30.04.2008

Kuzey

Kuzeye gidecektim
Seni tanımasaydım
Bir kıyı kentine
Orda bir adam tanıyacaktım
Zeki müren seven dinleyen
Rakısını sek içen
Kuzeye gidecektim,
Seni tanımasaydım
Bir daha makyaj yapmayacaktım
Bir adam tanıyacaktım
Ona aşık olup sürüklenecektim
Kuzeye gidecektim, Seni tanımasaydım
Sabah ezanıyla uyanıp akşam serinliğinde uyuyacaktım
Balık ağlarından avizeler yapacaktım
Büyük bir yap boza başlayıp asla bitirmeden birini tanıyacaktım
Gözleri güneye bakan,
Sırtı batıya dönük
Yüzü doğuya hasret...
Kuzeye gidecektim,
Seni tanımasaydım
Geride bıraktıklarım görmeye geleceklerdi beni
Çamurlu ayakkabılarımı kıskanıp anlatacaklardı soranlara
Birde onu tanıyacaktım...
Yüzü sana benzeyen, hep bir sırrı gizleyen
Kuzeye gidecektim;
Seni tanımasaydım
Son paramla bir kayık alacaktım
MAvi bir boya ile Tanju Okan yazacaktım burnuna
Derinlere açıldıkca sen kaybolacaktın
Çünkü seni hiç tanımamış olacaktım...

Yüzleşme

Sonunda anladım, itiraf ettim kendime; ben çok salak bi kızım bildiğin salak ama böyle beynini et parçası olarak kullananlardanım hemde.. Hangi insan evladı birine defalarca inanabilir, yada kabak gibi herşey meydanda iken "ama yok öle bişi" diyip salak saçma davranabilir..Öylesine oyuncak olmuş kalbim ruhum ıvırım zıvırım itin birinin elinde, herifçioğlu canı sıkıldıkça bozup bozup yapacağı eski radyo olmuşum...Kendimden sıkıldım artık, Her aynaya baktığımda suratıma bulanmış siyah pudraların aktığını görüyorum...İmkanım olsaydı; Beynimi kalbimi ve işe yaramayan ruhumu Pisuvara fılatıp üstüne bir sifonu çekerdim... Bana saçma sapan yaralar açmaktan başka bişeye yaramıyolar nasılsa..Kendimi biri bana anlatsa, "gerizekalı bu kız" diyerek tonlarca akıl verirdim.. Neden insan aynı aklı kendine vermez ki, sanırım kendimi kendimden zeki gömediğim için.. Kendi iç hesaplaşmalarımı özel işlerimi bulaştırdığım için.. Başkasının aklınada daha hiç ihtiyacım olmadı öyle bir ego var ki bende; herkes salak herkes aptal bi PuCCa zeki, herşeyin en iyisini bilir.. öyle bir havada ki burnum biri bana yardım edecek olsun hele bi denesin kalkışsın! hemen sen kendine bak edalarıyla arkamı dönerim... O kadar mükemmelim ki el attığım her işi bozma becerisine sahibim, aşık olduğum adamı hayattan soğutma kabiliyetine, herşeyi yüzüme gözüme bulaştırıp sıyrılma özelliğine..Konular önce yazmıştım yaa birini bulma arifesine girince eskiler hortluyo diye; "E" geldi, "S" de aynı şekilde sıra "T" de.. Allahım bana akıl ver; şu tipleri dövmek parçalamak için de güç kuvvet ver, gözlerini yerlerinden çıkarıp kolye yapmam içinde beceri ihsan et.....

Aşk denemeleri -3-

Bugün büyük gündü çocukluk aşkım olan Bora buraya beni görmeye geldi... İlk kez bir çocuk için 1 hafta boyunca lahana yiyip zayıfladım umarım değer diyerek bütün sabah ne giyeceğim diye kafayı yedim...
Bingoo giyecek tek birşey bulamadım!!! eşofmanlarımla gittim babamın arabasını çalmak zorunda(?) olduğum için erken saatlerde attım kendimi sokağa, sonra hayatımda ilk kez birini bekledim, bi insanı beklemek kadar iğrenç birşey yokmuş onu anladım...
Sonra buluştuk, hemen tanıdım, hiç değişmemeiş sadece sanki biraz boyu uzamış, neyse hoş beş muhabbet derken aslında çocuğun çok değiştiğini farketttim.. Haddinden fazla kibardı, sakızlı sakızlı kelimeleri yaya yaya konuşuyodu ve bu çok sinir ediyodu, espiriden anlamıyodu, espiri yapamıyodu, tikky bir tipi vardı...
Forum Bornovaya gittik, üç beş tur attık ben artık sıkıntıdan patlamak üzereydim ki babam aradı bağra çağra arabayı istedi benden upss!!! arabayı ona bırakmak için Çiğliye gittik... ilk kez hayatımda yanımda bir erkeği koruma güdüsü geldi, Çiğli, Bora için çok tehlikeli bi yerdi çocuk yumurta gibi pasparlak köşede sıkıştırırlar diye korka korka gittim, her allahın günü gecenin bi yarısı bile tek başıma korkmadığım mahalleye.. Kız gibi sesler çıkartmaya başladı duyan da zanneder ki, yüzüklerin efendisindeki dağlarda tepelerde dolaştırıyorum çocuğu.... Sonra dolmuşa bindik tekrar bornovaya gitmek için beyfendi yıllardır dolmuşa binmemiş çok şaşırmış bilmem neymiş... Sinir etti beni bıdbıdbıd dolmuşu aşağılayınca bende madem öyle inip yürüyelim dedim smyra nın ordan küçükparka kadar çocuğu gıcıklığına yürüttüm... Sonra bi cafede oturduk artık zaten pilim bitmiş vaziyetteydi, orda biraz daha iyiydi eskilerden bahsettik dikkat ettim gülümsemesi hala aynı,
ne kadar ilginç çocukken beni hep koruyan kollayan çocuk şimdi nasıl olmuş.. keşke dedim hep çocuk kalsaymış.. oda benim hiç değişmediğimden hala aynı olduğmdan bahsetti.. Oysa değişmiştim bi kere artık göğüslerim vardı ve makyaj yapıyodum.. Huyun suyun herşeyin aynı dedi.. Ah be kuzum seninde huyun suyu aynı olsaymış ya kız gibi yumurta kıvamında çocuk olmuşsun, höt desem korkup kaçacak gibi...
Sonra eski sevgililerden konu açıldı, çocuğun en uzun ilişkisi 1 sene sürmüş oda uyuşturucu kullanıyomuş, benim 4 seneliği duyunca gözü korktu aptal saptal tepkiler verdi... çok korkmasın diyede 4 sene ama lafta 4 sene toplasan 2 ay görüştük görüşmedik garipti bizimki dedim, hem ne diye onlarıı anıp kendimizi yoruyoruz ki diyince çocuğa bi anda cesaret geldi elimi falan tutmaya çalıştı!!! anam ne fırsatçıymış bu dolmuştan korkuyo ama hemen el tutmasını biliyo dangoz.. Sonra onu kaldığı yere bırakıp eve döndüm... Yarında arkadaşlarla tanıştırcaz bide onlar onay verecekler bowlinge gitcez bakalım insanlar arasında nasıl bişiye benziyo...
Kısssadan hisse bi nane olmaz gibi gözüküyo, ama yarından sonra tam kararımı vereceğim.. Çünkü ben gözümde çok büyütmüştüm, yani 11 yaşıma göre haddimden fazla aşık olduğum çocuğun kaderim olduğunu düşünüp onu hayalimde istediğim erkek kılıfında gibi resmetmiştim... Öyle çıkmayıncada tabii doğal olarak afalladım, yarın daha mantıklı bir karar vereceğim umarım..
Allahım sen bana yardım et hayırlısı neyse artık bana onu göster önüme abidik gubidik herifler yollucağına hıhhh!!!

