1- hep erkekler arkadaş arıyor kendine
2- ille bayan gelsin diyor yine erkek çıkıyor
3- yeni boşanan adam hemen oraya link veriyor..
Bunlar ilk gözlemlerim oldu. 3 ilandan biri "bayan, rahat, özgürlüğüne düşkün, güzel fizikli, yemek yapmayı beceren bir bayan ev arkadaşı sarıyorum NOT: kira vermese de olur." Örnek verelim hemen..
Onları hoop tek tek eledim. geriye kaldı, bayan yanına bayan ev arkadaşları. ya bir şeyi anlamıyorum ilanların çoğunda direk "EVE ERKEK GELMESİ KESİNLİKLE YASAK" yazıyor. lan salak eve erkek getirmek için çıkıyorum zaten. Senle dizdize oturup aşk-ı memnuyu izlemek değil amacım. hem madem erkek atamıcam, o boktan eve neden o kadar para vereyim.. kalkar giderim yurtta misafirhanelerde kalırım. Düzenli seks benim de hakkım!!!! Bu hakkımı elimden alamazsın falan diye cellallenecektim de vazgeçtim hiç cevap yazmamak daha uygun olur diye düşündüm.. hoop erkek atamazsıncıları da sildim.
Geriye kaldı dürüst mürüst temiz olsuncular. Ayy bi tanesine mesaj attım, işte önce faceden birbirimizi ekleyelim falan diye hani ilk görüş manasında. Karı daha beni ekler eklemez, "hayatlarımızın birbirine uygun olmadığını düşünüyorum" yazdı.
Korktum bi an telaş yaptım, lezbiyen arama sitesine falan mı üye oldum da şey oldu diye. yoo gayet ev ilanı içindi.
Sonra biriyle daha aynı şekilde oldu, ekledik facebooktan birbirimizi. Yazdığını harfi harfine yazıyorum "eve sevgilim geliyor sen varken güvende olamam" sanki dexter'ım, ikinizi de kescem.

hayır profilime de bakıyorum kaşar gibi mi gözüküyorum diye. yooo gayet malak suratımın olduğu fotolar. hayır götümde kalktı "taş gibi kızım, korkun benden ezik kızlar ahaha" falan gibisinden. tabii bu götümün kalkıklığı, yabancı öğrencilerle eve çıkma fikrine kadar sürdü..
Göz ucuyla baktığım buraya okumaya gelip, ev arayan her kızın bacak boyu, ben kadar olunca, töbeler olsun bırak evi, bu kızı sokakta yanıma koymam diye düşündüm.
En sonunda acil yazanlardan bir tanesine mesaj attım. sonra o bana, ben ona derken aramızda garip bir elektrik oldu.
Mesajlarımız kurlaşmalara falan döndü. "Seni merak ediyorum" lar havada uçuştu. Telefon edip evi ne zaman tutacağımı sordum, o telefon konuşması tam yarım saat sürdü.
Böyle yatağa uzanmışım, bir elimi saçıma doluyorum, yatağın içinde dönüp duruyorum, arada garip garip "ahahah ahahah ayy çok ilginç" gibi kelimeler çıkartıyorum.
Sonra şöyle aynadaki suretimle gözgöze gelince, "napıyom lan ben" oldum.
Lezbiyen değilim, bişi değilim ama elin kızıyla fingir fingir konuşuyorum. durup durup mesajlaşıyoruz, "naaptın bugün , nasılsın, haftasonunu iple çekiyorum, senin odanı hazırladım kitapların çoksa sana kitaplık alayım mı" diye gün içinde bana mesajlar gönderiyor.
Ayy dedim, tamam niyeti kötü olmayabilir ama daha tanımadan birbirimizi 3 senedir çıkıyoruz da haftasonu düğünümüz var gibi davranmak ne diye? Hayır yarın öbürsügün gelip yatağıma girmeye çalışır, ayıp olmasın diye seviş işin yoksa..
yok anacım ben bunu almayayım dedim ve 250 tl ye full eşyalı profiloya 2 dk mesafelik olan yeri elimin tersiyle ittim!
