Bizim mahallede Rabia diye ilginç bir kız vardı, bir süre en yakın arkadaşım olmuştu. Sürekli mahallenin it çocukları tarafından dalga geçilen bir tipti. Nedenini ben de bilmiyorum ama bu salak altına külot giymezdi, hatırladığım şey kızlar sürekli eteğini açıp yere düşürürlerdi bu kızcağızı. Ben de her seferinde kaldırıp bunu diğerlerine bağırırdım "hasta o taam mı ondan giymiyorrrrr külot" diye... Burnunu oyup yerdi onu falan pislik bişeydi yani ya..
Ben de böyle ilkokuldayım, mahallenin ortasında dayak yiyen, eve girmemek için bütün gün güneş altında gezen, okulda kimseyle konuşmayan, hiç arkadaşı olmayan, kafamda ki saçları kopararak yarısını kel yapmış, el ve ayak derilerimi tırnak makasıyla koparmış, görüntüsü korkunç bir çocuğum.
Biz işte bunla çok yakın arkadaş olduk, beraber okuldan geliyoruz o güneş altında benimle oyun oynuyor falan böyle hayaller kuruyoruz toz toprak içinde. Bu bana sürekli kendi güzel ailesini anlatıyor, annesi Fransa'dan gelmiş, babası Amerika'da doktormuş, burada değilmiş. Bunun asıl adı Klaraymış ama babaannesi istememiş Klarayı da o yüzden Rabia diyorlarmış...
Onu dinlemek öyle güzel geliyordu ki bana o zamanlar, sürekli "hadi anlat bugün ne yaptı annen sana" derdim. Yaptığı ilginç yemekleri anlatırdı, ona yüzmeyi nasıl öğrettiğini, evlerinde ki değerli mücevherleri, Annesi Fransız olduğu için Türkçe bilmediğini onunla hep dalga geçtiğini, babası gelene kadar koynunda yattığını, çok parası olduğunu falan filan sürekli anlatırdı...
Sonra bu geldi bir gün bana "annemle konuştum seni Fransa'ya kaçırcaz, hem oradan girince saçların beline kadar uzuyormuş. Kelliklerin gider hemen, üstelik orada yemekler parasız, otobüslere binmek parasız, ben geçen sene gittim her şeyi yedim. İnsanlar çöplere elmas atıyorlar burası gibi değil. O elmasları toplarız buraya geliriz sizinkileri satın alırız"
Benim kafaya yattı tabi bu plan, Fransa hayallerimin ülkesi oldu bir anda. Tabii o zamanlar internet yok, aç google sor bakayım Fransa'nın çöpleri elmas mı değil mi?
Ben yedim yeminle bu yalanı, her gün yatmadan önce Fransa hayalleri kuruyorum. Oraya gitmişim saçlarım belime kadar upuzun olmuş bir de sapsarı She-ra'ya benzemişim. O zamanlar sarı uzun saç demek She-ra demekti, büyüyünce ilk işim saçlarımı uzatıp sarı yapmak oldu ama Lerzan Mutlu'ya benzeyince gerçek tokat gibi çarptı suratıma... neyse işte çok zengin de olmuşum, böyle o zaman Bora diye bir sümsükten hoşlanıyorum, tam doğum günü zamanı gelmişim evlerine giriyorum bir havalar ben de allah allaahhh Yonca Evcimik yanımda bok yemiş! Masanın oraya motorsiklet anahtarı bırakıyorum hediye olarak. Herkes bana bakıyor şaşkınlıkla, ellerinde; kaşağı kitabı, şırıngalı kalem, 3 fermuarlı kalem kutuluk hediyelerinden utanarak. Sanki günde 7 kişiye motosiklet hediye ediyormuşum gibi gayet rahat bir şekilde teybe mezdeke kasedini koyuyorum, sonra bir başlıyorum ayveresii ayysiii diye gerdan kırıp göbek atmaya!
....