Gereksiz


Salonda ki koltuğa uzanıp sabahtan akşama kadar dizi, film seyretmek istiyorum.. Yanımda cips, meyveli yoğurt ve birçok ıvır zıvır kanser yapan gıdalar alıp kendimi yavaş yavaş öldürmek istiyorum..
Hiçbirşey zevk vermiyor, ağzımın tadı yok, alışveriş bile anlamsız geliyor, aynada ki yüzüm bile benden korkuyor sanki..
Hiçbişeyin anlamı yok sanki, gittiğim okulların, arkadaşlarımın, ailemin, işimin herşey saçma gereksiz...
Önce durup dururken işten ayrıldım, o kadar kredi kartı borcumun içinde kariyer olarak iyi maaş olarak vasat işimden çıktım, yenisini bulmadan etmeden hemde... telefon defterimi temizledim, yeni yerler görmek için gezdim, karaburundan tutta spile kadar kendime gelirim diye arkadaşlarımla gittim (ki normalde 3 kişiden fazlasının olduğu ortamlarda ota sidiğe gülme, dalga geçme ve herşeyden oyun çıkarma potansiyeline sahip biriydim) oysa şimdi aha taş aha ot buda deniz buda dağ amaaaann çok sıkıcı diyerek çevremdekileride sıktım.... örgü örmeye karar verdim ördüğüm şeyleri hiç bizaman giymediğim gerçeğiyle yüzleştim vazgeçtim,
Sabahlar olmasın hergece barda gönlüm hovarda modunda yaşayayım dedim, 2. gün bana sadece başağrısı olarak geri döndü.. Hatta gittiğim yerlerde sahneye çıkıp o bağıran yavrucaklara iki tokat sallayıp elektro gitarın fişiyle onları dövmek istedim... tıkış tepiş toplu seksten hiçbi farkı olmayan mekanlarda sabaha kadar eğlenen adamlara şaşkınlıkla bakıyorum bir gece 3 gece bilemedin 5 gece en fazla... hergün bide buralara gidip sabah işine giden insanlar var, hepinizin önünde saygıyla eğiliyorum.....
Uzun zamandır ağlamıyorum, gülmüyorum da, çok uzun zaman oldu sevinemiyorum üzülemiyorum da hissizleştim.. Haberler bile artık sıkmıyo canımı, sevme gücümüde kaybettim.. aylardır özenle yetiştirdiğim menekşeyi çöpe attım, yolda gördüğüm hayvanlarıda sevmiyorum artık balkondaki kuşlara ekmekte vermiyorum.. Acımıyorum artık kimseye kendime bile herşey kuzumsuz amaçsız geliyor.. Tırnaklarıma oje sürmeyeli haftalar oldu, saçlarımın rengiyle bile oynamıyorum artık gereksiz çünkü sıfat aynı sıfat malak pucca...
Uyuşturucu kullanan insanlara, alkolle kendini iyi hissedenlere imreniyorum, hala şanslarının olduğunu düşünüyolar, hala hayatı sevmek için bir maddenin yeterli olduğunu.. Hatta bişeylerin düzelmesi için kendilerini esir etmeyi tercih ediyolar..
Ne kadar yazık o kadar bile gücüm yok tek istediğim uyumak sattlerce günlerce gecelerce aylarca yıllarca.........

Hoşgeldin

Sokakta ki adam
Karşıdan karşıya geçen
Başıni önüne eğen
Beni terkeder misin?
O kadar yalnızım ki
Terk et de birilerinin varlığını hissedeyim...
Yolun karşısına geçtin
Kapımın önünden;....
Hoş geldin…

Hamur kalbim

Sen anlamasanda gizli gizli seyrederim seni...
Başardığın her güzel şeyi sessizce alkışlar ellerim.Belki ellerimi tutmayacaksın....
Belki ellerimi tutsan bırakmayacaksın....
O güne kadar hamur kalbim....
Sen duymasanda gizli gizli çağırırım seni.....
O seyrettiğin kalabalıkta bir gölgede olsam... Belki arkana bakarsan görürsün...
Bakana kadar hamur kalbim....
Hiç kırılmayacak.

Dip not

Akıllının biri bloğu hackleyip, içinde ne var ne yoksa sildi...
Bunun neden yaptığına dair en ufak birşey söylemedi, sadece sakin davrandığım için geri vermiş....(?)
3 gün içinde umarım herşeyi toparlayabilirim buzcevheri sağolsun bütün arşivimi bana geri verdi...
Artık best of PuCCa gibi bişi olacak bi süre ama idare edin :((

Aşk büyüsü

Büyü ve fal konusunda mantığım "olmaz öyle şey lan" diyor duygularım ise "ya gerçekse" türü şeyler söylüyor... Çevremde olan şeyleri gördükçe de -ya gerçekse- dürtüm beni zorluyor.
Üniversiteden bir arkadaşım bulunduğu şehrin belediyesinin basın halkla ilişkilerinde çalışıyordu ve kaymakamına sırılsıklam aşıktı... Adam evli, 2 tane de çocuğu var, gitti bu hanım kızım internetten bir medyum buldu, 300 ytl bastırıp kaymakamı kendine aşık etme büyüsü yaptırdı(!) Medyum amca 7 gün içinde adamın buna aşık olacağına garanti vermiş, cidden de öyle oldu, 7 gün sonra aşkını itiraf etti ve 3 ay içinde de karısından boşandı.. Laf söz çıkmasın diye de evliliklerini ertelediler. Ama bu hanım kızım nasılsa bu adam bana körkütük aşık diye bu kaymakamın kardeşiyle yatıp kalkmaya başladı, herşey çok güzel gidiyordu kız için; bi yanda kaymakam, bi yanda kardeşi, adam buna körkütük aşık falan fıstık derken; herif bunu bi basıyo kendi kardeşiyle, kardeşini döve döve hastanelik ediyor bizim kıza dokunmuyor bile!
Kıza hala aşık olduğunu söylüyormuş şimdi; ama senle evlenemem diyormuş, böyle birşeyi ben sindirsem de insanları karşıma alamam diyormuş, ama aşkından da hergün ağlaya sızlaya bana bunu neden yaptın diye içip içip duruyormuş...
Kızda tabi kaykamakamla evlenmek istiyor, gitti o büyüyü yapan medyum amcayı yine aramış olayı anlatmış. Amca bey de demiş ki " Sen çok kötü bir kızsın hem yuvayı bozdun hem aileyi dağıttın, bu büyüyü yaparım sana ama 5 milyarını alırım" demiş. Kız da bankadan kredi çekip vermiş adama... 7 gün içinde kaymakam "benle evlenirmisin" diye kızın kapasında belirivermiş...
İnansam mı inanmasam mı bilemedim, belki herşey tesadüftü ne bileyim ama ben böyle bişey yaptıracak olsam sevdiğim adama yaptırmazdım. Kendimi biliyorum 4 gün sonra trip atardım "xxx de sana büyü yapmış olsaydı onun koynunda olurdun şimdi" diye çocuğa da kendime de hayatı zindan ederdim. O ne öyle hem fahişe alır gibi, sevdiceğin sana yar olsun diye para ödemek, hiç bana göre değil bu işler.. Salağım malağım ama o kadarda değil....
Yaptıracak olsam ama çook zengin birinin bana aşık olması için yaptırırdım(bizim kanalın sahibi gibi) herifle evlendikten 4 gün sonra boşanıp donuna kadar soyardım.. Sonra 5 milyar mı verirdim gene o medyuma "ayarla lan bana Losttaki Sawyer'e" derdim.. Alışveriş merkezlerinde, sokakta ona çantamı taşıtıp egomu yükseltirdim. Evde de rakı sofrası kurdurup masanın üstünde deri kiloduyla dans ettirirdim, günümü gün ederdim.. Ondan sıkıldıktan sonra gene giderdim medyuma bastırırdım parayı istediğim ünlü adamı deri donla karşımda striptiz yaptırırdım.. Hatta işi abartıp 2 milyar daha fazla verip Bush'u kendime yapardım, binerdim dünyanın tepesine, Bu işin kaymağından yararlanırdım :)
Gönderen PuCCa zaman: 22:14:00

Eğlence

Tanrının tuhaf bir eğlence anlayışı var... Bazen güldüğümde kendimi ağlarken buluyorum...Bunun tanrının işi olduğunu biliyorum...Korkuyorum bazen söylemeye, Bazen kızıyorum kendisine, Benimle oynaması yoruyorsa da beni Biliyorum o iyi biri...Ama yinede tuhaf bir eğlence anlayışı var;Bir adamı çıkarıyor hiç bilmediğim sokakta karşıma... Aşık oluyorum, mutlu oluyorum, Hatta çok çok mutlu oluyorum, İki sokak elimi tutuyor; Sonra ortadan kayboluyor!!! Bazen kızıyorum kendisine,Benimle oynaması yorsa da beni...Biliyorum o iyi biri...

İstedim

İstedimki mağazadaki en pahalı bluzun fiyatını sormadan alabileyim.
Ya da bir gece yarısı kimseye hesap vermeden,Başıma kötü şeyler gelmeden sokak sokak gezebileyim.
Kışın ortasında erik çıksın dalından koparıp tuzla yiyebileyim.
Yada sabah altıda işe gitmek yerine akşam
istediğim saatte gidebileyim
Ben istedim ki önüme yemek gelsin ben yiyeyim
Bulaşıklar hiç olmasın temizlemeyeyim bir yer dağılmasın
En çokta yolda yürürken en büyük parayı ben bulayım istedim
Yere atan bulanındır yazsın ki vicdan yapmayayım istedim.
Çok nadir değilse bile cenneti göreyim
Beğenmezsem gitmeyi veririm dedim
Sigara ve içki bir tek bana bedava olsun istedim.
Hiç çalışmadan para kazanayım da dedim
En çok sevilen ben olayım istedim
Telefonum hep çalsın sıkılıp denize atayımda dedim
Kocaman kız olmama rağmen gece korkunca utanmadan babamın yanında uyuyayım istedim.
Bazen sabah ekmek almaya çıkıp kendimi hiç bilmediğim bir şehrin güzel kokuları arasında,
Hiç tatmadığım yemekleri tadıp bir hamakta uyuklamak istedim.
Kimse nerdesin diye sormasın bende nerde olduğumu bilmeyeyim istedim.
Çok abartıp anne karnındaki yerimde dünyaya bakmak beğenmezsem şikayet kutusuna not bırakmak bile istedim.
Gel görki ben hiç bir şeyi senin kadar istemedim...
Ben hiç birini sana değişmez olabilirdim..

