dalma adamın sitesine, anan, baban, patronun falan sağda soldaysa.. +18lik biyer.. Yalan atmim frank zappaya benziyorum diyene kadar, ben buna havada 40 takla attırttırım diyodum.. Ama bütün iştahımı kapattı.. yani düşünsene herifin kültürü iyi, yiyişme metotları hakkında deli blog çıkarmış, ismini cismini bul bulabiliyosan, gizemli, yurt dışında falan, parada boktur demiştim.. hafiften banada yanık.. Ama bütün hayallerim yıkıldı.. Şimdi ise düşündüğüm, kurugötlü bi gurbetçi... tabi zappa hastaları var elbet ama, sesine kurban olduğumun adamı hoşta, tipi bana barış mançoyu andırıyo..
.....
Ama güzel kızlar blog yazabilir.. çünkü biz yalnızız.. çünkü zaten sokaktaki yakışıklıların hepsi sayıca az olduğu için kapılmışlar.. kapılmayanları da piçin allahı, bizim canımızı yakmışlardır... Bide bizim boş vaktimiz çok.. siz hiçbir kızın "Ayy vaktim yoktu tatlım, arayamadım seni" dediğini duydunuz mu.. Ama her kız bu lafı en az bir erkekten duymuştur.. Adamın işi 9-17 bi mesai olsun, gene derki "çok yoğunum bu ara arayamadım", herif mesleğini evde yapar gene derki "bu aralar inanılmaz yoğunum", hadi çalışan neysede abi öğrenci milleti bile yoğun oluyor.. "finallerle kafayı bozdum tatlım arayamadım seni, affet".. bunu da siktiret işsiz güçsüz herif bile "hemen trip at, hiç sorma ne durumdasın diye, ailesel meselerle uğraşmaktan arayamadım seni"
Ama bir kadın her durumda heryerde herşekilde arar.. Kadınlar tuvaletinde telefonla konuşan hatunları çok görürsünüz o yüzden.. erkekler tuvaletine girmedim ama bi elleriyle tutup, diğer elleriyle telefonda konuşmak onlar için büyük çaba gerektirdiğinde eminim aramıyolardır.. Yani daha hiçbir sevgilimin beni tuvaletten aradığını duymadım....
....
Kızların ki zaten çoğusu kendi hayatları, çünkü biz kendimizi anlatmaya açız.. Birilerinin bizi dinlemesi hoşumuza gidiyor.. O yüzden netten kız düşürmeye çalışan erkekler, şansınız çok yüksek emin olun bana..
Cinsleriniz günden güne daha çirkinleşiyor çünkü, o yüzden artık bizde, tipin ne önemi var canımmm demeye başlıyoruz.. Hatta ve hatta bunu o kadar kabulleniyoruz ki "ayy ben yakışıklı istemem" bile diyoruz.. ki ben isterim.. benle yürürken, "ahaha sizin ağzınızın suyu akıyo ama bunu ben kaptım naberrrr!!!" demeliyim.. Üstelik şanslıyım, bak sokağa hep çirkin kızların yanında dalyan gibi herifler.. sülün gibi kızların yanında ise kekomançiler..
Burda da öyle romantik, kadından anlayan, maç izlemek yerine uzun ön sevişmeyi tercih eden, şarap içen, işi gücü yerinde olan adam imajı çizdiğiniz için, en önemlisi ise buluşma teklifine bir evet desin diye, seks benim için önemli değil beybi, önemli olan sevmek.. birini sevmek istiyorum diye yazan parmaklarınız hepimize beyaz atlı prens gibi geliyor....
Sonra biz böyle burda heycan yapıyoruz, ayy beni anlıyor, dinliyor, ruh ikizim gibi, yani diğerlerinden o kadar farklı ki, sanırım aşık oluyorum... diyerek kapılıyoruz..
Oysaki 3. ayın sonunda yanımızda gaz çıkartacaksınız, sokaktan bulsaktaaa, netten kapaklasak da..

PS: Bunu yazanın semra özala benzeyen bir ucube olması kadar trajik bir durum olamaz sanırım :'( O yüzden çirkin erkekler sizi çok iyi anlıyorum, bende mircde iyi yemek yaparım, hiç erkek arkadaşım olmadı, çok iyi kalpliyim, beni aldatırsan bile bunu anlayışla karşılarım, küfür nedir bilmem, para pul benim için hiiç önemli değil, benim için öncelik beyimdir diyorum.. Rumuzum ise: Lolita_hale18