Gel zaman git zaman neyse biz bununla ayarladık beni yurt dışına kaçıracakları zamanı, 1 ay sonra okullar kapanıyor o zaman bekle bizi Fransa yapacaz... Annesi bavulun içine koyacak beni, zaten uçakla 3 dk sürüyormuş Rabia'nın dediğine göre(?) havalandırma delikleri de açacaz bavuldan sonra gelsin özgürlük... Böyle her gün bunun planını anlattırmaya başladım Rabia'ya "Anlatsana yaee bir daha beni nasıl kaçırcaksınızzz, Fransa da pislik insanlar yoktur di mi, niye olsun orası Fransa, Herkesin saçları belinde ne güzel sindy bebek gibi, ellerim de iyileşir di miii, Almanya'da çeşmeden bira akıyormuş, Fransa'da kola bi daha anlatsana onu" Sürekli kıza bunları anlattırarak mutlu oluyorum ..
Biz bununla şimdi ayrı okullara gidiyorduk ama her sabah beraber çıkardık, ben onu sokağın başında beklerdim. Bir gün yine böyle bekliyorum yok, gelmiyor kız. Bunların da evi nerede biliyordum ama hiç gitmemiştim, çağırmadı diye. Sadece bazen aşağıdan zile basardım o hemen aşağıya inerdi... Gelmeyince o gün merak ettim evden çağırayım bari dedim.
Apartmanın önü nasıl kalabalık, bir ton insan var.. Onun bacak arasından, bunun koltuk altından ilerleyerek evlerinin önüne girdim...
Kapıları açık herkes evlerinin içinde. Ev çok pis kokuyor böyle hala unutmuyorum, kapının girişinden salon gözüküyor duvarıında ince bir örtü tablo mu derler ona öyle bir şey var, kırmızı kadife gibi kadınlar bir de padişah var... Evin her tarafı sarmaşıkla dolanmış, nohutlar ipe dizip duvara asmışlar. Ama ev iğrenç kokuyor...
Çok kalabalık Rabia'yı bulamıyorum içerden sürekli ağlama bağırma sesi geliyor, birileri birilerini sakinleştirmeye çalışıyor. Kalabalığın olduğu yere doğru sıkışa sıkışa geçtim ve banyonun önüne geldim. İçeriye doğru kafamı iyice uzattım.
Önce ne gördüğümü anlamadım, iyice baktım. Küvetin içinde bir adam yatıyor, boynu upuzun olmuş ama çok çok uzamış ve mosmor...
Kaldım orada kitlendim resmen elim ayağım ve Rabia bu adam kim, Rabia nerede? oradan çıkmaya çalışıyorum insanlar bırakmıyor, herkes bir tablo izler gibi izliyor... Çıkamıyorum bir türlü zar zor attım kendimi o salona girdim.
Rabia'yı gördüm, birinin kucağındaydı. Annesini gördüm, ağlıyordu herkes başındaydı ve bağırıyorlardı "çıkın dışarı" diye.. Rabia ile göz göze geldik... O bakışı hala mıh gibi aklımdadır. Çektim gittim oradan.
Sonradan zaten her yerde duyuldu, Rabia'nın abisi intihar etmiş, o gördüğüm abisiymiş. Öyle annesi Fransız falan da değilmiş, babası da felçli bir şekilde evdeymiş... Evlerinde babaannesi, halası, halasının kocası, bunun bilmem kaç tane kardeşi dıdısının dıdıdısı herkes birlikte yaşıyormuş...
Bana yalan söylediği için Rabia'dan nefret ettim! Beni kandırdığı için de bana umut verdiği için hayal kurdurttuğu için de. Yüzüne bakmadım, onla hep dalga geçtiler, üstelik daha fazla ve acıyarak ve ben asla yanında olmadım. Ona o kadar sinirliydim ki... Onu görmezden geldim.. Bir süre öyle devam etti sonra yine arkadaş olduk, evlerine falan da gittim sonra yalan da atmadı ama hiç eskisi gibi olamadık, benim için salak Rabia olarak kaldı...