Aşk denemeleri -2-

-pucca sen var ya, Fatma Girik'e çok benziyosun
- keşke tırnağım benzese, çok güzel bir kadın o..
- saçmalama be! neresi güzel sadece göz var onda, suratına bakılmaz
-?!?

Aşk denemeleri -1-

eski sevgiliden tamamen umudu kesip, bu kadar bekleme yeter artık dünyaya açılma vaktidir diyip; eş dost akraba vasıtasıyla bulunmuş bir "subayla" görüşme günü...Önceden Allahtan bir selamım sabahım var, yoksa çok garip.; iki kişinin biz birbirimizi sevmeliyiz diyerek karşılıklı görüşmesi..Bundan önce aşık olduğum çocuklar hep ya mahalleden, ya okuldan ya da çalıştığım yerlerdendi.. Önce platonikliğin iyice bokunu çıkarıp kendime eziyet edip ayağıma -ıyyykk ben bunun için mi kendimi harab etmişim pozlarına bürünüp saçlarımı savurmuştum..Ama bu çok ilginç bizi birileri birbirimize öneriyor, ve biz severiz belki diye kendimizi sunmaya gidiyoruz..ne kadar acınacak halim varmış meğer hıck :'(
Mekan Bostanlı Barınak, ben yine geç kaldım -hiçbiryere erken gidemem-o kadar kalabalıkta hemen gördüm onu dangalak üniformasıyla gelmiş çünkü, kabak çiçeği gibi belli oluyor...
20:15 konuşmuyoruz öyle etrafa bakıyoruz arada bir süzüyorum onu...
20:30: hala konuşmuyoruz, ben aşk adayımı incelemeye aldım; neden kızlar böyle askerlere hasta olurlar ki anlamam, tansaş güvenlik görevlisi gibi, bir de oklava yutmuş gibi oturuyor, yüzü çok güzel yalan söylemeyeyim, gözleri çakır rengi kaşlarının şekli yapısı burnu çok güzel, ama benim için önemli olan gülüşü hala göremedik gülümsemesini... bakayım simokin yakışır mı ehh işte, hımm bundan güzel babada olur çocuklarımızın gözü kaşı güzel olur iyi bari ordan yırttık.. Yuhh pucca kendine gel kızım herifi hemen damatlığa soktun buda yetmedi bide çocuk yaptın...
20:45 yemekler geldi, ben hayvan gibi yumuldum üzerine farketmiş olacak ki güldü sonunda ama biipppp yanlış zaman da sırıttı; "iştahın amma da açıkmış dikkat et kilonu koru bence" dedi..içimden suratına iki tane patlatasım geldi hatta çantamı kafasında parçalayasım suratına tırnaklarımı geçirip gözlerini yerinden çıkarıp onlarıda ekmeğimin arasına koyup al sana kilo diyecektim ki...suratıma aptal bir gülümseme takıp, tek kelime etmedim.. Sen kilonu koru manda sanane lan benim kilomdan halla halaaa..
21:25 artık alıştık birbirimize hatta okadar alıştık ki sürekli konuşuyor, devamlı kendini anlatıyor... tek kelime dinlemiyorum, ben ben ben ben sürekli kendi, ay şiştim adam ne kadar açmış kendini anlatmaya offf dondurmada yesem mi,
21:45 sonunda bitti kendini anlatması; sıra geldi bana, devamlı sorular soruyor uyuz oluyorum böyle sorular sorulmasına bana, oyun oyna biraz zekan kıvrak olsun beni öyle tanı, böyle saçma sapan ne yersin ne içersin ne dinlersin diye zırvalayacağına...
22:10 bu hırbo espiridende anlamıyor, ne desem hıı diyerek alt yazı vermek zorundayım ve iğrenç gülüyor, ıyy ağzını 200 metre açıp kaşlarını garip bi şekil yapıyor ve canavar gibi sesler çıkarıyor. korkuyorum...
22:35 artık kalkma vakti eve bırakırken konuşuyoruz, ve lap diye saçlarını kızıl yapsana diyor, hoppala nerden çıktı bu, neen kızıl yapcakmışım bu ne cürret hemen hayatıma müdahale ve hepsinden öte sanırım eski sevgilisi kızıl bunun... hem beni çirkin bulmuş demek ki beni böyle değiştirme yollarına başvurduysa, neyse Allahtan bende onu aptal buldum...
23:00. evin oraya geldik afferin bak beğendim bu huyunu sokağın başında bıraktı beni, eve girincede çağrı at dedi... bütün yaptığı salaklıkları son cümlesi kapattı.. sanırım sahiplenilmeyi istiyorum ben, sanırım bir yanım hala aciz hissediyor kendini, şimdi naapsam bak kararsızlık içinde kaldım, bütün akşam boyunca bi daha görüşmeyecektim ama sadece çağrı at dedi diye acaba dedim..oofff offff...

Depresyona 5 kala

Sabah ayı yogi ve çetesini izlerken kendimi hüngür hüngür ağlarken buldum... Ağlama sebebim ise gemilerinde bir tuvalet bile olmaması! Bönüre bönüre ağladım resmen.. Sonra yüzümü yıkamak için banyoya gittiğimde aynada kendime bakıp "ayy ben ne güzel ağlıyomuşum öyle" diyerek kendimi izledim... Sanırım günden güne iyice kayışı koparıyorum...

İntikam

Eski sevgiliden alınacak intikam modelleri hakkında bir kaç fikir vermek istedim ;öncelikle siz aşkınızdan ölüp geberiyorken; onun hayatına güle oynaya devam etmesi hele bir de bir sevgili bulması durumunu hazmedemiyorsanız sizi rahatlatacak yöntemleri sıralamak istiyorum....
1-) Yonjadan, facebooktan onun adına güzel bir üyelik alınır, kabak gibi resimleri konulup; profili "gay" yapılır, sonra okulu çevresi onu görebilecek her yere üye edilir...
2-) eşcinsel dergilere üye olup evine postalanır; ailesinden birinin görmesi umudu ile yaşanılır
3-) birlikteyken mutlaka nolur nolmaz diye nufus cüzdan fotokobisi ele geçirilir, ayrıldıktan sonra onun adına hat alınıp Almanya'daki yengemgillerden başlanıp bütün sülale eş dost aranır, nasılsa faturada haciz de onun adına gidecektir.. (bunun sonu biraz tehlikeli)
4-) yok ben bunları yapamam diyosanız, arabasını boydan boya çizin karalayın
5-) çalıştığı yerin bütün birimlerini arayarak "ben bilmemne bayii den arıyorum xxx kişinin bize bilmem kaç YTL borcu var adam ödemiyor bir türlü, haciz getirecez artık diyerek telefonu ilk açana derdinizi anlatın, bunu gün aşırı yapın
6-) kapısına kanlı bıçak batırın
7-) tuvaletinizi yaparken özel numaradan arayıp; sesi ona dinletin
8-) Bütün tanıdıklarınıza sizin paranızı yediği dedikodusunu uydurun
9-) Arkadaşlarıyla arasını bozun, bunun için canla başla çalışın
10-) Anasından emdiği sütü burnundan getirin

Küfür



Bir evin terkedilmiş üç göz odası

Beni küçük odada bıraktın
Yanına almaya luzum duymadığın bir eşya gibi...
Son kez dönüp yüzüme baktın
Öylece baktın;
Kısacık bir bakış...
Kapıyı açıp bir daha asla dönmeyecekmişsin gibi
Küfür eder gibi
Sessiz bir çığlık gibi
Gittin

Şahsi karmaşa

artık hayal kurdurtmuyor bana aşk...bir yerde başlayıp en beklenmez yerde reklam arası veriyor dersin...peki ya ben, ben bunu hak ettimmi dersiniz?...übirini sevdim hemde ilkokul üçte...sınıf başkanı değilim diye hor gördü beğenmedi küçücük sevgimi...oysa defterime kazımıştım ben onun ismini...unuttum bende tabi...sonra ilk öpücüğüm oldu, belki tecrübesiz titrek saf bişeydim...belki korkup en yakın dostlarıma söyleyemedim... ama biliyorum ki terkedilişim öpücük kadar kutsal değildi...sarışın güzel büyük bir ablaya tercih edildim...ve gerçek aşk dedim... yüzükleride ben seçecektim...ama çabuk öğrendim ki beklenmiyormuş beklenen zaman...değişiyormuş insan her zaman... biraz sorumsuz., çokta duygusuz kalıyormuş masum başlayan roman..şimdi büyüdüm... ağlayamıyorumda artık...üstelik yapayalnız da kaldım... ilaçta almıyorum... uyumakta istemiyorum...şimdi büyüdüm... saçlarım bazen sap sarı bazen kapkara yinede ebediyen sevilmiyorum...her giden acı bırakıyor kalbimde... götürdükleri hayallerin iadesini talep edip susmak düşüyor banada nedense...