26.01.2009

Battım boka battım ben


Herşey bi anda insanın üstüne üstüne gelmez yaa!!! Şerefsizim bedeviyle tanışmış olsak, gider haline şükreder kutup ayısıyla 69unu yapıp mutlu mesut yaşar...
Eve bir kağıt daha gelmiş.. icra kağıdı.. Ankarada işten ayrıldıktan sonra maaş kartımı bi daha kullanmadım.. İzmire döndüğümde herzamanki gibi bütün borçlarımı babam ödedi, o bankayada gittik sorduk beraber var mı bişeyimiz diye.. yok dediler..
Meğer varmış.. Bizim ek hesap diye bir olayımız vardı ordan para harcamışım, sonrada o para büyümüş büyümüş büyümüş avukatı, mektup parası bilmemnesi aylardır beni aramaları derken götüme girmiş!!!
Babam ağzıma sıçtı... Sıçtı yani, öyle böyle değil.. bende bağırınca, "Telefonumu da değiştiriyorum, evi barkıda taşıyorum, seni de siliyorum.." dedi.. suratıma telefonu kapattı..
Boka battım hatta saplandım desem yeridir. Ve ben herzaman yaptığım şeyi yaptım.. Sanki benim hakkımda dava açılmamış, sanki evim barkım varmış, sanki cebim gırla para dolmuş, sanki babam bana küsmemiş, icralıkta olmamışım, hava da 23 dereceymiş gibi davrandım..
Gazeteden günde 50 defa aradılar ama bir tanesine cevap vermedim.. Cevap versem nolcak, halletsinler işte dedim..
Hayat kakara kikiri modunda geçip gidecek, ben başkalarının hayatlarıyla ilgilenirken benim hayatım düzlüğe çıkacak sandım.. Yani hep öyle oldu.. ben hiçbir şey yapmasam da, hep düzlüğe çıktım.. Bendeki bal kimsede yok mutlaka bişiler olur diye geçiştirdim..
.....
Taki şu şarkıyı duyana kadar.. Yaprak dökümünde ferhunde bu hafta ne giymiş lan diye fragmanı çıktığında değiştirmedim.. fonda da bu çalıyodu.. ulan nasıl etkilediyse ferhat göçer orda öyle yığıldım.. (ki kendisinin sapık olduğunu düşünüyorum, evinde bi kadını bağlayıp programlara öyle çıkıyo gibi bir tipi var.. korkuyorum o yüzden, dinlemeye tahammül edemiyorum..)
Sonra düşündüm ulan tazminatın parasını acı acı çıkartcaklar benden.. Neyle vercem? diğer banka zaten neyapsam canımı çıkartırlar, gene onu benden alırlar.. ben ne kadar dersem diyeyim ayy siz bize yok dediniz diye.. ne zamana kadar başkasının evinde yaşayacağım.. hepsinden öte kendi evime geçsem de, benim ev arkadaşı bulma gibi bir luksum yok.. parayı dersen babam küstü bana, zoydaklı olmasa sıçtım.. iş güç hepsi..
Ben hep nasıl olsa hayatım düzene giriyo derken, kastettiğim şeyin farkına vardım.. Benim hep hayatımı düzene sokuyolar..
Şuanda iş bulamamamın sebebi, biri karşıma geçip al PuCCa sana iş demediği için.. Yoksa o güzel götümü kaldırıp aramam ben! Cv bile göndermiyorum biyere..
Paramın olmamasının sebebi de bu duruma bağlı..
Dava için biri kolumdan tutup, bak ben bunu bunu yaptım.. adam buldum ettim aradım avukatıyla görüştüm.. sen sadece imza atacaksın demediği için...
diğer olayda bile babam gidip banka banka PuCCanın size borcu var mı diye sormasa, aklımın ucundan geçmez borcumun olacağı...
Yani bunları hep başkalarının yapmasını bekliyorum.. ve öyleki cidden etrafımdaki herkes yardımcı olmaya çalıyor.. Yani şuraya bile yazsam bana avukat lazım diye bilmemkaç tel numarası bırakırsın.. Ama ben öyle mal bir kızım ki yardım değil, işimi yapmalarını istiyorum..
istemek değil aslında dile getiremiyorum yaa... Ve varya birinin bana yardım etmesinden nefret ederim.. ciddiyim bak, biri bana yardım ediyosa, ben bi daha o kişyle görüşemiyorum nedense.. Sanki borcum varmış gibi geliyo o kişiye.. O yüzden bahsettiğim başka birşey.. kendime bir kurban bulup bütün yükümü ona bastırmak gibi sanırım...
...
Eski sevgililerimin hepsi bana bu yüzden işte kendimi senin baban gibi hissediyorum, arkanı toplamaktan sıkıldım diyolardı..
Çünkü bu işleri onlara görevleriymiş gibi veriyorum, yapmadıklarında ise. "vayy şerefsiz, ben sana güvendim, işte koklaşırken iyiydi, en kötü günümde yanımda olman gerekliydi.." bide ara sıra kışkırtıp.. "bak senin yapman gerekenleri, elalem yapıyor bana" diyerek piyasayı yükseltiyordum..
Bende o erkeksiz hiçbirşey yapamayan kadınlardanım işte.. Erkeksiz yaşayamayan kadınları daha iyi anlıyorum artık.. aciz oldukları için değil bu durumları tamamen bencil, tembel, dünyayı kendi ekseni etrafında döndüğünü sandıkları için..
Aşksızlık falan değil bu durum.. Ki ilişkiyi değil, o flört aşamasına saplantılı bir biçimde hastayım ben.. O yüzden bütün ilişkilerimde sürekli kavga gürültü, 3 günde bir ayrılık oluyor... ben onu seviyorum çünkü.. muallakta olmalı aşk benim için.. elde edip etmeme arasında tutkuyla sarmalı beni.. (ahaha kendimi aştığım cümleler bunlar, tutkuyla sarmalıymış beni siktir lan)
Ama işte ben erkek arkadaşı yada kocayı aşk için değil, sadece dayanağım olması için istiyormuşum meğersem.. Mesela ben o 4 sene boyunca çıktığım çocuğa o yüzden bu kadar bağlandım.. Herifin aşık olacak bir tane özelliği olmadığı halde bana bunların hepsini verebiliyodu.. Onu arayıp hakkımda dava açıldı demem yeterdi mesela.. O herşeyi benim yerime hallederdi.. Ankaraya gittiğim gibi bana işi gücü bulmuştu.. Araç lazım derdim pat gelirdi.. benim ne zaman acıkıp acıkmadığımı bile o bilirdi.. O yüzden o kadar rahattım ki, nasılsa o yapıyor diye..
Pekmezde o şekildeydi.. Eve gidiş yolumun sakat olduğunu bilmeyecek kadar salak bi kızmıydım hayr ama o yoldan korunmam için bütün alet hırdavatı o bana almıştı.. İşyerinde aynı şekilde bişi olduğu zaman hemen o toparlardı.. o dandik arabamı bile kendi gitti toparlattırdı.. Yaa bu arada ben pekmezi inanılmaz bir biçimde özledim.. o nişanlanan çocuğu da özledim.. Toplu bir özlem yaşıyorum halla hallaa..
....
Şeytan diyo, lan kaybedecek neyin var... git bi tanesinin kapısının önüne.. kekolar gibi aç bu şarkıyı "Pişman çok pişmanım esasen, ama çok korkuyorum ya reddederseeeeennn" diye söyle herife.. Sonra sarıl marıl işte ne gerekiyosa yap.. Kabul etmezse diğerine gidersin.. tabii yapmam, yani özlü büyüğümüz tarkanın dediği gibi "gurur sandığım aslında ümitsizliğimdi!"
Zaten o nişanlanan çocuk eminim çok değişmiştir.. Yıllar geçti üzerimizden, beni anımsadığını bile sanmıyorum.. Hala rüyalarıma giriyor, cenin haldeki bebeğimi yerken ki halleri.. Eskiden bazen bana sarılırken görürdüm onu.. artık öyle bile görmüyorum.. Ama çok ilginç birşeyki, kıyafetlerimi kirli temiz diye ayırırken, kirli olanlar sanki oymuş gibi kokuyor.. Yani tenim o gibi kokuyor... Ve ben her yıkamada onu silmeye çalışıyorum...
Pekmez dersen, adam yüzümü görmek istemiyor.. o salak kızla istikrarlı bir biçimde devam ediyor.. Geçen gün gelmişti arkadaşını almaya.. masamdan baya bir izledim onu.. bu kadar yakışıklı, iyi bir çocuğu, siğilli bi bebe için bırakacak kadar salakmışım diye.. Bir insan bu kadar güzel gülebilir mi.. Bazen yaptığı programı izliyorum, neyi nerde nasıl düşündüğünü tahmin edebiliyorum.. şurda kesin masaya ritim yapıyodu, kafasını kalemle kaşıyordu falan diye.. O aslında benim istediğim biriydi, ama ben çok korktum.. Hep o özel kişiyi bekliyorsunuz, o sırada çok yara alıyorsunuz.. sonra karşınıza çıkınca "ya ben buna layık değilsem" diye telaşa kapılıp, onun eksi yönlerini görmeye başlıyorsunuz.. Bir şansım daha olsaydı o gece siğille tanışmazdım... Amaaan yaa neyse..
....
Gittim önce gazeteden sorumlu müdürü aradım.. Olayın analizini yaptık... İşin içinden sıyrılma yolunu bulmuş gibi bişeylermiş.. ardından babamı aradım... Onlada olayın analizini yaptık.. Eğer halledebilirlerse maaşıma icra gelmesini sağlayıp en azından alamadığım paraları hayrına onlara gitmesini sağlayabilirmişim.. tam 1 saat zılgıt yedim.. yaa yalan atmim son yarım saat hoparlörü açtım, o konuştu ben kaşlarımı aldım.. arada da.. "haklısın babacım, evet babacım, aynen öyle babacım" dedim..
Sihirli sözcük işte "tamam babacım.." ama insan niyeyse kullanmıyor bildiği sihirli sözcükleri.. O olmasa ben bir hiçtim..
Bu saçlar bana inanılmaz uğursuzluk getirdi valla bak.. hepsi üstüste bu derece gelmezdi yani.. Bide eskiden yorumlara hiç takmazdım ben, ne kadar kırılgan bir dönemimdeysem herşeye alınır oldum.. hele kim, biri yazmış ya, nasıl öleceğini biliyorum diye.. Anam bacım sıçtın ağzıma yani ne diyim sana.. 2 gündür düşünüyorum, acaba sonum öyle mi olacak diye..
Foto

24.01.2009

Tanrı kulunu hiç unutur mu? dıdıdırtdııdıdrt


Saçlarımı değiştirince hayatımında iyiye gideceğini düşünüyordum... Batıl matıl saçmalık falan ama inanıyorum ben buna.. Bişeye inanmam lazım çünkü.. yoksa nasıl bir umuda bağlanırki insan... O yüzden ortaokuldan beri kendi rengini görmedim saçlarımın...
Ama bu kez saçlarım işleri yoluna sokacakken beni dahada boka batırdı..
İlk başta şurda yazdığım kız varya.. işte o kız beni ağlayarak aradı, dediki "kalacak yerim yok, evdekilerle kavga ettim.." iyi dedim buluşalım, ama misafirhane dışardan gelenlere daha pahalı falan diye.. ama noldu, kız benim cüzdanımdaki bütün parayı çaldı, hatta parfümümü bile çaldı (yeni almıştım lanet olsun, oğuz sana sesleniyorum bu kez fabulosomda yok.. parfümümü istiyorum..) bok gibi ortada bırakıp gitti beni gene herzamanki gibi.. Hiç yapmayacağım birşeyi, yapmak zorunda kaldım ve annemden para istedim.. o süre zarfında da mello beni sarıp sarmaladı..
...
Bizim eve kağıt gelmiş, kendi imzam gerek diye muhtara bırakmışlar.. Babam gitmiş neymiş diye öğrenmek adına.. Hakkımda suç duyurusu var..
Tee gazetede çalışırken bir kurumla ilgili haber yapmıştım.. Bazı şeyleri ise sağdan soldan duyduğum şeylerle yazmıştım.. kim takar kendi patronunun bile okumadığı gazete diye olayı umursamadım.. Arayıp uyardılar, faks çektiler.. gene sallamadım..
Şimdi iftira, küçük düşürmek bilmem ne bıdıbıdıyla ilgili davayı açmışlar.. İftira falanda değildi, hepsi gayet doğru şeylerdi.. Ama işte kılıfına uydurmuşlardı işi..
Bu olayda benim başıma bişey gelmez, sorumlu müdüre ne olursa olur.. Ama sanmıyorum ki böyle beni rahat bıraksınlar.. tazminata dönüşür büyük ihtimalle, onu da kanata kanata alırlar benden.. cebimde iskender kola yiyecek para yokken ne güzel oldu bu olay..
....
Artık bir misafirhanem yok.. Zaten öyle torpille uzun süre kalabiliyordum oralarda.. Bugün sabah acı haberi verdiler bana.. 2 gün içinde odayı boşaltmam lazım diye.. Müfettişler gelecekmiş.. Zaten haftalardır kuzenimde kalıyodum ama bu olay kötü oldu.. Yani orası ben,im güvencemdi. Yani biliyodum ki bişey olduğu zaman oraya gidip gelebilirdim.. Şimdi kuzenimle bişey olsa ortada kalırım.. Zaten rahat edemiyorum.. Adam gibi bir iş bulsamda bir evim olsa artık.. böyle kocaman bi televizyon kocaman koltuklar, kocaman balkonu, kocaman mutfağı olan bir ev olsa.. Babamı aradım söyledim.. artık benle ilgili şeylerden yorgun olduğunu söyledi.. haklı.. niye inat ediyosam hala.. Hiçbirşey iyiye, güzele gitmiyor işte.. herşey daha kötü oldukça oluyor.. Hayır bu filmin sonunu çok merak ediyorum..
Eğer kendi sonumu kendi yazmam gerekecek olsaydı.. kocaman koltukları olan, yakışıklı, zengin bir delikanlı bulup kendime onla mutlu mesut yaşardım.. Eee abi bütün filmlerde böyle oluyo, en zor anlarda geliyo yakışıklı prensler..
Ama sanırım bu filmin sonu, izmire geri dönüp evde pes oynayarak bitecek.. Hatta daha mortu çekmeye yakınlaşınca sims oynarım sakin sakin..
Hayatım boyunca hiçbir zaman gerçek aşkı bulamıcam, öyle zırzop heriflerle kakara kikiri yapa yapa memelerim sarkacak..
Şu durumda bile düşündüğüm şey siyah jeepli prensim.. Çünkü o kadar alışmışım ki, başıma gelen belaları benim değilde hayatımda bulunan kişinin çözmesine..