Aslında saçmalıktı yaptığım, söylediği her şeyin yalan olduğunun da farkındaydım. Annesi her gün balkondan bağırıp çağırırdı kızı, o kadının annesi olduğunu en gerizekalı olan da anlardı. Evin tek kızıyım diyordu paso yanında sümüklü çocuklar dolanırdı abla abla diye.. Zengin olmadıklarını da biliyordum, külot giymezdi yahu kıyafetlerinden belliydi, babasının evde olduğunu da biliyordum, annesi her seferinde "baban yatalak diye orospu mu olcan başıma" derdi balkondan buna... Üstelik herkes konuşurdu bu durumu..
Ama işte inanmak istemiştim sanırım ona. İhtiyacım vardı inanmaya ve güzeldi... Şimdi düşünüyorum da o kızın en kötü zamanında ben yanında olmadım bir de darbeyi ben vurdum. Oysa o beni hep mutlu etti söylediği yalanlarıyla...
Geçmişe dönme şansım olsaydı eğer ben onu kaçırırdım o gün o evden, yine derdim "Rabia bana Fransa'yı anlat hadi" diye...
125 yorum:
rabia napıyodur şimdi acaba.
ayh sonunda geldinn:))))) resmen bütün blogunu hatmettim :d ya sen süper bişeysin ya:D keşke arkadaşım olsan:) bu arada yazını da sevdim yazık len kıza.
Üzüldüm Rabia'ya. Yaşadığı hayat çok zor olmalı. Hayal gücü böylesine geniş olan bi kız harcanmamış olsa bari şimdi.
Şu an kendine kızıyorsan da kızma pucca, çocuk aklınla nerden bilcektin ki neyin doğru neyin yanlış olduğunu. Sen de inanmak istemişsin belli ki bir şeylere. Küçükken hepimiz ota boka inanırdık. Ben mesela yeni aldıkları minibüsü 4. kattaki evlerine çıkardıklarını söyleyen arkadaşıma gayet de inanmıştım. Çünkü o sapsarı minibüs dışarda kalmıcak kadar güzeldi :D
pucca bağımlılık yaptın, günde 3-3 postunu okumadan rahat edemiyorum :D
çok tanıdık geldi bu.yeryüzünün en iyi insanı olabilcek bi çocukluk arkadaşım vardı benim de.saçmasapan bi trip yaptım ve evimden kovdum,o da gururluydu,tek kelime söylemeden çekti gitti.bi daha da geri dönmedi.hala vicdan azabı çekerim.napıyodur acaba şimdi sevgi...
Hayattaki inançların en zayıf oldugu yerdedir Rabia. Nasıl da sevilir nasıl da tatlı gelir. Sanki Dünya'nın gidişatı onun agzından çıkıcak bi lafa bakıyormuş gibi. :)Tebrikler her zaman ki gibi enfes.
insan hayallere yalan olduğunu bile bile inanıyor çünkü içinde bulunduğu o bunalım anları artık bitsin istiyor. ve hep geçmişe bakınca çok hata yaptım diyoruz veya şimdi olsa böyle yapardım diyoruz ama aslında insan yaşamadan nasıl davranması gerektiğini bilemiyor bence. anca tecrübe ettikten sora doğruyu yanlışı ayırt ediyor. belki saçma bi yorum gelebilir sizs ama hayat garip...
Tebrikler.
şu anda rabia gibi yalan hayallere,her yabancı insana boktan giden hayatımı düzeltebilecek,elimden tutup tamam sakin ol geçti yat dizime karşılıksız çıkarsız yanındayım diyebilecek ve sonra bir yeni dosta sevgiliye sığınma riskini bana bırakmadan hayatımı düzene sokup beni mutlu ederek çıkıp hayatımdan gidebilecek herkese herseye ihtiyacım var..çok yorgunum çok!
Canımı acıttın be :(
şu anda rabia gibi yalan hayallere,her yabancı insana boktan giden hayatımı düzeltebilecek,elimden tutup tamam sakin ol geçti yat dizime karşılıksız çıkarsız yanındayım diyebilecek ve sonra bir yeni dosta sevgiliye sığınma riskini bana bırakmadan hayatımı düzene sokup beni mutlu ederek çıkıp hayatımdan gidebilecek herkese herseye ihtiyacım var..çok yorgunum çok!