Susam sokağı

hayatım keşke susam sokağında geçse;
kurabiye canavarı arkadaşım olsa,
sürekli ona ülker hanımeller alsam
edi'yle büdü yan komşum olsa,
edi'ye aşık olsam ama kıt akıllı diye aşkımı saklasam
minikkuşla çarşı pazar dolaşsam yeni şeyler öğrensem
aaaa biliyomusun pucca bugün çok heycanlıyım çünkü 1 den 15 e kadar soluksuz sayabiliyorum...
Biz bu büyük zaferi suzi teyzenin yaptığı soğuk limonatayla kutlasak
kurbağa kermitle şarkılar söylesem"sana bir sürü pasta yapmak isterdiiiiiimmm ama ben pastacı değilimmmmmm"
gün güneşli, insanlar neşeli,
sen de gel oyna,
susam sokağına.
dostluk ve sevgisarıyor
her yerisen de gel yine(?)el, ele..
sev dünyayı, açılır her kapı
işte susam sokağı,ğığığıı..

Öyle çok

öyle çok sevdim ki seni bazen korktum gitmenden
bazen gitmelerin korkuttu beni...
öyle çok üzdün ki beni; terketmelerin korkuttu bazen
öyle çok bakıyordum ki sana; kaybolman korkusu sardı beni bazen aramak korkuttu beni...
öyle çok düşündüm ki seni; bir başkasıyla olman korkuttu beni bazen başkasının olmandan korktum...
öyle çok düşündüm ki az önce seni;
bazen yaşaman korkuttu beni...
tatlı rüyalar.

Yönetmen

Son filmini gururla izletip
rezil olan yönetmenler gibiyim
Unutulup gidiyorum ve bunuda biliyorum
Birkaç dost var beni avutmaya çalışan
Onlarda arkamdan gülüyorlar
Sanırım gene rol yapıyorum
Son zamanlarda yeterince boş konuşmuşum
Dün biri söylemese fark edeceğimde yok bunu
Artık tükeniyor muyum ne
Eskisi gibi bakmıyorlar gözüme
Yoksa artık ismimin bile anlamı yok mu
Birkaç kişi vardı beni
imdi sevmeye çalışan birkaç kişi kaldı
Onlarda beceremiyorlar doğrusu
Ne yaptıysam tükendi sevgi
Yazar kasamda ilgi tükenmiş
Bu filmi kimse beğenmezse korkusu taşıyorum
Tam zirvedeyken tekrar yerin dibindeki rutubete hapsolacağım
Benim uyumam lazım, birazda durulmam
Yaşadığım ve yaşayacaklarımı
En azından yaşattıklarımı unutmam lazım

Biliyor musun sevgilim?


Bazı anlar vardır; konuşursan bütün büyü bozulur
Bazı anlar vardır; konuşmazsan yitip gidecektir
İkisi arasında sıkıştı kelimelerim..
Rhett in Scarlet'i terketmeden önceki sarılma anı gibi..
''Biliyor musun sevgilim?
Umrumda bile değilsin''

Kalabalık

O kadar kalabalığız ki;
Ben, kendim ve kapıyı çalıp kaçan çocuklar.
Ben kendime küssem bile
Kendimi affetmek için hep bahanem var.
O kadar kalabalığız ki;
Dün, yarın ve ödenmemiş faturalar.
Ben dünü unutsam bile kendimi yarına hazırlıyorum.
O kadar acizim ki...
Ben, kendim ve bana acıyıpkapıyı çaldıktan sonra yok olan çocuklar…

Türk filmi


Küçükken hayatım Türk filmi gibi devam edecek sanıyodum,mahallemizdeki Bora ya aşıktım; babam milli piyangodan büyük ikramiyeyi kazacaktı bende Bora'ya doğum gününde araba hediye edecektim, birlikte mutlu mesut aşk yaşayacaktık...Ama Esra'da Bora'dan hoşlandığı için ona yalanlar söyleyerek bizi ayıracaktı...Sonra beni babam sınıfımızda ki tokamı çalıp sürekli benle uğraşan Hasan'la evlendirecekti.Hasan benim kılıma dokundamadan evlenmeyi kabul edecekti. ee aşık adam...Sonra ben balkonda şarkı sölerken biri benim sesimi duyup bana klip çekeceklerdi.. Çok ünlü olacaktım...Bora beni izleyip izleyip alkolik olacaktı, Esrada kıskançlığından çatıırrr çatırrrr çatlayacaktı...Bir gün kadının sesi gibi bi tv programında İlk aşkım vardı onu unutamıyorum dicektim, Bora bunu duyup bana dönecekti Sonra "sen ellerin kadınısın Selen artık olamam kalbimde büyük ızdırap çeker giderim" diyip bana döndüğü gibi beni terkederken Hasan gelecekti..."Bora, Selen hep seni sevdi ona dokunmadım bile Aşk herşeyden üstün bunu anladım size mutluluklar ben acımla ölmeye gidiyorum" diyip gidecektiBiz Boracımla fingir fingir mutluluktan uçarken aklıma dahiyane bi fikir gelip Hasanla da Esra yı evlendirecektim... Bu sayede mutlu mesut şen şakrak günler yaşayacaktık... Gençliğimizde ben Filiz Akın Bora; Cüneyt Arkın'dı... yaşlılığımız ise Munir Özkul'la Adile Naşit gibi olacaktı..

Yüzleşme (1)

"keşke 30 olsam" ı birmilyonyüzotuzikinci kez izledikten sonra, acaba dedim 11 yaşımda ki halim gelse bana ne sorular sorardı?
- İnanmıyorummm o poponun hali ne??? Boyun çok uzamamış ve saçların hala siyah! iğrençsin!!!
- şeyy kusura bakma depresyona ne zaman girsem uyku ve yemeğe veriyorum kendimi...
- Ama ünlü bir kızsın değil mi?
- işler biraz umduğum gibi gitmedi, film yıldızı olamadım.. ama lise sonda star gazetesinde yarım sayfa sırtım çıktı, bir kaç haber bülteninde sunumlarım...
- offf gerizekalımısın haberleri kim izler! senin dünyaca ünlü bi yıldız olman gerekirdi artık geç kalmışsın offf yaaa! beyinsiz. ama amerikadasın değil mi?
- ııı şeyy! ideallerim farklılaştı belli bi yaştan sonra...
- peki boraya, ve o babamın orda oynadığımız mandolini olan çocuğa noldu?
- Bora'yı yıllar sonra buldum, biraz yumuşamış halde dudağına lip stick süren şeker kıvamında çocuk olmuştu, Mandolin çalan çocuk yani Emrah'la ise yıllarca arkadaş olduk sonra birbirimize aşık olduk, sonra bu kalktı kanadaya gitti, evlendi bide çocuğu oldu.. Sonra geri döndü en yakın arkadaşımla 2. evliliğine 15 gün kala bütün milletin önünde sarhoş olup asıl evlenmek istediğinin ben olduğunu söyledi, tabii kızla düğünleri iptal oldu, bütün arkadaşlarım benle konuşmayı kesti.. babam benle 2 ay tek kelime etmedi!! yani sen o çocukla fingirdeşmeseydin başıma bunlar gelmeyecekti
- halla hallaa ben naptım be! sen asıl benim hayatıma yapmadığını bırakmamışsın.. saçların sarı bile değil!!!!
- yooo saçlarım bi ara sarıydı ama valla aynı seda sayana benziyodum..
- yoncamikle tanıştın mı? okayiyamaşita kombomba şarkısında dansçı kız olmak için kursa gitmiştin?
- işler biraz değişti, Yonca Evcimik artık çok ünlü sayılmaz, hem benimde öyle sanatçılara karşı bir zaafım kalmadı pek..
- ee herildd yanii!!! o popoyla dans etmen çok zor zaten!!! evlimisin?
- hayır...
- Çok iyi bu yaştan sonrada evlenmen çok zor, Sen benm hayatıma napmışsın yaa... Senin çok ünlü bir film yıldızı olup Amerikada yaşaman gerekti, saçlarının belinde sarı olması lazımdı.. Şuanda evli ve çocuk için kocan mı kariyerin mi diye düşünmen gerekti, Yoncamik'in en yakın arkadaşın olup sen Oscar ödülünü alırken senin için şarkı söylemesi lazımdı... Oysa sana bak! tek iyi yönün artık sutyen takıyosun, bunalımlı, hayalsiz, amaçsız, umarsız bi kız olmuşsun.. kocayı bırak hala 11 yaşında fingirdeştiğin adamlardan medet umuyosun!!!
- hayatı çok kolay sanıyosun heralde, denemedim mii zannediyosun hem artık ünlü bi yıldız olmak istemiyorum, hele yonca evcimikle arkadaş olmayı hiç istemiyorum!!!
- İnan bana 11 yaşında herşey daha zordu, En acımasız geçen zaman çocukluğundu senin.. Şimdi herşeyin var ama hiçbir amacın kalmamış.. Bana bi hayat borçlusun!!!