19.01.2009

Saçlarımı boyatırım, rüzgarlara bırakırım, ben sevmeye yakışırım tırıtırıtırı

Hayatımda sanırım 4 buçuk kere intihar ettim...
Birincisinde lisede okuldan atıldığımı öğrendiğimde olmuştu... o çok pis bir olay.. hatırlamak istemeyeceğim anlardan bir tanesi.. Okuldan atıldığım yetmiyor, herkes arkamdan küfür ediyordu, kendi başımla beraber bi 10 kişiyi falanda yakmıştım.. Üstelik siyasi suç damgasını yedim.. okulda yurtta bile kalamıyordum bu yüzden.. Devlet memuru bile olamıyorum sanırım hala o yediğim bok yüzünden.. Siyasi suçta cidden siyasi olsa.. Tamamen benim beyinsizliğimin sonucu 3 gün makara kukara yapalım diye insanların başlarını belaya sokmuştum.. Az kalsın biri ölüyordu, eğlenip gülecem ders boş geçecek diye.. off yaa yazcam zaten bunu da sonra.. Dedim tamam babam beni nasılsa yaşatmaz, babam yaşatsa o çocukların aileleri yaşatmaz diye ben öleyim dedim.. evdeki hapları içmiştim.. sonra pişman oldum üstüne bi sürü şekerli su içtim.. bişi olmadı.. Sonra zaten unutuldu gitti.. Hatta diğer gittiğim okulda inanılmaz süksem oldu.. Bu olay benim için bir avantaj oldu ki sorma.. anam iyiki ölmemişim dedim...
....
İkincisinde ise bu hapları içtikten 2-3 hafta sonra, bi arkadaşımla beraber ölüm nasıl bişey diye merak ediyoduk.. Dedim "ben denedim geçen haftalarda, ışık mışık gördüm öle.. ondan beri hergün rüyalar görüyorum 'gel banaaa gel banaa' diye dedem beni yanına çağrıyor.." Niyeyse kıza böyle yalanlar attım.. O zamanlar çok modaydı ama.. herkesin böyle mistik bir hikayesi vardı.. O kızın bana anlattıklarını hala düşünemem yusuf yusuf atıyorum çünkü.. Ne demişti ya.. Haa bigün yolda gidiyomuş buna taşlar atılmış, ama canı acımıyomuş, bi bakmış cinler buna hayali bişiler atıyolarmış meğer.. evdeyken biri kulağına sürekli çığlık atıyormuş falanda filanda.. Bu hikayeleri anlatınca bana, benim neyim eksik lan senden! bende gotiğim, bende mistiğim, bende peygamber torunuyum diye ölüm beni çağrıyor ayağına girmiştim..
Sonra bu biranda heycanlandı falan.. Beni de gaza getirdi.. ki çabucak gaza gelirim... Dedik boş beleş hayat yaşıyoruz.. düşünsene doktor olsak bile, bok gibi paramız olsada ölümden kaçınılmayacak.. Hiçbirşey için çaba sarfetmeye değmez.. insanlık için bir iyilik yapalım dedik ölüm anlarımızı yazalım, bunu kitap haline çevirirler.. bizde gogol gibi bişi olabiliriz ilerde.. hem yaşam çok bok falan.. aldık evden hapları çıktık apartmanın damına, bu kız bide ot falanda içiyodu, 9-10 tane novaljin içtik.. "ulan dedim, hadi onun kafa dumanlı salak sen napıyon burda" kalktım gittim... kustum çıkardım içtiklerimi.... onunda annesine söledim kızın damda salak salak iş yapıyo diye, onu da kurtardılar.. kız bi daha benle konuşmadı ama bilmiyo bana borçlu hayatını...
.....
Üçüncüsünde ise, hani o uğruna üniversiteye gitmediğim çocuk vardı, işte o kankamla yatınca yapmıştım.. Ama onda cidden ölmek istemiştim yani.. Yaşayamam zannediyordum, bu acı bitmez tükenmez sanıyodum.. heyy gidi heyy.. şimdi çocuğun koluna sümüğümü sürmez haldeyim.. Çok acı çekmiştim ama onda varya, nefes alamıyordum sanki aklıma geldikçe çocuk daralıyordum.. Ne aşktı be benim ona hissettiğim.. Ne kadar ufakmışız diyorum şimdi, İzmirdeyken karşılaşıyorduk ara sıra.. görünce yüreğim bile oynamıyor ama insan bi gülümsüyor yinede yaşadıkları için..
buçuğum ise şurda yazmıştım ya o işte..
.....
dördüncüsü de üniversitede çok aşığım ben böle.. şimdi nişanlandı ya puşt ona işte.. biz gene kavga etmişiz.. kavga nedeni de büyük ihtimal ya dar bady giymişimdir, yada hadi gezelim biraz demişimdir.. onun evinde yaşıyo gibi bişeyim, kendi evime gittim bi ton ilaç içtim zanax falan ne bulduysam hakgetire.. ama bir ton.. geri döndüm ona.. yattım yatağa.. böyle sabah kalktığında öldüğümü görsünde bi daha bu anı unutamasın.. hayatı boyunca pişmanlıktan yaşayamasın... Niyeyse öyle manyak piskopatça bir his içerisine girdim.. Ölüm haberim onu yıksın dağıtsın parçalasın falan istiyorum..
Düşündüğüm şeye bak, sabah kalkacak çocuk beni görecek buz gibi mosmor.. hayatı boyunca travma yaşayacak.. Bende öbür dünyadan ehehehe dangozzz dangozz diye eğlencem..
Ama nasıl acı çekmesini istiyorum anlatamam.. yaşamımda çektiremediğim acıları, ölümümde çeker inşşallah diyorum öyle yattım.. bir saat falan geçti.. beni sardı bi korku, yusuf yusuf atıyorum... Tabutumu falan düşünüyorum ağlıyorum öyle.. Ulan diyorum babam dicekti, elin herifinin yatağında ölmüş, kimbilir ne bok yiyiodu dicekler.. halalarım hele offff..
ağlayacaklarını düşünüp kendim ağlıyorum.. Dayanamadım kendi ölümümün acısına kalktıp gittim kusmaya başladım... gidip gelip kusuyorum... Ağzım nasıl kuru ve ben nasıl bitkinim.. ellerimin titrediğini falan görüyorum...
çocuğu uyandırdım dedim ben intihar ettim.. hiiiç sikine sallamadı.. gittim yoğurt yedim, şekerli su içtim yattım gene.. sonra bi ara elini ağzıma koydu nefes alıp almadığıma bakıyo.. ayy dedim yavrum beni seviyoo.. adama intihar ettim demişim döndü kıçını uyudu.. Sonrada yaşıyomuyum diye bide kontrol etmesinden.. beni seviyooo diye seviniyorum.. çok salağım varya.. ama işte gençlik şeysi diyelim.. Ve allah beni seviyo sanırım bi türlü yanına almıyo.. yada buraya gelip bide burada başımı ağrıtmasın sürünsün mal işte orda diye beni öldürmüyor...
....
PS: Başlıkla ilgili olarak saçlarımı sonunda boyattım.. Bakır istedim ama kızardı baya.. ve ucları koyu kaldı.. Sanırım birazda dötüme benzedim... İstediğim tonla alakası yok ama eğer boyatmasaydım kafayı yiyebilirdim.. Ama şimdi siyah saça özeniyorum.. Bu nebiçim iş ya, daha iki gün önce bakır diye götümü yırtıyodum, şimdi hemen bütün hevesim kaçtı..