Emrah'ın şarkısına klip çektiğim kübra geldi aklıma, sitenin tam ortasında şarkıyı ve dansımı çalışırdık. aynı saatlerde ailelerimizi apartman girişine çağırır dansımızı sergilerdik bilmiyorum o geldi işte aklıma.
ben de o rabia gibi hayali bi dünyayla arkadaşlarıma inanmak isteyecekleri şeyler anlatırdım. bi tane arkadaşıma sana hogwarts büyücülük okulundan mektup geldi diye simli kalemlerle işte okulumuza kabul edildiğinizi bildirmekten mutluluk duyuyoruzla başlayıp kazanı asayı almak için ne yapması gerektiğini falan korkunç güzel bi yazıyla yazmıştım ki ilkokuldaydım. ne kadar mutlu olduğunu hala hatırlıyorum. yaptığımız bu zaten sadece o zaman, çocukken, değil. şimdi de seni seviyorum sen şöylesin böylesin diyen adamları yalan söylerken yakalasak bile bi inat inanmaya çalıştıklarımız için görmezden geliyoruz. yada genellemiyim, bunu yapmayana helal olsun ama yapıyoruz. çocuktuk büyüdük yine de çok bişey değişmedi. bi gerçekler var bide gerçek olması istenenler :)
ciddi bi cocukluk anisi, ciddi travma tabi. bir arkadasimin bu ylanlarla yasayan kardesi, ilerki yaslarinda durumu durduramayainca is ileri seviyede izofreniden, akil hastanesinden hafiza resertletmeye kadar gitti ama umarim rabia iyidir. cocuklu yalanlari olarak kalmistir.eirkten sonra huzne dalma sakin fazla. buradaki herkes seni dogal halinle sevdi. ;)
Olacak O Kadar'ın ilk yıllarından bi skeç geldi aklıma.2 hasta hastanede yatıyolar.biri pencere tarafında.diğerine sürekli camdan bakıp, güzel şeyler anlatıyo.diğeri merak ediyo fln.en sonunda bunun suyuna bişeymi atıyo yoksa hapınımı gizliyo bi kötülük yapıp adamın ölümüne sebep oluyo.o yatağa geçiyo.ilk işi perdeyi çekmek oluyo tabi.gördüğü tek şey yan binanın duvarı! levent kırca nın bakışları da beni etkilemişti çocuk yaşta :)
Son cümlene kadar tuttum kendimi ama son cümlede dayanamadım ağladım. Nasıl başarabiliyorsun bunu hem delice güldürüp hem de ağlatabiliyorsun?
Bugün boynuzlandığımı öğrendiğim gündü, öğürdüm resmen hele o acuzeyle muhatap edilince tam sinir harbindeydim ki! blog uyarın geldi, ohh dedim puccam geldi, okudum rahatladım dicektim.Rabia'nın abisinin boynundan sonra ayarım kaçtı.Zaten şitresim dorukta, şirazem kaymış durumda tam oldu. :( hü hü çok ağladım :(
Bugün boynuzlandığımı öğrendim, öğürdüm.Sonra blog uyarın geldi..Sevindim , Pucca gelmiş gülerim dedim, ama sonra rabianın abisinin mor ve uzun boynu beni kopardı.Hü hü ağladım.
Sonra neden bilmem aklıma mor ve buruşuk diye bir çocukluk fıkrası geldi.Allah beni kahretmesin diyerek koşarak uzaklaştım.
Öperin Pucca!
pucca yine merhametli pucca ,rabiya, heppimizin bir tarafında rabiyalık yokmu ,heppimizin bir tarafındada puccalık ,içsel sesimiz pucca
mükemmel..