Uğur böceği

çocukluğumdan beri binlerce uğur böceği parmağımdan uçtu,
hepsinde de dileğim hep aynı oldu;
''uç uç böceğim, bana mutluluk getir''
bukadar büyük bir yükü
o küçücük yuvarlak kırmızı sırtından istemek
hayvanlıktı.

Vasiyet

Ben PuCCa zattiri zuttiri
Vasiyetimi yazarken akli dengemin yerinde olduğunu ve hiçbir baskı altında olmadığımı bildiririm. Benim ölümümden sonra çalıkuşu kitabının arasındaki sarı lalenin benimle beraber gömülmesini.Saçlarımın saklanmasını, hiçbir eşyamın yakılıp atılmaması ve de dağıtılmamasını.Mezarımın aydınlatılmasını.Cenazeme gelenlerin yanlarında kına getirip yakmasını ve hep bir ağızdan makbeli söylemelerini.Ayrıca mezarımın polonez köyde olmasını (zaten orda yaşamak isterdim).Cenazeme gelenlerin hüngür hüngür ağlamasını.Gazete v.s. yerlere vefat ilanımın konulmasını. ve afiş gibi en güzel resmimin konulmasınımezarımı ziyaret eden herkesin zambak yada papatya getirmesini.Ama eski sevgilimin orkide getirmesini.Cenazeme 30 çelenk yaptırılmasını lokma helva gibi unsurların atlanılmamasını.Cenazeme gelemeyen uzak akraba ve arkadaşlarımın yurt dışında bile olsa yol masraflarının karşılanmasını.Canazemde dev ekran plazma tv ve iyi bir ses sistemi eşliğinde resimlerimden bir slyat hazırlanıp fona tanju okanın koy koy koy şarkısının yerleştirilmesini.Kefenimin saf ipek kumaştan olmasını.Cenazeme 700 buket papatya getirilmesini.Mezar taşıma georgia yazı sitili kalın italik şeklinde seni asla unutamayız yazılmasını.Seçtiğim resmi mezar taşıma yerleştirilmesi ve her Cuma sulanması için bekçi tutulmasını.Ve bu bütün masrafları eski sevgilimin yapmasını, hiçbir şekilde red etmemesini bunu vicdan sorunu haline getirip her isteğimin cenazemde olmasını hiçbir masraftan kaçmamamasını rica ederim. PuCCa Zattiri Zuttiri

Süper Mario'nun intikamı

kendimi süper mario gibi hissediyorum, çocukken bu oyunu çok oynardım ataride, kafasını priketlere vura vura puan toplardı "gluk" diye bir ses çıkardı, prenses denen zilliyi kurtarmak için canla başla çalıştırırdım onu,dağları tepeleri yeraltını kapluımbağaları timsahları aşardık onla, ama ben sonra sıkılırdım... bunun habire kafasını bi yerlere vururdum, sonra sürekli öldürmek için uğraşırdım bile bile kaplumbağa gelsinde bıyıklı amcaya vursun diye zevkle heycanla beklerdim...pislik yapardım mario'ya..Ösür dilerim Mario :'( pişmanım... ve hiç o zilli prensesi kurataramadık,o bana güvendi ama ben onu kullandım :(Şuanda kendimi mario'nun durumunda gibi görüyorum... Yukardan birilerinin bana karşı garezi var buna eminim,önceki hayatımda kesinlikle; pislik, dolandırıcı, günahkar tipin biriydim, reva mı yoksa bu ağza bal sürüp çekilen hayat...Ne zaman herşey yoluna girse, "haaa tamam, herşey güzel gidiyor" desem, hoop yukardan bir kudret anında bütün yapbozum toz duman oluyor...Şimdi ayy iyi düşün şükret falan gibi klasik cümleler kullanacaksınız ama polyanna denen sümüklü kızdan bile daha salak bi hatundum ben...ne olursa olsun 28 dişimi göstere göstere "nolcak yaaaa nefes alıyorum yaa" diyordum..Eee elime ne geçti hala aynı, kesinlikle ben bu işte bir garez seziyorum,biri prensimi bulmamı istemiyor...benim kafamı taşlara vura vura eğleniyor,uyduruk pis suratlı kaplumbağaların karşısında elimi kolumu bağlıyor5. bölüme kadar gönderip orda bütün canlarımı öldürüyorherşeye sürekli baştan başlatıyor..Mario benden fecii bir intikam alıyor :'(

Kız kıza gezelim bu gece

mor ve ötesinin konseri 7 kız anlaşıyoruz; Kızkıza gidelim içelim eğlenelim laylaylom diye plan yapıyoruz..Hepimiz dertliyiz depresyondayız klasik sorunlu kız modundayız, kimseyi sallamıcaz kapıcaz telefonları hop hop hop zıp zıp zıp zıplıcaz.... Herşey planda çok eğlenceli gözüküyor tıkış tıkış arabaya sıkışıp mor ve ötesinin şarkılarını ezberliyoruz, yol boyunca sonra malum mekana gelip şıkır şıkır iniyoruz aşşağıya...
Gece başlıyor, ve tek alkol almayan kişi benim... arabayı kullanan zavallı olduğum için hepsini dizginlemek benim görevim...
Birincisi bu erkekleri hiç anlamıyorum sokakta adım başı kız dolu her taraf vıcır vıcır kız kaynıyo genede bu kadar doyumsuzlar, göz gözü görmüyor orda adamlar karı kız kesmek için kestiğine yavşamak için canla başla nasıl uğraşıyolar... Bizimde maşallahımız var 7 adet kız abaza gençlik için bulunmaz bir fırsat sanki üstümüzde ışıklı ok var işte bunlar diye yazan...
Zaman geçiyor; içki gırla gidiyor bizim kızlarda hepsini toparlıyorum sağa sola kaçıyolar, aynen boncuk gibiler hepsi bi yana dağılıyor hepsini toparlayabilmek için canım çıkıyor resmen..
baktım olmuyor salıyorum kendimi "banane yaa" diyorum hopiiri hoppiri zıplıyorum 10-15 dakika geçmeden bi anons bizim kızlardan biri bizi bulamamış ağlıyomuş, onu almaya gidiyorum.. döndüğümde diğerlerini bulamıyorum çıldıracam ama artık sinirden ağlıyorum, biri tuvalette kusuyor diğeri sahnenin yanında diğerinin etrafında abazalar doluşmuş biri kayıp kalanı ağlıyor,
artık çıkma vakti diyorum toplayıp hepsini dışarı çıkarıyorum bizle birlikte mekandakilerde arkamızdan geliyor, bizim kızlardan birinin tutmuş kolundan akıllı bıdığın biri gel bize gidelim ayağı çekiyor, kızın diğer kolundanda ben tutmuşum çekiştiriyoruz.. Sonra o sinirle Allah ne verdiyse saldırıyorum çocuğa....cırlamadım resmen kaşını gözü neresi geldiyse; o da bana vurdu ama.. kolum hala acıyor :( güvenlik görevlilerinden biri tutup beni kenara atmasa daha döverdim bıdık, boyuna posuna bakmadan kız götürcek gerizekalı...
neyse hepsini toplayıp arabaya tıkıyorum anaa o ne kızlardan birini tanımıyorum sayıyorum sayıyorum 8 kişi bu kız kimin nesi derken ortaya çıkıyor sevgilisiyle kavga etmiş tuvalette bizim kızlardan biriyle arkadaş olmuş...
Arabada herkes ağlıyor, iğrenç bir durum kız ağlaması kadar sinir bişey yokmuş anladım gereksizce ağlıyolar çıkan şarkıya yola ota zuttura futtra bende kaderime ağlıyorum...
Kızkıza eğlenmemiz burda sona eriyor... Bir daha tövbe ediyorum nerde çokluk orda bokluk

Kendimden yoruldum

Her kırıldığımda her yenildiğimde
Suçu başkasına atıp
Sizin yüzünüzden yaşlanıyorum diyebilmek acizlere yakışır
En aciz halimi yaşamaktan yoruldum...
Kimsenin yüzünden değil üzüntüm derdim,
Kendi pisliğimde boğulurken,
Kendi çarpık hayallerimi yaşarken,
Ha bide bunu yaptığımı bal gibide biliyorken;
Yine de bencil kör duygularım suçu hiç suçu olmayanlara atıp,
Dertlenipte içiyor;
Her sarhoş olduğunda gerçekle karşılaşınca,
Masumların günahını aldım diyince,
Kendine yinede toz konduramayıp
Tanrıda suçu buluyor;
Tanrı bana yaşa dedi, dedi de demesine
Nasıl istersen öyle yaşa dedi
Nefesini ben sana üfledim sen kimi istersen sev dedi
Tanrıyı da masumları da inançları da alıp
Hurda arabaları demire döndüren makinelere yerleştiresim var
Sonra arkama bakmadan giderimKendimden tiksiniyorken
Beni benden alanlar geri bana iade edipİçimi dışımı benle doldururken
Kimi- neyi nadasa bırakıp çekip gidiyormuşum ?