15.01.2009

Yollarda bulurum seni

Maaşı alamadığım için işten inanılmaz derecede soğudum.. Zaten bu hafta gezme tozma olayının bokunu çıkardım.. Bildiğin bokunu çıkarma ama.. Babam iki kuruş para yolladı, hemen aktım gecelere.. varya ben yemin ederim adam olmam.. Her seferinde pişman olyorum yediğim boktan ama sonra gene parayı görünce çalsın sazlar oynasın kızlar.. ohhh sabahlar olmasın tıngır mıngırr...
İşte böyle işten soğumuşum ortam bulmuşum falan derken, 3 günde izmire gitcem diye izin almıştım, o üç gün ben yokum diye milletin üstüne abanmışlar.. Röplere paso pekmezin arkadaşı gitmiş.. Bazen dış çekimlere beni gönderecek oluyolar. hiçbiyer bilmiyorum diye vazgeçip pekmezin arkadaşını yolluyolar.. Bir ikii derken, benim iyi niyeti suistimal gibi piçliğim vardır, bu olayı kendime çevirdim.. Ama bu tamamen para bile vermiyosunuz bide it gibi sokaklarda dolanamam sizin için demek oluyodu kendi lugatımda.. Hava soğuk tam bi yere gidilecek..
- ayy ben bilmiyorum orasını hiç gitmedim ki..
- zaten araç götürcek bişi olmaz
- öhööö öhöö, bizim kalorifer yanmıyo yaa, ben hastayım sanırım. başkası gitse. öhöö öhöö..
Ve hep benim yerime pekmezin arkadaşı gidiyo.. Tabi çocuk bu duruma gıcık oldu doğal olarak.. Geçen gün için bi yer söylediler git diye ona.. Oda dedi ki, "PuCCa'yıda ben götüreyim yanımda.. Hem bi kaç yer gösteririm nereye nasıl gidilir.. Ben kendi arabamla gelcem kameramanı burdan alırım. sende yorulma PuCCa buraya kadar, direk şu saatte şu şu şuranın önünde bekle"
Öksürük numarası falan yaptım ama çok inat etti gel diye.. Söylediği yere ilk kez gitcem.. kaynakçılar maynakçılar var böle.. Ben zaten salağım, adres falan hayatta bulamam.. Ama dediği yeri sora sora bilmem kaç dolmuş değiştire değiştire buldum.. Beklemeye başladım orda.. Ne gelen var ne giden hava buz gibi.. Burnum nasıl üşüyo kopacak sanki.. Bi süre bekledim gelmedi, anam dedim yanlış yerdemiyim acaba aradım.. Dedi geliyoruz.. Bekliyorum otocular falan var öyle sanayi gibi bi yer böyle.. Bi yarım saat bekledim.. ha şimdi ha şimdi diye diye.. Yağmur yağmaya başladı..bi yere sığındım öle aradım.. arabayı oraya çıkartamıyoruz sen aşağıya doğru yürü ben seni görcem..
Yürüyorum, bi yandan da telefonla onla konuşuyorum..
- şimdi pimapenci görceksin gördün mü?
- yook görmüyorum... haa görrdümm gördüm ama ilerde azcık
- işte oraya doğru git..
- ama araba geçiyo burdan
- bizimki çıkmıyo ters yön
- ama diğer tarafa da var..
- PuCCa yok gitmiyo ben meraklımıyım 2 saattir burda seni beklemeye işim var gücüm var.
o pimapenciyi geçtim, o bilmemneciyi geçtim.. sağa döndüm sola döndüm.. ama nasıl üşüyorum anlatamam sana.. Benim montlarım hep incecik.. sanki yazlık almışım hepsini.. Isıtmayı bırak daha çok serin tutuyorlar.. Bere eldiven hayatta takamam.. atkıda boğulurum gibi hissederim ama o gün atkı takmıştım.. rüzgar alnıma alnıma işliyo, kulaklarım varya soğuktan yanıyor resmen. ellerim mosmor olmuş zaten.. çenem titiriyor öyle.. Yürü yürü yürü ben e5 gibi bi yere geldim..
- haa çıktın mı yola ordaki, şimdi bak karşıda ünlüer var gördün mü
-gördüm de dolmuşla da gelirdim ki buraya
- nasıl gelecektin, bi inatlaşma benle gelemezdin ki yürüdün.
- ee şimdi napcam.. Çok uzunsa daha taksiye bineyim. Çok üşüdüm ben
- karşıya geç şimdi.. binmene gerek yok..
- ama geçeceğim yer geride kaldı, orda mısın ki sen bu tarafa sen gelsene
- orda değilim ben, gelemem zaten. yol yok otarafa..
- yaa nasıl yok her taraf vızır vızır araba işliyo
- Hani hiç bi yer bilmiyodun sen.. İzmir gibi değil burası.. ordan araba geçiyo diye heryerden geçmez... yok işte benden iyi mi bilceksin.... Kıza bak ya, bi anda karayolları bölge amiri oldu.
...
Orayıda geçtim, reali de geçtim, bi yeri de geçtim oyanı da geçtim, bu yanı da geçtim.. sonunda arabayı gördüm.. bindim arabaya..
"biz röpü yaptık, geri dönelim bari.." dedi. Arkada oturuyorum ama titriyorum.. Onu da duydum nasıl sinirlendim.. kendimi ezilmiş, dışlanmış gibi hissettim.. cama kafamı koydum ağlamaya başladım sinirden.. Ellerime baktım eklem yerlerim mosmor olmuş.. yüzüm acıyor, kulaklarımı hissetmiyodum zaten..
Sırf bilerek yaptı başka bişeyden değil... Pislik torbası, nasıl sinirlendim o kadar sinirlendim ki ona arkasından kafasını bir hamlede kopartırsam ancak sinirim geçerdi.. Gözlerini tırnaklarımla yerinden çıkarmak istedim, o dişlerini parmaklarımla koparmak istedim, elimi gırtlağından sokup iç organlarını dışarı çıkartmak istedim. Kafa derisini dişleyerek koparmak istedim.. İnanılmaz sinirliydim orda kaza yapsak ölse o kadar rahatlardım ki...
Derin derin nefes aldım.. Sakin PuCCa sakin ol kızım dedim sonra.. bönüremeye başladım, kendimi zorladım.. karnımı sıktım... ensesine kustum...
arabasının içine kustum.. bildiğin kustum ama.. O zırt pırt kusarak zayıflama olayımın bi gün işime yarayacağını biliyordum.. ne zaman iki bönürsem kusabiliyorum çünkü kolaycanak.. Ensesi, koltuğu tabi benim montum kusmuk oldu.. gece içmişsem sabahları ayran içerim ben.. o günde bi güzel lıkır lıkır içmişim ayranımı, ayy nasıl ekşi ekşi koktu anlatam.. örrkk...
....
Bu indi arabadan, nasıl bağrıyo bana.. kameramana dönmüş "bilerek yaptı abii bilerek yaptı" diye ona anlatıyo.. bende ıslak medille ağzımı burnumu siliyorum..
- burayı sen temizleyeceksin..
- kusura bakma yaa, o kadar yürüdüm midemi üşütmüşüm...
- allahım off bütün heryanım ne oldu.. kızım bana bak... off offffff
- ya tamam abartma üşütmüşüm işte, dedim o kadar ben hastayım diye.. yıkarsın geçer ne yanii sıçtık sanki.. pislikmişim gibi bakma bana!!!
- bide sıçsaydın.. ya ne pissin sen be.. git şurdan kolonya falan bişi al getir..
- ay gidip bişi alamam.. Ben binemem de bi daha arabana pis kokuyo.. otobüsle giderim ben..
dedim gülümsedim ve gittim.. Arkamdan çok bağırdı ama.. İşe gittim sonra.. İşe gittim ama gidene kadar anam ağladı.. 1-2 saat durdum.. dayanacak gücüm kalmadı çok kötü oldum, kusunca bide tansiyonum düştü.. bende izin aldım geldim...
....
Çok sinirlenmiştim bişey yapmazsam eğer kendi kendimi yerdim.. Ama onun bana yaptığı şey çok ağırdı.. üstelik ben ona bişey yapmamıştım bile.. Zaten soğuktan nefret ediyorum.. Heryan buz gibi.. üşüyorum.. Şimdi varya ciğerlerimin nasıl acı çektiğini resmen hissediyorum..kötür kötür öksürüyorum.. Ateşimde var.. Bu soğukta yüzüm alev gibi yanıyor.. Biliyodu da kaloriferin bozuk olduğunu üşüdüğümü.. bildiği halde yaptı bunu.. kadar kötü biri pislik torbası.. Ondan nefret ediyorum.. Bi insan bu kadar kötü olamaz.. bunca senedir hep kusarım öyle uluorta milletin arabasına, evine, avuçlarına bi tanesi bile bana bağırmamıştır sen naaptın diye.. ohhh olsun ama pezevenk haketti...
Foto