lerzan mutlu kısmına sesli sesli gülerken sonunda b.k gibi kaldım... resmen bişiler içimde acıdı, burkuldu... beni böyle bu hale getiren küçükken okuduğum kemallettin tuğcu kitapları vardı... manyak gibi ağlardım ama elimden de bırakamazdım... aman yarabbi bu nasıl hayatlar der... ev de -salağım ya- her şey çok güzelmiş gibi salınır evimizlen annemle babamla gurur duyardım..( çocukken çok aptal bi bebeydim-hala da öyleyim...)neyse sen o zamanlar kel bırakmışsın kendini ben de hayatımın belli dönemlerinde yarı kellik hali yaşıyorum... ne zaman sıkıntılar tık tık diye kapıyı çalsalar kafamdan bir tel veda ediyor hayatına... bu bi hastalıkmış... triktillomania diye bi ruhsal manyaklık hali... ( yanlış yazmış olabilirim) pucca kitabını da okudum sabahlara kadar... eric kısmına geldiğimde hönk kaldım... hani sarma vardı... hani pekmezin arkadaşı sana sonradan asılıyodu da sen yüz vermemiştin... zaten blogta da bi kopukluk olduğunu sezinlemiştim ama kitapta tüm taşlar oturdu... sanırım esma ceyhan biliyor diye bloga yazamadın... buarada erice dönme bence ... aramalarına aldanma...ha bu arada köpekte olsun... aman ne diyorum ya... nasıl hissediyorsan öyle yaşa...
bu sefer ki yazın gerçekten çooook güzeldi ya. çok feci hissediyorum kendimi şu anda.
''...Geçmişe dönme şansım olsaydı eğer ben onu kaçırırdım o gün o evden, yine derdim "Rabia bana Fransa'yı anlat hadi" diye... ''
Rabia için falan üzülmedim. Sana üzüldüm. Hayal kırıklığına uğramışsın. Herkes kendi seçer ne yaşamak istediğini. Yalan yaşamayı seçen yalanın bittiği günü de seçmiştir nasılsa..
Bu ikiniz içinde öyle.
Çocuklukta böyle renkli geçiyor günler. Benim arkadaşım da ayakkabısının kendi kendini yıkadığını, cilaladığını anlatırdı, inanırdım. Öyle hayatlar yaşandığına inanmayı severdim. ama hiç kendi inandığım masalın anlatıcısını suçlamadım.
(eğer Rabia gerçekse, ki elbet yazıda kaleminin küçük hileleri olmalı) bu yazıyı yazdıktan sonra Rabia'yı aramaya koyulmalısın...
çok güzel bi yazı olmuş gerçekten. hele dün yaşadığım iğrenç geceden sonra baya iyi geldi içime oturdu yani..
çok güzel bir yazı olmuş gerçekten.. hele dün yaşadığım iğrenç gecenin ardından üstüne iyi geldi içime oturdu vallahi..
pek bi güzeldi
üzüldüm rabiaya kötü bir çocukluk geçirmiş ama çoğu çocuk gibi hayalleri seni olduğu kadar onu da mutlu etmiştir.bir çok çocuğun kaçış noktası değil midir hayaller?ne yapıyordur acaba şimdi.
herkes rabia'ya odaklanmış fekat pucca da pek iyi durumda diilmiş. el ayak tırnakları feci durumda, trikotilomani(saç yolma) had safhada yardım çığlığına işaret etmiş de kimsecikler görememiş.
bu öyküyü bi de rabia'nın ağzından dinlemek gerek. o çok daha travmatiktir herhalde.
ne tatlı bir çocukmuş yokluğa acılara rağmen ayakta kalıp hayal kurabiliyor, başkasını da mutlu ediyormuş çocuk aklı
şimdi olsa eminim destek olurdun ...
aklıma hastane odasında pencere kenarında yatan ve sürekli dışarının güzelliğini anlatan hasta geldi sonra o ölünce yan yataktaki büyük bir hevesle o yatağa geçmiş ve kötü bir duvarla karşılaşmış sonra o da başlamış dışarının güzelliğini yan yatağa anlatmaya!
yalandan öte süpel bi hayal gücüymüş rabiadaki. şahsen o yaşlarda elmasın çöpten toplanabilecegini akıl dahi edemezdim ben.
Ya sen nasıl bir kadınsın! Kitabında da böyle bir paragraf önce kahkahalarla gülüyorum bir paragraf sonrasında ise kanım donuyor.