İtiraf+ tovbe

Dün bir mail geldi bana hala etkisinden çıkamadım, son bi haftadır mail kutum sadece beddua dolu, hepsininde aynı anda gelmiş! sözleşmişler gibi; 2 mesaj 2de mail olarak full beddualı bi hafta geçirdim...
Sonra bi oturdum kendimi düşündüm, kendimi melek zannettiğim ve toz kondurmadığım için tabii suçlayacak üç beş zavallı buldum...
Sonra bi daha düşündüm, " ben bu çocukların hiçbiriyle çıkmadım ellerini bile tutmadım, sadece oyun oynadım... Çok ayıp ama öle yaptım... Ne zaman canım sıkılsa kendime birini seçip hiçbir zaman çıkmayacağımı bildiğim halde umut verip verip sonrada ben başkasına aşığım ayağı çektim..
Bunu neden yaptığıma dair hiçbi fikrim yok ama artık tövbe ettiğim için sırlarım bi kaç kişinin işine yarayabilir... Nasılsa artık bunları yapmıcam kimsenin günahına girip dalga geçmicem...
- Ortamda ki (okul, kurs, çalıştığım yer, arkadaşların arkadaşları vs vs,) en göze çarpan, en yakışıklısı, en zorunu seçerim... Ama ortamda ki en sakin, sessiz, diğerlerinin ezdiği kişiyle ilgilenirim... (bu ne kadar arkadaş canlısı bi kız olduğumu gösterir, yarın öbürsügün sen bana umut verdin diye carlarsa iyi ozaman onada aynı şekilde davrandım diye bir cevap verebilmek için)
- Bişey anlatırken göz bebeklerinin içine kadar gözümü kırpmadan bakarım...
- herşey hakkında -tabiaatımda olan bişey- yüzeysel bilgilerim vardır, hint felsefesinden tutunda, pilavın püf noktalarına kadar.. Ama gel görki biraz detayı hakkında hiçbir fikre ship değilimdir, pilavı bile tutturamam... Nedense erkekler değişik şeyler bilen kızlara karşı ilgi gösterirler, ama ilişkinin ilerleyen zamanlarında bu bilgilerle dalga geçerler... Örn: hangi otun ne işe yaradığını, bitki çayları hakkında rahatsızlığa bağlı olarak onu iç bunu iç diye bişeyler zırvalarsanız ilk günler heycanla sizi dinlerler sonrasında ise otunuzla bitkinizle dalga geçip hadi canım sende olurlar...
- yalnız bu konuda erkekler iki kısma ayrılıyo burda dikkat etmek lazım, babalarından takdir görmemiş, ne yapsada etsede babası tarafından beğenilmemiş erkekler kendilerinden çok şey bilen kızlardan uzak dururlar, bu tipler sürekli etrafındakilerin kendilerini hayranlıkla seyretmelerini ve durdukları ortamda en birinci ben olmalıyım diye çırpınır dururlar.. Bu tip biriyle karşılaşırsınız, Onla sidik yarıştırmayın, her anlattığını ilk kez duyuyomuş gibi yapın, sürekli onun akıl vermesine ihtiyacınız varmış gibi davranın onun böbürlenmesini izleyin, ve hep kendinizi saf savunmasız, hayat tecrübesi olmayan biri gibi gösterin... Kalanı için herşeyden az az ama can alıcı yerlerinden konuşun, baktınız muhabbet çok derine gidiyor o zaman gözünüze ukala bi bakış atın ve ben anlatsamda sen anlayamazsın mesajı verin....
- Onlara kendilerini anlatın; her insan evladının ortak noktası olan; "sen aslında çok kırılgansın çocuk gibisin, ama dışın sert ve güçlü kendine bir sınır çizmişsin ve kimseyi almak istemiyorsun, tek istediğin şey huzur, devamlı kafanda soru işaretleri var o kadar belli ki gözlerinden, çözemediğin şeyler var, hayal kırıklığına uğramışsın pişmanlıkların korkuların hepsi gözlerinde ama o kadar değerlisin ki bence herşey düzelecek emin ol buna :) (vb. şeyler) genelde bi erkek kendini belli etmeye korkar, bu durumda sizden korkacaktır ama şöyle bir durum var ki; korkulan şey hep düşünülen şeydir...
- Vur kaç yapın, durup dururken bi anda ilginizi kesin, telefonlarına cevap vermeyin, görmezlikten gelin ve yine durup duruken yeniden ilgi gösterin hiçbişey olmamış gibi davranın, o sizin dengesizliğinizi çözmek için uğraşsın..
- Sakın bi erkeğe zayıf noktanızı göstermeyin, yaptığınız her hareketi ona bağlayacaktır çünkü
- tartışırken işin içinden çıkamıyosanız, bişeyler söyleyecek gibi yapıp söylemeyin, tartışma konusu hemen sizin ne söylemek istediğinize döner.. Bi erkeği çıldırtmak istiyosanız onu şüphede bırakın, Bunu sürekli tekrarlayın hep ağzınızın ucunda bişeyler var ama çıkmıyomuş gibi olsun...
- Çok annecil davranın, hasta olduğunda 50 kere arayın ne kadar iyi yemek pişirdiğinizden bahsedin, dışarıya çıkmayı sevmediğinizden bunları anlatırken güven verici bi gülümseme takın dudağınıza
- Çok fazla kız arkadaşınız olduğunu söylemeyin, erkekler nedense; bu kızla olmazsa en azından arkadaşlarından 3-5 bişi koparırım edasıyla yaklaşırlar kızlara, ona bu fırsatı vermeyin...
- ilerleyen zamanlarda ona başkasını ayarlamaya çalışıyomuş gibi yapın, ama ayarlamayın o öyle bilsin.. Kafası karışsın "ee bu kız bana ayar veriyo gibiydi" falan diye... Sonra kıskanın, zaten herifçioğlu hemen bu numarayı yutup başkasına yazılmaya gönüllü olursa siz unutun o çocuğu... Yalnız bu maddeyi sonlara doğru uygulayın en baştan bunu yaparsanız kaybedersiniz.. bişeyler emin olunca bunu yapın...
- eski sevgililerinizden sakın bahsetmeyin o meraktan kudursun, size sorduğu sorulara hep muallak cevaplar verin
- karşınızda ki erkek ne cins olursa olsun kendinizi evlenilecek kız gibi gösterin, bana geleceksen eğer ciddi anlamda gel mesajı verin
- aşkın zamanla olacağından falan bahsedin, gelip lap diye teklif eden erkeklerle konuşmayı kestiğinizi herşeyin yavaş yavaş kendinden gelişmesi taraftarı olduğunuzu söyleyin...
ve bunların üzerine birazda cazibenizi ekleyin bingooo iş tamam... artık oyuncağınız hazır...
ıyyykk bugünkü yazım ne iğrenç oldu kendimi elelede yazan menopozlu hatunlar gibi hissettim..
kendimden çok utanıyorum şunları yaptığım için ama artık yapmayacağım söz veriyorum, aşk geldiği anda kendim olacağım, şapşal, sorumsuz, anlayışsız ve salak bi kız....

Geri dönen

Kaybettiğim ıvır zıvır bir eşya gibi buldum seni
Ama çok geçti vakit
Bulmak için çıldırmıştım sanki
Ararken çok ağlamıştım
Çok dua etmiştim
Her hangi bir saat gibi
Ya da boncuktan bir toka
Belki de bir kalem
Artık önemi kalmayan
Sadece sevindiren
Kesilmiş bir umut gibiydi beklemem
Haberim yoktu hiç geri döneceğinden
Artık gereği kalmayan
Ya da bir önemi
Belki de değeri…
Döndüğünde sadece sevindiren…

Fön-Aşk

Aşk bence yaz günü fön çektirdikten sonra yağan yağmur...hava vıcık vıcık sıcak, fön çektirmeye zorunlusunuz, kuaförde sıra bekleme, gürültü, boya kokusu derken sıra size gelir... İki kişi saçlarınızı alır evire çevire uzun uzadıya köklerini gevşeterek en sadist halde düzleştirmeye hatta aralardada makineyi kafanızın dibine tutup yakmaya başlar... Sonuç mükemmel, saçlar zaten kızı en fazla değiştiren şey, hopp hoppp kafanızı sallaya sallaya sokağa çıkarsınız. artık mutlusunuz saçlarınız güzel çünkü ama o da ne şroooppp diye bir yağmur yağar baştan aşağı verdiğiniz para can acıması vakit kaybı hepsi boşa gider su damlacıkları birer birer mahfeder saçı...Aynı aşk gibi, beklersiniz, emek harcarsınız, canınızı bile bile isteye isteye yanmasına göz yumarsınız, sonra herşey rayına oturmuşken damla damla başlayan sorunlar problemler aşktan iz bırakmaz, tek düşündüğünüz yağmurdan kaçmak olur, saçı çoktan unutursunuz hatta...Ne zaman düz saçla, saçına poşet geçirip kendini korumaya çalışan bir kız görsem parmakla gösterip "ahahahah" diye gülmek isterim, bir de ağzıma sıçayım derim, poşet niye benim aklıma gelmedi?