9.01.2009

Tren garı

Aslında blogu okuyan biri hakkında yazmayı sevmiyorum. tamamen yalakalık oluyo çünkü. ama el mahkum yazcam. işte hello mello güzel bi kız akça pakça bilmem ne.bi daha onla dışarı çıkmıcam. çünkü ben kendimen güzel kızlarla dolaşmam huh!
Depresyon dönemlerini benle atlatacaksın pucca dedi, aldı beni gezdirdi hello mello.. eğlenme aşamasında neler yaptık ettik o anlatmış zaten. ben geri kalan kısmını anlatcam...
biz çıktık şimdi saat sabaha karşı dörtte trene gidiyoruz. Ama nasıl kar yağıyor, nasıl hava soğuk ve hello mello nasıl polyanna. hatun sanki 10 dakkika önce polyannayla sevişmiş gibi iyimser.
Bizi temizlik aracı takip ediyo alsalar içeri 10 milyon kez şeyedecekler.. ama hello mellonun bana söylediği şey.
- ayy PuCCa ne güzel dimii, karlar falan yağıyo böle. büyüyünce anlatcak hikayemiz olcak ne heycanlı dimi ne şiirsel herşey
- Bak şimdi adamlar gelince sen koş yardım çağır beni boşver..birimiz kurtulalım arkana bakma sakın
- ayy öyle deme yaa, bişi olmaz bak çok güzel kar yağıyor..
Ben zaten kutup ayısı çaçaları gibiyim. beyaz bir montum var altımda topuklu çizmelerim.. O rahat tabi converseleriyle tır kovalasa bişi olmaz... o yüzden karın soğuğun tadını çıkartıyor...
Adamlara bize yaklaşınca olayın farkına vardı bu. hissettim o göt korkusunu kızda.. girdik kolkola, ama güvenmiyorum da şimdi helloya. öyle iyimser ki, adamlar gelse bizi kıtır kıtır kesse.. kızdan çıkacak laf
- ayyy PuCCa ne heycanlı dimi karda kesiliyoruz, çok şiirsel dimii...
İyimserliği gitsin kaybolsun uçsu diye anlatıyorum bende.. "bak hello bunlar bizi şeyedecek, saldıracak üstümüze, arabanın arkasıa atcak, sonra cesetlerimiziçöpe atacak, ben biliyom bak öle olacak" ben de nerden biliyosam, sanki hergün temizlik aracı tarafından tecavüze uğruyorum gibi.. kıza öğütler veriyorum. Baktım sıfatına bembeyaz olan yüzü kireç gibi kesildi haa dedim tamam kıvama geldi. bişi olursa koşar artık..
.....
Neyse sağsalim girdik istasyona.... Ama öyle bir gitmişiz ki ışınlasalar bizi o kadar hızla gidemezdik sanırım.. daha 40 dakika var binmemize.. hadi yemek yiyelim falan dedik..Gittik büfeden tost aldık. Ya neden öyle oldum bilmiyorum kendimi büfeciye kur yaparken buldum. İki sucuk fazla koysun diye benim kahlara falan ahaha ahaha, böyle dudaklar büzüşük cilveli cilveli.. "ayyy çayda içecektim ehi ehi" kendimden tiksiniyorum ama sarhoştum hala yarım yamalak ondan sanırım...
Sonra biz geçtik bi yerde oturuyoruz. böyle blogunu okuyan biriyle dertleşmek çok ilginç. Yani ben kolay kolay derdimi sıkıntımı anlatmam kimseye.. Şimdi önümüzde çay var, tost var ikide kızız yani ne konuşcaz tabi sırlarımızı anlatcaz öle.. bu başladı aynen şöyle..
- Bak şimdi bi olay var anlatamam ama, sonra biri var kim olduğunu söyleyemem ama, sonra bana bişey dedi, ne dedi diyemem ama, sonra ben sinirlendim, neden sinirlendim anlatamam ama, sonra gittim nereye gittim söyleyemem ama...
Sır olarak bana söylediği şeye bak...hiç bişi anlamadım...Sonra bana boncuk gibi gözlerini açıp sıra sende der gibi baktı.. bende öle anlatayım dedim başladım
- biri var şimdi anlatamam ama..
- hee ben biliyom bloguna yazmıştın
Şimdi sen bunldan sonra giz sır durumu olarak anlat kıza sıkıyosa..
Sonra biz bir muhabbet bi muhabbet derken, trene doğru giden 2 çocuk gördük. böyle emo desen değil metalci desen değil.. böyle onların ardı sıra baktık.. Adamlar trene gidiyo ama biz hala orda çay içiyoruz. kahkahalarla çocukların arkasından konuşuyoruz
- Ayy bi milyon şeyim olsa birini koklatmam şunlara
- PuCCa sen hiç böle oldun mu, metalci yani
- evet bi dönem olmuştum, evde gizli gizli gidip sezen aksu dinlerdim
- Bende oldum ama ben punktım. gerçi ben hala punkım. iyi bi işim olursa mangodan giyinirim bende..
Biz böyle konuşurken trenin hareket saati geçiyo tabi. koşarak çıktık oraya. Bu arada o gişelerden ben 2 sene sonra geçemicem. daracık yapmışlar lan öle. şişmanları düşünen yok hiç. Bi oyana bi bu yana o topuklularla koşturuyorum be, yazık yavrunda tutmuş haminnesinin elinden tutar gibi hadi hadi diye soluk soluğa treni arıyoruz...
Son saniye yetiştik bindik ve gittik....
Şimdide onun odasındayım. Odası çok güzel ama askerlerin donu oluyo ya, yeşil işte kız o renk odasını boyamış çok ilginç..

PS: aras lemiyi bende ekledim.. ayrıca bana giderken çok güzel kokuyosun dedi yani bilimicim demek istiyorum. gelsin 22 milyarlar gitsin reklamlar :Pp