''...Geçmişe dönme şansım olsaydı eğer ben onu kaçırırdım o gün o evden, yine derdim "Rabia bana Fransa'yı anlat hadi" diye... ''
Süper! ve "kurtlu kitap"a katılıyorum birde rabia dan dinlemek lazım puccanın hikayesini.. canım pucca..
Rabia da Pucca'nın yaralarını sarmaya çalışıyomuş baksana..
bence her cocuk cocukken rabia.olmasını istediğimiz şekliyle anlatırız çocukken hikayeleri.rabialık geçiyor da rabiaları dinleme hevesi geçiyor nu onu bilemedim.
Hepimiz çocukken ya Rabia olduk ya da Rabialarla karşılaştık. Ben mesela Rabia idim. Yalan söylerdim hayal kurardım devamlı olarak.İnsanlara küçük cinim var diyordum.
Rabia dan çok ben Pucca için burkuldum. Çocukluk hikayelerinde hep kaçmak istemişsin biri seni kurtarsın diye beklemişsin o yüzden Rabia ya inanmak istemişsin. Bir röportajında okumuştum, kurtarıcı aradım diyordun.
Umarım artık iyisindir, senin saçların çok güzel ve ellerinde sen çok güzelsin Puccam.
tüylerim diken diken oldu okurken. artık kendini suçlamanın bi anlamı yok.
"İnsanları yalan söyledikleri zaman dinlemeyi severim. Olmak istedikleri, olamadıkları kişiyi anlatırlar."
Tüylerim diken diken oldu,umarım Rabia yaşadığı kötü çocukluğun acısını şimdiki güzel hayatıyla çıkarıyodur.
Fransa hayalleriyle komik olaylar zinciri beklerken yazının sonu hüzünlü geldi:( Geçende nautilus'ta megavizyona girdim senin kitabı tam girişin önüne koymuşlar içini açıp baktım ama hala alamadım:)
oh be pucca erik erik bi yere kadar güzel yazı olmuş
Sen otur, içten bir yazı yaz, hatta belki yazarken gözyaşları içinde kal. Sonra gerizekalının biri gelip yorum yapsın:
"ayh sonunda geldinn:))))) resmen bütün blogunu hatmettim :d ya sen süper bişeysin ya:D keşke arkadaşım olsan:) bu arada yazını da sevdim yazık len kıza"
-"yazık len kıza"?-
hö?
Günlük hayatta da böyle işte anlatıyoruz anlatıyoruz, sonra karşımızdaki bir gerizekalı, "eheheh neyse ya o değil de baksana şu yandaki çocuk bize mi bakıyo" diyor.
Yazık o kıza :( Ama kendini suçlama...
Sanırım Rabia Kız şimdi Siminya olmuş blog yazıyor.
Dilek
seni 1 yıldan fazla bir süredir okuyorum, ilk defa yorum yazmak istedim.
okurken sürekli reha erdem'in "hayat var" filmindeki hayat gelip durdu aklıma. sen çocukluğunu yazdığın zaman gerçekten neden yazman gerektiğini tekrar anlıyorum.
sanırım kuzeninin çocuklarıyla ilgili bir yazı yazmıştın. o da beni böyle derinden etkilemişti. bu kadar acıyı kaleme dökebilmek gerçekten çok önemli bir başarı, seni tebrik ederim. umarım rabia da senin gibi kendi güçlü yanını bulup, kendini koruyabilmiştir.
kalbimi oyuyosun bazen yazılarınla pucca...:(
Senin hemen her yazını okudum, bazılarına çok da güldüm. Ama bu başka,içine dokunuyor insanın. En güzel yazındı. En güzel...
bu sefer başta gülümserken sonda içim acıdı be puccam...rabia nerdedir napıodur acaba şimdi merak ettim
hayır ben nasıl olduda kendime bile vakit ayıramıyorken 2 saat içinde 206. sayfaya geldim. film tadında kitap olmuş zaten sessiz takipçilerindendim. harika yahu
Trajik bi yazı olmuş Puccacım.. bu ara millette göremedim yazını:(
ben de puccanın manyak bi takipçisiyim yazıyı okur sonra döner yorumları bi kaç gün üst üste okurum,,bugün de aynı şeyi yaptım ve dikkatimi çeken ben dahil herkesin yorumunu ayıran "eflatun"'un Rabia da Pucca'nın yaralarını sarmaya çalışıyomuş baksana..