Facebook ve ilk aşkım

ilk aşkımı Borayı buldum, ( aslında önce serkanı buldum ama bişiye benzememiş zaten küçükken cengiz şarkıları söyleyip içlenen bi çocuğun büyüyünce düzgün olması beklenemez :P )
kalbim gümbür gümbür atıyodu resmen konuşurken; yine o anlara o mahalleye koşturduğumuz günlere döndüm..
O kadar masumca seviyodum ki o çocuğu ben, Annemin yanında yaşıyoduk üvey babam bize çok sevecen davranmıyodu ve babam bizi almak için uğraşıyodu.. Ben sırf bu Bora'yı göremicem diye babamla değil Annemin evinde o işkence dolu günleri çekmeye razı olmuştum.. O anları aklıma bile getirmek istemiyorum ama en mutlu olduğum anlar Boraya karşı duyduğum o platonik aşktı.. Bana teklif ediyodu herkes gelip söylüyodu ama çocuğuz işte utanıp günlerce yüzümü saklıyodum, sürekli tersliyodum, balkondan onu izliyodum ben onu çok seviyodum:)
BORA:dansa davet oynardık ben hep sana gelirdim ilk önce sen bana hayır derdin ben onları da unutmadım bakBORA:ben kaç kere yanına geldim hep beni bozuyodunPuCCa:sen bana teklif etmiştin hattaBORA:evetPuCCa:uygar abi vardı o söylemiştiBORA:hatırlıyorum onlarıPuCCa:utancımdan 2 gün dışarı çıkamamıştım
BORA:ama ona hayır demistin bende herkese soruyodum acaba bidaha gitsem konussam ne der bana diye falan
PuCCa:sen ama en son ece diye bi kıza aşık olduğunu söylemiştin hala aklımda e ile başlıyo e ile bitiyoBORA:inanamıyorum yaBORA:sen herseyi hatırlıosun ya ben onu sırf seni üzmek için söylemiştim o zmnlar
BORA:
ben sana çok aşıktım, hala her konuda ismin geçerdi ilk aşkımdın benim şuanda o kadar garip ki
PuCCa:
aynen çok garip sanki hala o mahalledeyiz gibi..
Hep o kadar imkansız zamanlarda kader benle oyun oynuyor ki dalga geçiyor resmen; o kadar zor bir zamanda ne bileyim işte;
eğitim gönüllülerinde öğretmenmiş makine mühendisliğindeymiş çocuklara bayılıyomuş ve bana gerçektende aşık olmuş:)))hala benim mahallede bıraktığım yedi kule oynarken aşkından öldüğüm koca kafalı Bora..

EX aşkım bana neler ettin

hayatıma bir şekilde girmiş; karşılıklı aldım verdim oynadığımız, bütün erkekleri bi odaya tıkıp yakmak istiyorum.. zaten topu topu ciddi şekilde biriyle çıktım 2 kişiyede aşık oldum, kalanı ile hep çıkacak gibi yapıp yolumdan döndüm...
Ama bunlar napıyolar ne ediyolar nasıl başarıyolar bilmiyorum en olmadık zamanlarda lap karşıma çıkıveriyolar..
Tam aşık olacam hoooop "E" kapımda "eee olmuyor yapamıyorum" -ulan pezevenk ben mi sana dedim kalk bırak beni, git elalemin ülkesinden sonrada gel burda bütün mahalleyle çık diye!!!
.....
Sonra bu durum atlatılıyor neyse aşık olmaya çalıştığım adamla tam fingirdeşme arifesi hoooppp "S" napıyo ne ediyo kıyısından köşesinden darmaduman ediyor, -ulan, kalktık geldik oralara bıraktık malı mülkü, kariyeri, sabahı, varı yoğu; sana harcadık, canımı çıkarttın, pestilimi attın bide üstüme sigara izmaritini ezip geçtin, olmuyoda olmuyo.. olmuyosa girme- hayatıma adam sadece; PuCCa biz başaramıyoruz güzelim demek için geliyor, sonrada topuk, taaki kendimi toparlayana kadar... neyse bu bağışıklık kazandırdığı için bundanda az hasarla çıkıyoruz bu arada yedekte duran çocuğada yazık oluyor o garibimde benim gelgit aklıma çare blmaya çalışıyor...
sonraa hooopp "T", en akıl veremediğimde bu işte! hadi diğerlerini anlıyorum bi şekilde karşılıklı can yakmacılık oynadık, buna noluyosa bu sürekli bi şekilde izimi, yolumu, buluyo aklımı çelmek için canla başla uğraşıyo, tam çelecek gibi oluyo sonra "eeee sen "S" ye aşıksın ben bunu hazmedemem" 2 senedir aynı terane soğan beyinli madem öle ne akla hizmet geliyosun...
Tabi bizim aşık olmaya çalıştığım yavrumm artık sıkılıyo ortalarda görünmüyor, sonra hoop yeni baştan başla, biriyle tanışıyorum önce "E", sonra "S" en sonda "T" sıra hiç şaşmıyor söylenen sözlerde... üçünüde birbirine vursan bi adam bile yapmazlar uyuz oluyorum zaten 3 ünüde en çokta "S" ye salak mandofol ineği koca kafalı, sonra "E" ye et beyinli doyumsuz dana, en sonda "T" ye bu gene onlara göre daha iyi; oyüzden ona sadece gerizekalı diyeyim...
Keşke birinin hayatından çıktığımızda böyle reset atsak onla ilgili olan herşeye yada direk yok olsa böyle toz parçacıkları haline dönüşse, o da onla ilgili olan anılarda eski sevgilerin yok olmasıyla ilgili bi kanun çıksın istiyorum, devlet bize yardım etsin! bütün eski sevgilileri sabun yapsın; bu sayede millet tırsar sadece bir kişiyle çıkar gezer tozar evlenir aidse de çare bulunmuş olur ( 2 kuruşluk aklımıda kaybetmeden ben burda son vereyim :P

Bana bi koca lazım

evlenmek istiyorum, ciddi ciddi hemde...
bi kocam olsun istiyorum; sabah 9 akşam 5 çalıştığım bir işim olsun... Akşam kocamı görmek için koşarak hatta uçarak eve gideyim, hemen yemekler yapıp onun gelmesini pencerede bekleyeyim.. onu görür görmez köşeden dönerken her akşam aynı heycanı yaşayayım...
Kutu gibi minnacık bi evimiz olsun eşyalarımız ucuz ama şirin olsun... evde eski bir pikap olsun, ve sürekli pink floyd ve Portishead fonda dursun... Evin en güzel yeri mutfak olsun, buzdolabının üzerinde bizim resimlerimiz dolu olsun... çocuk odası hazırda bulunsun... Salonun bir köşesi eski film yıldızlarının (charlie chaplin, Marilyn Monroe, greys kelly vs vs..) siyah çerçeveli resimleriyle döşensin, diğer köşesinde de eskitme ahşaptan bir kitaplık dursun....garip gurup kokulu mumlar, tütsüler yakalım...yaz geceleri için kocaman bir balkon olsun içide çiçek bahçesi gibi olsun, Birlikte televizyonda haberleri izleyelim saçma sapan yorumlar yapalım, sana süprizim var desin; dvd çıkarsın montunun cebinden.. mandalina ve cipsle birlikte sarmaş dolaş izleyelim, ben ağlayayım o bana gülsün... Sonra pes oynayalım uyuyana kadar ona tur bindireyim kızsın kudursun mızıkçılık yapsın, haftasonu sana gösterecem diyip fişini çeksin...yatmadan önce gelecek ay bana o istediğim çizmeleri alabileceğimi söylesin şart olarakta 4 gün boyunca kızartma yapmamı istesin...
Sabah işe giderken kahvaltısını hazırlayayım o uyansın ama uyumuş numarası yapsın, öperek uyandırayım şımarsın, çok şımarsın hemde çocuklaşsın gülüşsün sabahları sinirli olmasın... Sonra gömleğimin üst düğmesi yüzünden tartışalım o kapasın ben açayım uzlaşmaya varamayınca gömleğin bana hiç yakışmadığını söyleyip kafamı karıştırsın... arabayı kim kullanacak diye tartışalım günlere bölelim ve ikinci bir araba şart diyip ooff off çekelim...
Akşam yemeğe gidelim mi diye arabada başının etini yiyeyim, hiç dışarı çıkarmıyosun beni diye nazlanayım, oda karşılık olarak akşam annesine yemeğe götüreceğine söz versin surat asayım ama akşam yemek yapmaktan kurtulduğum içinde kurnazca gülümseyeyim..
Akşam yemekte torun istesinler bizden daha erken diyeyim gıcıklıklarına oysa hepsinden çok ben isteyeyim, kayınvalidemden yemek tarifleri alayım, kocam babasıyla tavla oynasın, görümcemle dedikodu yapayım, kahve falı bakayım, arada köşede bucakta kocamı sıkıştırayım orasını burasını gizli gizli mıncıklayayım... çocuk gibi utansın annesi görecek diye... çok geç oldu diyerek kalkalım kayınvalidemin bize nerdeyse bir haftalık verdiği yiyeceklerle...
Diğer günkü maçı izlemek için arkadaşlarını eve davet ettiğini söylesin, kızayım hemen şantaj yapayım.. "madem öyleee o zaman bende o montu alacam" diyerek kapitalist düzenin gelini olarak gözlerine sinsi sinsi bakayım, gülümsesin, çok güzel gülümsesin hatta takılı kalayım dudağındaki kıvrıma arabada onu izlerken uyuyakalayım beni kucağına alarak eve çıkarsın şımarayım, ona çok aşık olayım her geçen gün daha da aşık.. herşeyini ezbere bileyim belindeki doğum lekesinden karabibere alerjisine kadar, o, ben olsun, bende o... karmakarışık olalım, her kavganın sonunda kahkahayla birbirimize bakalım...
Evlenmek istiyorum yaşım geldi diye heralde hiç aşk acısı çekmemiş, sanki onca şeyi yaşamamış gibi davranıp herşeyi bir kalemde silip evlenmek istiyorum, anne olmak istiyorum nazlanmak, birine ait olmak, güvende olmak, sevilmek, kavga etmek, bekarlığımı özlemek, şu yaşadıklarımı unutmak istiyorum....