7.01.2009

Babam

Babamı özledim sanırım.. ondan bugün onu anlatmak istedi canım..
Babam dengesiz bir adamdır benim.. İnsanlar sadece ona hizmet etmek için dünyaya geldiğine inanır.. Bencildir, çok bencildir hemde... Adam bilgisayar mühendisi, doğal olarak evde bilgisayarla ilgili olan şeyleri ona sorarız.. Ama hiçbirşeyin cevabını bize vermez.. "kendin öğren, ben babamdan mı öğrendim" der.. Evin bir odası bizim kütüphanedir.. Ona bilgisayar dışında bi soru sorduğumuzda, mesela atıyorum masonlukla ilgili... Ağzını açıp tek kelime söylemez gider içeri 15 tane kitabı alır önümüze atar.. Bide bize bağrır "benimle sırf konuşmak için saçma sapan sorular sormayın" der... Konuşmayı sevmez, insanları sevmez ama kadınları sever sadece yatakta.. İnanılmaz çapkındır sadece 15 kelimede istediği her dişiyi yatağa atar.. Birlikte olduğu kadınlarda ama boru değil, avukat, doktor, mağaza müdürü gibi en az 2 dil bilen fiziği güzel 35in altında kadınlardır...
Zoydaklıya çok güvenmez ama bana inanılmaz güvenir.. şimdi arasam desem "baba ben ispanyaya gidiyorum" hayırdır yavrum ne işin var diye sormaz bile.. Ama desem "baba ben izmire dönüyorum" "noldu, neden bana mı geleceksin" der.. Zoydaklı ise bakkala gitse babam "ahanda bu kız gene bela getircek eve off puffff" der.. Benim aşk maceralarım eve hiç yansımamıştır ama zoydaklının ooff diyorum.. O yüzden o, hep evimizin evlenip gidecek ilk kızı olarak bakılır sülalede.. bense kariyer yapmak için canını dişine takan genç kızı... Bana evlenme der, ona ise ne zaman evlenecek bu kız rahat edecem der.. Zoydaklı evimizin dışında bi yerde yaşamamıştır çünkü, ben ise eve girmemişimdir bile.. Babam bizi kızından çocuğundan öte ev arkadaşı gibi görür.. Hiçbir zaman ağzından bu ev bizim lafı çıkmaz.. "Bu ev benim evim, benim kurallarım geçerli" diye sürekli söyler durur.. "Anneniz sizi sokağa attı, ben olmasam bitmiştiniz bana minnet duyacağınıza yaptığınız şeye bak" diye sanki babamız değilde bizi esirgeme kurumundan alan zengin tonton amca gibi görür kendini...
Ama o kadar dengesiz ki, bi gün siz olmazsanız ben yaşayamam der, ertesi gün gelir.. siz gidinde bir hayatımı yaşayayım artık der...
Ankaraya ilk gittiğimde 5 ay boyunca arayıp sormamıştı bile.. küsmek onun için para vermemekle aynı anlam taşıyor. O sürede ne yapıp ne yapmadığım umrunda olmaz.. En nefret ettiğim zamanlar o küstüğü zamanlar, tek kelime konuşmaz benle..Para vermez, o evde kendimi eğreti hissederim.. Akşam mesela tatlı alır sadece kardeşlerime alır.. bana almaz.. Neden küstüğünü bilmem bile.. O yüzden ben hiç kimseye küsemem.. O nasıl sinir bir durumdur bilirim çünkü.. Ay neyse bunlar içimi acıtanlar bunlardan bahsetmicem..
....
Babam etrafı tarafından çok sevilmez, bi insanla çıkarı varsa konuşur çünkü.. İşi bittikten sonra bi daha hayatta aramaz.. Hiçkimseye yardım etmez, altımızda yaşlı bi teyze oturuyo, bi gün babama şunların ucundan tut yavrum demiş.. "cüssene göre ağırlık alacaktın teyze" demiş.. karıyı bırakmış orda.. Hayatında bir kadın varsa bizi unutur.. kadın gidince bizim üstümüze düşer.. Ayrı yaşıyoruz gibi bişey zaten.. Ama artık yaşlandığı için eskisi gibi çok sevgilisi olmuyor.. Onun için çok üzlüyorum.. Artık evlenip gitsin diye.. Ama hiç o taraklarda bezi yok.. en son biri vard yolladı onuda..
Çocukken pilot olmak istermiş ama yükseklik korkusu var diye olamamış.. Yükseklik korkusu var ama apartmanın en üst katında oturuyoruz, balkona çıktığı zaman serçe gibi titriyor.. Hala ne zaman efkarlansa ben pilot olacaktım yaa diye üzülür..
.....
Böyle bi yaz, yazlıktayız.. Bi sevgilisi var bizle kalıyo o dönem.. Karı bizden uyuz kapıyo.. sanırım babama bişey söylemiş.. bize dediki "bi daha şort giymeyin, giyecekseniz de bu kadar kısa olmasın" Biz hiç umursamadık, gene gittik giydik.. tanıyorum adamı hayatta bizi korumaz, kollamaz, sahiplenmez kimle konuşup konuşmadığımıza karışmaz bile.. Ortaokulda bile ben alsancakta barlarda fink atardım.. Tiyatroya gidiyorum diyip gece 1lerde eve gelirdim... Bu gene geldi bu kez sert uyardı.. gene umrumuzda olmadı bizim.. Sonra bi gün parkta oturuyoruz.. Bütün sitenin gençleriyleyiz böyle.. Bu arada bizde zoydaklıyla sitenin renkli simalarındanız. İnsanlar bizle konuşmak için ölür biterler.. Valla bak çok iyi hatırlıyorum ya, siteye heryeni gelenle biz izin verirsek konuşurlardı.. Neyse işte bi baktım adamın biri geliyo bize doğru, üstünde beyaz atlet altında bi boxer var.. Nan bu kim falan filan derken ohaaa babammış dedim.. Geldi yanımıza.. kalpli bi boxer giymiş minnacık ama.. Hadi eve dedi bize bi bağırdı.. Biz zaten o bağırırken eve doğru konuşuyoduk.. Bide babama bağırıyoruz. "bizi rezil ettin yaaa" falan diye.. "yaa nedemekmiş, siz o donlarla gezerken ben böyle utanıyorum işte, sizde utanın benden ne hismiş anlayın" dedi.. Bizim şortlar kıç çizgimizden biraz aşağıya indi o günden sonra...
...
Mesela koskoca mühendis herif bez bebek oynacağı gün erkenden eve gelir.. O oynarken yemek bile yemez. nasıl ciddiye alır onu.. orda varya amcık ağızlı bi kız.. Ona bayılıyor.. Selenaya tapıyor, bir tane var, kayıp prenses onların derdine onlardan daha çok üzlüyor.. O prenses perfinya varya ondan tiksiniyorum ben..
Zoydaklıyla mesela mısır patlatırız heycanlanırız film izlicez diye.. geçer tam otururuz.. Bu filmin ortasında gelir bize zehir eder.. Ben izlicem kalkın gidin der.. Kalkıp gideriz odamıza.. sonra içeri bağırır.. "hep odanızdasınız, napıyosunuz orda gelin içeri" der.. İçeri geçeriz bu kez oflana poflana bize zorla o bez bebeği izletir..
Baba bugün avrupa yakası var onu izleyelim mi deriz mesela.. Allaahhh bizim ne cahilliğimiz, ne salaklığımız kalır.. Yok efendim yeni nesil böyleymiş, magazinmişiz heryanımız, ucuzmuşuz, beğenilerimiz boktanmış, iğrençmiş, bizim gibi kızları olduğu için utanıyomuş, cahilliğimizi insan içinde belli etmemeliymişiz bilmemneymiş.. Bunu diyen adam bez bebek, insan olamadı diye üzülen bi adam..
Bu arada maybe demiş 2009dan ne bekliyosun diye.. anam ne bekliyim.. Siyah jeepli prensimi bekliyorum.. gelsin beni kurtarsın şu misafirhaneden, evinin kadını çocuklarının anası yapsın..

5.01.2009

Katil kim?