..
Ardından bir tanesine daha mesaj attım ama umudum artık tükeniyordu.. Artık nasıl olsa olmayacak gözüyle bakıyordum ki hop güm pat kendimi eve taşınırken buldum..
Ev arkadaşım bıyıklı, göbekli, 130 boylarında kapkara 35 yaşlarında bir kadın. sadece valizimi alıp evine yerleştim. Kadın biraz garip ama neticede bir odam var ne olcak...
Gerçi bir çok şeyi de yalan çıktı, taksime 5 dk dedi yürüyerek nerdeeeee 5 dk. internet var dedi ama yokmuş. sorunca da "ee benim vınnım var" dedi. lan seninkini napim ben. depozito yok dedi senet imzalattırdı falan filan..
Artık o kadar zor durumdaydım ki ay dedim ne olursa olsun yeter bu çektiğim!
Ayy ama demez olsaydım, güya sadece valizlerimi götürcem 5 valiz kıyafet çıkardım. ve ben hergün aynı şeyleri giyiyorum, o kadar kıyafetim nasıl var inan bilmiyorum. Utanmasam zıbınlıklarımı saklayacakmışım, kıyamamışım bişeyimi atmaya..
5 ini birden götüremeyeceğim için aldım en büyüğünü, benle aynı boylardaki valizi, bindim otobüse.
Belediye otobüsüne valizle binmek sanırım yaşarken cehennemi tatmak gibi..
Kimse mi yardım etmez, o kocaman, içinde 5 insan cesedi varmış gibi olan valizle dolandım durdum bi de öyle bir yerden getiriyorum ki, izmir'den Bodrum'a belediye otobüsleriyle gittiğinizi düşünün na aynı öyle işte. neyse eşyaları bıraktım eve işe gittim..
...
Ardından akşam bir kaç işim vardı (ya aslında bunu yazmak istiyorum deli gibi ama sonra yazmalıyım, şimdi olmaz.. o akşam baya taşşaklı bir köşe yazarının evinde yemekteydim. Sevgilisi falan da vardı hatta birisi daha vardı süprüz.. baya güzel şeyler oldu ama sonra bu ayrı bir post konusu ve daha zamanı var şimdi yazarsam büyüsü bozulcak ondan..)
heh işte gece saat 12 gibi ordan çıkıp eve geldiğimde bir baktım kapı duvar.. allahım kadın kapıyı açmıyor, o gün de bana anahtarları yaptırcam akşam sana veririm demişti.
Dedim sıçtın PuCCa dolandırıldın. kadın seneti yaptı, kirayı peşin aldı, elalemin evini de kendi evi gibi gösterdi sonra pırrr. Aha da bu saatte nereye gitcem, cebimde var 7 tl para. Erik şehir dışında. tam 1 kontorum var. Sıçtım sıçtım sıçtım diye kaldım.
Bir de dolandırılmanın verdiği telaşla, mantıklı düşünemez hale geldim.. Erik'i aradım 15 dakika "ben sana demiştimm, sen hangi akla hizmet kendi kendine iş yapıyorsun? ben sana dedim, beni neden dinlemiyorsun, hemen en yakın karakola git sana para yollucam, off PuCCa sen de çocuk aklı yok" diye malak malak kalayladı beni.
Demişmiş bana, bana diyeceğine kalk gel sen yap o zaman pezevenk! Zaten dünya başıma yıkılmış bi de bu deli etti beni.. ben buna telefonda küfür ederken, apartmandakiler sessiz olmam için camlara çıkıp bişeyler söylemeye başladılar.
onlar bana kimi aradığımı falan soruyolar, ben ağlayarak kapıda kaldığımı anlatıyorum.
kendi kendime sinir harbi geçiriyordum kapının önünde ki bir baktım tuttuğum evin ışıkları yandı. Kadın alttan otomata basıp, beni içeri aldı.
Sadece uyuyakalmış hatun. ben de sesimi çıkartmadan gittim yattım.
Bu sayede de apartmanıma kendimi tanıtmış oldum. hepsi daha ilk günden ne boktan bir komşuları olacağını gördü.