29.04.2008

Balıkçı amcalar ve gerçek hayat

Şu romanlarda ki dizilerde ki aptal filmlerde ki; iyi kalpli şiir sever bi balıkçı amca neden gerçek hayatta yok...Güzelbahçe'ye bugün balık almaya gittik orda öyle dolanırken aklıma takıldı; şurda ki amcalardan biri gelip denize usul usul bakarken ben "neyin var evlat, derdini söylemeyen derman bulamazmış " diyerekten benle dertleşse diye..Sonra ne bilim Atilla İlhan'dan bi şiir okusa gözleri nemli nemli, onu terkedip dönmeyen sevgilisini anlatsa bana....Amaa nerde amcalara şöyle göz ucuyla bakarak oldum; hepsinin gözleri fıldır fıldır dönüyor, aman yarabbii dağlara taşlara Allah korusun iki dakka kuytu köşede yakalamasın ne şiirler okurlar ne şiirler(!) balıkçı değil jaws maşallah hepsi....Acaba nerden akla gelmiş; Şiir seven, duygusal, babacan, parada pulda gözü olmayan; balıkçı karakterleri... Erkek erkektir oysa balıkçısı da aynı, yazarı da, doktoru da, avukatı da... Deniz kenarında eteği uçuşan kız gördü mü şiir okumaktan çok bize gidelim mi muhabbetini sunarlar.. Haklılar mı? bilmem yapıları böyle sanırım :P

Duran motor ve PuCCa

babaya bak ya :))) bunu buldum paylaşmak istedim.. A2 ehliyet alıyorumda, denge problemim varmış o yüzden bugün geçemedim.. Duran motordan düşen ilk insan evladı olma özelliğine sahibim.. sadece 3-5 duba etrafında gidilecekti oysa ben en havalı halimle motorun üzerine çıktım çıktım ama lap diye incir gibi yere kapaklandım, üstümde de koca motor:( bacağım kolum paramparça oldu, doğal olarak senin gibi salağa ehliyet mi verecez gibisinden bakışlar atarak kaldığımı açıkladılar :'(
Benim neyime motor kawasaki bilmem ne bisiklet kullanamıyorum ben :'(
babamında böyle bir yazı vermesine az kaldı bekliyorumm ve utanııyorum

Beni ancak bir benzerim öldürebilir

Her gün kendimi arıyorum bu sahte sahnede.. Bir gün karşıma dikilip hesaplaşacağım... Biliyorum, duyuyorum... Beni ancak, benzerim öldürebilir...Benim derdim kendimle, ne zaman kendime tahammül edemeyecek hale gelsem, aşka sarıyorum kendimi...Ne zaman hayallerimi gerçek sansam küfrediyorum olmuşlara, olacak olanlar nasılsa aklımdaNe zaman ihanete uğrasam başında biliyordum zaten, merak işte ne kadar alabilir benden bir parça diye bekliyordum..Hep iz bırakmak açtı başıma en büyük belaları, ve hayatıma bakan insanlara ben açtım belalarını...hayata hep iz bırakmak istedim izler aldım hayattan.. yara bere ile dolaştım cadde cadde.. kanatmadı kanattığım sevdalar...kanadım.. büyüdüm kocaman kız oldum erkek gibi kendimi yorgun buldum...hayata hep iz bırakmak istedim...nokta bile kabul etmedi.. soru işaretleriyle tükendim... şimdi dağ gibi büyüdüm estim gürledim... üzerimden kargalar geçti... korkutmadı hayat iliklerimi... korkuluk gibi baktı büyüdüğüm her saniye..hayata hep iz bırakmak isterdim demiştim ya... vaz geçtim..sulh düdüğü ile uzatmaların uzadığı saniyelerin bitimine gömülmek istiyorum...yüzümde dünkü üç silahşörlerin hatırası... biri hepsi için aldı intikamı, hepsi sormadı neden diye...

Dizi

Çok tutan bir dizinin, sırf yoğun taleb var diye
uzatılmış sıkıcı bölümleri gibiyiz...

çekmece

çekmeceyi kapatıp gidersen sevinirim...
hiç açmamış gibi..hiç açılmamış gibi...
çekmece dolusu düşler...
kapatıp gitsende yeter...
parmak izlerini bırak ...
dokunurum ufak ufak...
Şimdi gidersen dönmeni beklemeyebilirim..
bunu isyemeyebilirim hatta...
Ağladığımı duyarsan,...
Utanabilirim.. bilirim.. utanırım....
Gidişin iz bırakacaksa illa...
parmak izlerini bırak ...
dokunabilirim.....

Gibiyim

Seninle ilk tanıştığımızda iyiliğine inanamayan biriydim
Seninle ayrıldığımızda kötülüğüne…
Şimdi seninle hiç tanışmıyor gibiyiz
Ve ben tanıştığımıza inanamıyor gibiyim…...

Sevgili günlük (01.02.2007)

merak etme öyle başlamam sana:)) ben bana ait olan nesnelere ad koyup kişiselleştiririm genelde.. mesela bilgisayarımın adı hayrettin.. sana isim bulamıyorum :( sanırım önce sana alışmam gerek:)çok küçük yaşlardan beri günlük tutumuşumdur, babamın telekom ajandaları benim 1 senelik hatıralarım olmuştur:) şimdi elime eski yazdıklarım geldi okudumda ilkokulda hep aşık bi kızmışım hallaa hallaa...'' bugün boraya aşık oldum, ama selimi daha çok seviyorum rüstem örtmenimlede evlencem,yinede borayı seviyorum''habire kalp çizip 50 parçaya bölmüşüm parçık punçuk okulumuzun yakışıklı küçük beylerini koymuşuz mahallemizin top oynayan benden sadece su istyen beni döven varsa ahaa bu bana aşık dediğim küçük adamları koymuşum:)bütün günlüklerime gözüm gibi bakarım genelde ama yinede hüsrana uğrayanlar olmuştur, bir çoğu verilmeyen yarım çikolata uğruna kardşim tarafından babama okutulmuştur mesela... ama allahtan ben bilmeyeyim de diyen bi babam olduğu için facia yaşanmamaıştır kardeşimin kolunu bacağını ısırmam dışında..Ama daha kötüsü koskoca üni. mezunu iş güç sahibi ev ark. ben evden ayrılırken saklayıp günlüklerimi sonrasında ki tehditleri!!! Seda ve Özlem canlarım okudunuz dalgada geçtiniz ama tehdit edilecek bişi yok onlarda zırnık çıkmaz benden size!!!! o sebeb dolayısıyla yollayında 2003 ve 2005 boş kalmasın!!!!evett sana daha iler ki günlerde uzun uzun saçmalıycam ama şimdi gitmeliyim, uzun bir yol beni bekler........

Ayna

Bir son bahar sabahıydı
İçi acıyan, canı yanan yaşlı kadın aynanın karşısına geçti
Sihirli bir ayna
Sihirsiz bir kadın..
Saçma bir konuşma"Ayna ayna söyle bana var mı benden güzel başka"
Ayna akıllı ve kurnaz
Ayna çirkin bir alaycı hokkabaz
"Olmaz mı efendim, sizden herkes güzel bunu bilin"
Yaşlı kadın yıkıldı
Aynayı kırsa çirkinliği bitecek
Aynayı kırsa kimsesiz ölecek
Bir daha yüceltti aynayı
Bir daha ve bir daha
Git gide yaşlanıyordu cadı
Umurunda değildi pamuk prensesi yedi kazma cücesi
Çirkindi, yaşlıydı hiç bir prensin eline eli değmemişti
Yataklara düştü
Ve yıllar yıllar geçti
Artık aynanın sihrine inanmaz olmuştu çirkin cadı
Aynayla konuşmaz oldu
Ayna yanaştı sokuldu yaramaz bir çocuk gibi fısıltıyla sordu
"Eyy kraliçem yoktu güzeli sizden, ama bunu bilseydiniz bakmazdınız bana kibrinizden"...