Şimdi kaldığım yer 2 oda. bir odada yatak var. diğer odada bi 3lü koltuk, bi tv bide sehpa var. yatak odasında uyumuyorum. hem orası çok soğuk. buzhane gibi... hemde karşıda bi ayna var ne zaman uyansam o aynada kendimi görüp bismillah süphaneke diyerek, dine imana dönüyorum... o yüzden bende 3lü kanepede tv izleyerek götüm başım ağrıya ağrıya uyumaya çalışıyorum... Bu hırsızlık mevzusundan beri benim uykumun içine sıçıldı.. bi türlü uyuyamıyorum... Neyse işte uykum gelir gibi oldu dedim ohhh hemen yatim.. tam böyle uyucam işte bilgisayarı kapadım tvyi kapadım yorganı battaniyeyi sarıp sarmaladım uyumak için hayal kurmaya başladım.. nan bi baktım takır takır sesler geliyo kapının ordan. kapıda tam karşımda... abuuuu noluyo lan gene mi hırsız girecek diye ödüm bokuma karıştı. gececi oldumu sanıyolar ondan geldiler heral dedim.
bağırmaya başladım "afedersinizzz, kim var ordaaaaa" hıtık hıtık ses kesildi ben bağırınca... hemen kalktım ışığı açtım. telefonumu aramaya başladım bulamadım. odadaki telefonla resepsionu aradım... kimse çıkmıyo 24 saat açık orası ama gece nasılsa kimse gelmiyo diye uyuyolar bazen....
takır tukur sesler gene başladı kapıdan. yorganımı sardım kendime, elime aldım çatalı bi elime de koltuğun minderini de aldım ki; düşünüyorum kapının ordan taramalıyla tararsa, mindere isabet etsin de ölmim diye. dizlerim titriyor korkudan allaa duaya başladım ben "özür dilerim, allam yarabbim beni affet, arada sırada gıcıklık yapıyorum ama seni seviyorum valla ben. kadir gecesinde içmiştim ama yanlışlıkla oldu o. yoksa bilirsin saygım sonsuz sana. boru mu dünyayı felan yarattın yani... ben iyi biriyim allam bi daha kötülük yapmıcam zaten.. dedikodu yapmıcam, yalan atmıcam, hırsızlık zaten yapmam... başka ne vardı öyle günah haa zina... o konuda şüphen olmasın allam ne gelen var ne giden, kimle zinaya bulaşacağım, yaa amaaan sen yarattığın şeyin içini biliyosun işte vaktim yok, hemen isteğime geçiyorum, koru beni nütfen.. içeri girince onlar, elimdeki çatalı ışın kılıcına çevir de fııjjnn diyerek kafalarını kopartim. sen koru beni, gerisini ben hallederim.."
.....
şu seri katiller vardı ya, ankarada yakalandılar. işte o zaman onların haberlerini yapmıştım. göz göze gelmiştim herifle "haplıydım" derken. bide bakkaları öldürenler vardı hani ankarada gene, o zamanda bakkallardan birinin cesedini görmüştüm habere gittiğimde. aklıma hep o sahneler geliyo... Bide gazetede 3. sayfa editörlüğü yapmıştım, hergün hısmına atlayıp vermeyince onu doğrayanlar, karısı aldatıyo diye vajinasına telefon sokup boğanlar, haplanıp 10 kişi bir kadına tecavüz edenler, allaaahhh neler neler.. bütün o yazdığım haberler vııjjnn vııjjnnn hafızamda canlandı tabi..
içeri girip paramı isteyecekler, anam 10 ytl param var.. yetmicek tabi o para onlarda bunun için mi girdik lan diyerek bana çılgınlar gibi tecavüz edecekler. kanamamda bitecek zamanı buldu.. en azından belki mideleri kalkardı.. ohhh çok şükür bacaklarımı almadım daha.. belki belli mi olur elitist sapıklardır. "ayyy ben bunu zikceme gider elimi şeyederim, tiksinçliğe bak.. erkek bacağı gibi midem bulandı" derlerde bırakırlar beni ...
.....
elime aldım odanın telefonunu aşağıyı arıyorum, bi yandan da kibarca kapının önündekini ikna etmeye çalıyorum.. "param yok benim, zaten polis gelcek, gider misiniz..." niye böyle kibar olduğum konusunda bi fikrim yok, sanırım döt korkusu yüzünden kişiliğim allak bullak oldu.. Ses bi gidiyo bi geliyo.. geçtim o üçlü koltuğun arkasına telefonu aldım kucağıma, bi elimde hala çatal var.. aşağıyı durmadan arıyorum.. durmadan diyorum ama bu anlattıklarım çok kısa sürede gerçekleşiyor.. bi 5 dakika falan yani.. İç sesimle anlatınca saatlermiş gibi geliyo ama alakası yok..
O sırada telefonu açtı resepsiondaki çocuk.. hemen dedim kapının orda biri var diye.. Lan bi anda aklıma dank etti.. ya sapık resepsiondaki çocuksa, 2 kişilerse.. biri aşağıya inip açtı telefonu.. şimdi yukarı çıkacak ben kapıyı açınca bingooo.. beyaz inekli pijamam belki seksi geldi herife belli mi olur.. o pijamanın altına siyah don giymicektim o gün salak kafam!!!
....
İşte orda bir korku bastırdı bana.. bir çığlık atmaya başladım.. "kurtarın beni" diye durmuyorum ama, pencereyi falan açtım yan tarafın duvarlarını yumrukluyorum.. "imdaaatttt kurtarın beniiiiii" diye.. o sırada da benim kapı çalıyo, resepsiondaki çocuğun sesini duyuyorum.. "PuCCa hanım sakin olun, kapıyı açar mısınız kimse yok." ben durmuyorum ama, baktım konuşarak bağıramıyorum.. herifinde sesini duyunca kriz geçirir gibi çığlık atmaya başladım.. nasıl bağrıyorum bildiğin çığlık yani.. ben çığlık attıkça kapıyı kıracak gibi yükleniyorlar..
bir soluğum kesildi, bi baktım başka sesler duydum dışardan, kadın sesi falan da.. Hemen açtım kapıyı.. 3-4 kişi toplanmış oraya.. bilinçsizce kadının birine gittim sarıldım.. bi süre ağlama nöbetine girdim.. su falan içirdiler bana.. Sonra resepsiondaki çocuk anlattı olayı.
.....
Bi tane kedi var sürekli misafirhanede dolanıyo.. Ben bazen onu odama alıyorum.. çok sevimli bişi.. Bu kedi, bi fare yakalamış.. benim kapıya vura vura onu bana vermek istiyomuş.. o takır tukur duyduğum sesler kedinin fareyi benim kapıya vurma sesiymiş.. Yandaki kadın çıktığında kediyi ağzındaki fareyle görmüş..
Tabi ben o korkuyla bir daha giremedim odaya.. gittim kadının odasında kaldım.. tanımadığım etmediğim karının odası niyeyse daha güvenli geldi..
Dünde Esra Ceyhan'da kaldım.. Bugünde lobi gibi yer var burda.. battaniyemi aldım, laptopumu aldım, biber gazımı ve telefonumu da.. haa tabi pijama yerine eşofman giydim bu kez.. Esra Ceyhan'ın gelmesini bekliyorum.. Evinden eşyalarını almaya gitti.. Başkasının evinde rahat edemiyorum ben, hele böyle annesi babası varsa.. hiç kalamıyorum... onu ikna ettim, benim korkum geçene kadar o burda yaşayacak...
Bi süre böyle göt korkusu ve paranoyayla devam etcem sanırım... Hala resepsiondaki bebeden şüpheleniyorum..

3.01.2009

Kibir, en sevdiğim günah

Şimdi tee ne zaman mimlenmiştim... Ki hiç sevmem etmem öyle mimi.. bence gereksiz bir durum.. Özellikle şu dolanan blog yazmaya ne zaman başladınız tarzı mimler.. Ama şimdi Fakeangel şeyetmiş bana.. kimlere aşık oluyomuşuza.. na 2 senelik yaşamım harfi harfi şurda yazıyo.. Aşık olduğum herifler ise hepsi birbirinden farklı tipler.. Pekmezle siğil arasındaki 77 farkı, uzun soluklu ilişkimle, gün aşırı denediklerim arasında zerre benzerlik yok.. Adamına göre kimi zaman kul, kimi zaman sahip PuCCa.. Neyse işte bi test var onu yapıyosun böle aşık olabileten yüksek karakteri buluyo sana...
Baskın Karakter
Siz doğarken yönetici vasıflarıyla doğmuşsunuz ve şimdiye kadar hep yönetmeye ve yönlendirmeye alışmışsınız.Bu yüzden hayatınıza girecek kişilerde sizin tercihlerinize uyması şartını gözetiyorsunuz. Sizin isteklerinizi gerçekleştirecek ve onlara uyacak karakaterde kişilere aşık oluyorsunuz. Başrolünde siz değilseniz o ilişki size mutluluk getirmiyor. Bu yüzden zaman zaman birlikte olduğunuzda birbirinizi çok daha iyi yerlere taşıyabileceğiniz ilkişkiler varken bunlara sırt çeviriyor ve çok daha azıyla yetiniyorsunuz. Bir gün birisi çıkıp size ilişkinin bir savaş olmadığını ve iki taraf da eşit olduğunda çok daha mutlu olunabileceğini farkettirecek.

Aslında ben böyle tiplere aşık olmuyorum.. bu tipleri deneyip ayy benim ağzıma sıçmıyo bu diye geri gönderiyorum.. Benim aşık olacağım delikanlıdaki özellikler şöyle olmalı;
-Bi kere mutlaka ortamda en az 3 kız ona deli divane olmalı.. Olmalı ki, onun için savaş verebileyim.. hepsinin elinden onu alıp zaferimin tadını çıkartayım..
-Kibirli olmalı, kendini beğenmeli, ukala olmalı, ağzıma sıçmalı benim.. Zekice kelime oyunları yapmalı.. beni allak bullak etmeli..
-benden üstün olmalı her konuda.. maaşı, işi, bildiği dilleri, oturduğu semti, bilgisi, zekası herşeyi benden üstün olmalı.. ağzım açık bakmalıyım ona.. Onla yarışamayacağımı anlayıp pes etmeliyim tartışmalarda..
-Kafamı allak bullak etmeli, iki gün benle ilgileniyorsa bir gün bana siktiri çekebilmeli.. Vur kaçı iyi yapmalı.. Bir gün demeliyim ki bu adam bana kör kütük aşık ilgisine bak, diğer gün demeliyim ki.. höst lan noluyo yanındaki kim, içine düşecek puşt..
-Beni korkutmalı, telaşlandırmalı, meraklandırmalı..
-İnsanlar onun hakkında bana, "ayy çok iyi çocuk" dememeli.. iyi çocuklar sıkıcı oluyor çünkü.. Aksine demeliler ki, "ateşle oynuyorsun.. o çocuk tekin değil..."
-Konuşurken gülümsemeli, dişleri güzel olmalı.. kesinlikle sarışın olmamalı, göz kırpmayı bilmeli...

Ben böyle heriflere aşık oluyorum işte.. İşin garibi ise her kimle ilişkiye başlasam onu böyle sanıyorum.. En son siğil işte.. Millet neler diyodu onla ilgili.. Ama sonra oda diğerleri gibi çıktı.. Pekmezde öyleydi, onda ulaşamayacağım bir gizem vardı.. şimdi amaaann saftirik pekmez oldu.. Hepsi bu şekilde sanıp başladım yola, sonra niyeyse soğudum gittim bittim.. Haa bu tipler sağlam ayakkabı mı kesinlikle değil ama çok çekici pezevenkler...

adsız şovalyee bak uyuyosan bu kriterlere, düşüncem bak seni :PpP

1.01.2009

Yıllar önce unutulmuş dillerden düşmüş bir şarkı

Kendime bile itiraf edemiyorum ama ben onu çok özledim.. Nişanlanmasını hazmedemiyorum.. Yani bir daha birlikte olmamız gibi bir umudum yoktu ama bu kadar erken unutulmamam gerekirdi.. Bu çok ağır oldu.. ben daha hayatımı toparlayamamışken, daha çok dibe batarken o çok mutlu.. Buna sevinemiyorum.. Niye sevineyim manyak mıyım zaten..
Bana bir defasında demişti.. "Seni hiçkimse sevmemiş daha önce ve sevmeyecek de" o kadar haklıymış ki.. Onu o kadar özlüyorum ki.. aslında özlemiyodum hiç, ama işte bu haberi alınca özlemeye başladım.. Bi kutum var benim böyle hayatımdan geçen herkesle ilgili bişeyleri dolduruyorum.. Bugün onu açtım.. onun bana verdiği fenerbahçe atkısını koymuşum.. odasının duvarına asılıydı, okul bitip evlerimize dönmek için hazırlık yaptığımız sırada bana vermişti.. en değerli şeyim bu demişti..
Sonra bi gün kavga etmiştik onunla.. Sabah kalktığımda bütün odanın duvarlarına postitler yapıştırmıştı.. seni seviyorum beni bırakma yazmıştı.. o kağıtları saklamışım..
Bir mektup yazmış bana onu saklamışım.. demiş ki "hayatımda olmasan da, ölene kadar seni koruyacağım.." O zamanlar böyle İstanbul hayalim vardı benim.. Televizyonculukta çığır falan açmayı düşünüyodum.. Bu ise korkuyodu oraya gittiğimde başıma bişey gelecek diye.. Mektupta o korkularını yazmış hep.. "Sana bişey olursa ben kendimi asla affetmem seni oraya gönderdim diye" Şimdi varlığımdan bile haberi yok..
İlk ankaraya beraber gidişimizdeki otobüs biletlerimizi koymuşum, birde benim evimde unuttuğu atletini.. Bir resmini koymuşum, kamera elinde, siyah kazağı, kirli sakalı ve o şapşal bakışları.. Diğer bütün resimlerimizi, cdlerimizi hep kırıp atmıştım.. Bunlar kıyamadıklarımdı.. hepsini çöpe attım bu kez.. Çünkü o bunların hiçbirini hatırlamıyo bile, ben hala salak gibi saklıyorum diye düşündüm..
....
Bir yılbaşında geç geldi diye gönlümü almak için yollara çiçek koymuştu.. Bir doğum günümde ise arabanın arkasını gül yapraklarıyla doldurmuştu.. Nereye gitse beni götürürdü.. Birgün çok sarhoş olmuştu, giydiğim kazaktan omzum göründü diye kavga etmiştik, ayrılmıştık.. O gece çok içmişti.. komaya girecek kadar.. hastaneyi birbirine katmıştı.. beni öldürmek istiyordu gerçi ama olsun beni öldürmek isteyecek kadar kimse sevmedi.. Değil omzum götümü açsam kimsenin umrunda olmadım ben..
Ankaraya ilk gittiğimde böyle misafirhanede kalıyodum, her akşam bana yemek getirirdi.. kızılayı gezdirirdi.. onu beklemeyi özledim.. Arkasından el sallamayı özledim.. Beni sahiplenmesini, korumasını özledim..
ben parmağıma bitek onun yüzüğünü takmıştım.. Taktığım gün atmıştım.. Yalanını yakalamıştım gerizekalının.. Staj raporlarını vermek için okula gitmiştik.. burda başladı madem, yüzükte burda takılmalı diye dandikten bi hacı yüzüğü gibi gümüş yüzük almıştı.. 3-4 saat sonra okulun bahçesine fırlatıp atmıştım yüzüğü.. Sonra tabii gene affedip takmıştım..
Sonra bilmem kaç kez atıldı o yüzük.. Bi tane daha aldık hatta, onlar onda duruyodu.. çoktaan atmıştır onları.. Bir sürü klip yapmıştım.. boş insan olduğum için topu topu 3-5 resmimize paso klip yapıyodum.. Onları da atmıştır.. oysa sanat değeri vardı, valla bi tanesi çok güzel olmuştu..
....
Artık Ankaradan izmire döneceğimde.. yataktaydık ikimizde ağlıyorduk.. Otogarlada ağlıyoduk hep.. Gözüme duman kaçtı derdi, koca herif ağlarken.. beni unutmuş olabilmesine inanmak istemiyorum.. Bana aşık değildi belki ama o sahiplenme bana yetiyodu.. hiçbir zaman onu değiştirmeye çalışmadım ben.. Bir erkeği değiştirmek imkansız bilirim çünkü..Bu adamı değiştirecem diye değil ben bu adama katlanabilir miyim diye düşünüp başlamak gerek yola.. Ben onun o ayağı kırılmış atlar gibi halini sevdim.. Koşamayacak durumda bile olsa o gururlu duruşunu..
Ondan bir nefret ederdim, bir aşık olurdum.. Ona bir rumuz bile vermemiştim burda.. Bir daha hayatıma girmeyeceğinden emindim çünkü.. O beni çok kırmıştı paramparça etmişti..
Bir hakkım kaldı sadece, o yüzden bu kadar savunmacıyım, oyuncuyum taktikçiyim.. Benim canım yanacak kalkan oluşturmazsam.. Bir defa daha yenilirsem, bu kez ölürüm ben..
bana kimse değer vermedi, sahiplenmedi.. Kimseye güvenemiyorum, korkuyorum.. köpek gibi korkuyorum birinden daha darbe yersem bu kez ayağa kalkamam ben.. Seni seviyorum, değer veriyorum diyen hiç bir söze inanmadım ben.. Önüme dünyayı sersen o kadar kolay inanmam birinin beni sevme ihtimaline..
bu çocuk hariçti ama.. Gözünde görüyordum telaşını.. başıma bişey gelir korkusunu.. tabi zamanla hepsi yitip gitti.. gözünde "anam kız başıma kaldı" telaşını görmeye başladım o ayrı mevzu...
....
kül haline gelmiş bir aşkı yeniden kağıt yapamazsın.. ama acıttıyor naparsan yap.. Ben bitek ona güvendim hayatım boyunca.. Bigün aklına geleyim istiyorum sadece, bi gün bi an bi sn ne bilim bi şarkıda, bi kokuda bir caddeden geçerken.. aklına düşeyim.. Düşsem nolcak düşmesem ama istiyorum işte.. ufacıkta olsa bir sızı olayım onun için..
elime attığım her adam benden hemen sonra hayatının aşkını buluyor.. Ne kadar iğrenç bi durum varya anlatamam sana.. Bunlada ilgili son yazım olacak bu.. kötü anılarımı valiz yazısında bitirdim.. Bunda ise iyilerini.. Bendeki bütün eşyalarını attım.. Bi spor ayakkabısı almış sarı pumalar.. onları atamadım, sarı badimle güzel oluyo diye.. bide yeşil bi mont almıştı onu da atamadım.. tek kalın montum o valla.. Kalan hepsi incecik.. Onlarda zaten onu hatırlatmıyo..
Öyle düşünüp ayy beni kimse korumadı bikbik diye ötmenin de alemi yok.. son kez ağlaya ağlaya yazdım şunları.. herifin sikinde değilim şurda günlerdir girdiğim kangrene değer mi.. Bi bokuma değmez valaa. hayır korkum, ben bu olayı abartıp depresyona gircem.. sonra ankaraya gidip "nişanlanırsan çükünü keserim" diye tehdit etmeye kadar gidecek iş.. Yok düşündüm yani aklımdan geçmedi değil.. kes çükünü dedim lan PuCCa, nişanı mişanı görsün idne.. Hani lan sen beni korcaktın puşt de suratına da kezzapı dök gel dedim ama azcık gerizekalılık olcaktı bu olay... O yüzden en güzeli çocuğun çükünü keseceğine sen kes at onu içinden.. bu daha kolay...