cümlesi olmuş..ne garip hayallerimde dizine uzanıp sadece beni dinlicek sarılıcak kendimi güvende hissettiricek birini istedim ama yanımda olan kimse bana o güveni veremedi ama rabia muhteşemmiş ki kendi yaşadıklarını sırtlayabilirken bi başkasına el uzatmak istemiş ben de yalan duymak istiyorum ama o yalanlarla hiç yüzleşmek istemiyorum çünkü hiç güçlü diilim..hep gitmek istiyorum ama gidememe sebeplerim o kadar gerçek o kadar çaresiz bırakıyor ki beni gidemiyorum..yok mu beni de kaçırıp fransaya götürcek :(
ağladım..
Yapma gözünü seveyim, kitaptan sonraki son 3 post derdime dert kattı. hep dokunurdu da yazıların bu seferkiler kötü etti, yapma. :) Bi de biri yazmış, katılıyorum, sarı uzun saçsız da, eriksiz-çileksiz-kirazsız da, yoluk yoluk saçlı da sen çok güzelsin.
bu rabialarin bir de yetiskin kadin modelleri var. fakat cok prim yapiyorlar, alkis topluyorlar. demek ki rabia'nin beteri tipler var, rabiayi kucukken aciyip buyukken bagirlarina basarak kendilerini temize cekiyorlar.
puccacan yorumları ne kadar okuyorsun bilmiyorum ama söylemek istiyorum, bence yetenekli bir kızsın, kitap çıkarmana çok sevindim, çok başarılı olmanı gönülden isterim.
kıvırabilirsin bence sen bu işi
hepimiz ne cok yaralar aldik aslinda cocuklugumuzdan, kendimize bile itiraf edemedigimiz belki...farkina varmadan yada vararak yasamaya calistigimiz herseye ragmen...
7 sinde neyse 70 inde de o oluyor insan.
rabia yine hikaye yazıyordur bir yerlerde :) ve mutlu olabileceğini sanmıyorum.
hayatı yalan, inkar ve kendine acımakla geçiyordur muhtemelen.
Ah ulan bi ben bulamamışım şöyle bi arkadaş. Ben de böyle hayaller kurardım manyak manyak, bi tane de arkadaşım vardı artık utanmasak tuvalete de beraber gircez. İstiyorum ki o da hayal kuruyo olsun o da bana kendi hayallerini anlatsın.
Gazı aldım dedim ki buna "Sen hayal kurar mısın?" Yaşımız da daha 7 filan...
Kız bana şu şekil çemkirdi abicim "Hayır kurmam! İnsan sonra çok üzülüyor onlar gerçekleşmeyince, bence gerek yok!"
Sonradan öğrendim ki çalışmak için başka yerde dedikleri babası hapiste filanmış. Ama unutamadım o terslenmeyi hayatım boyunca.
Seni uzun zamandır takip ediyorum, ilk defa bu yazın üzerine cevap yazma gereği duydum. Bu kişi çocukluk arkadaşın değil, eski sevgilin olsaydı ne yapardın. Onu yalnız bırakmayı yoksa gitmeyi mi tercih ederdin? O zaman değil şimdi...
Müge Anlıyla Mektubunuz Var'a katıl bence. Rabiyaya seslen. Pişamn olduğunu söyle. Gelir belki o da. Ne güzel olur lan. Gidicen zaman Müge Anlı'ya bize haber verde izleyelim.
Müge Anlıyla Mektubunuz Var'a katıl bence. Rabiyaya seslen. Pişamn olduğunu söyle. Gelir belki o da. Ne güzel olur lan. Gidicen zaman Müge Anlı'ya bize haber verde izleyelim.
Müge Anlıyla Mektubunuz Var'a katıl bence. Rabiyaya seslen. Pişamn olduğunu söyle. Gelir belki o da. Ne güzel olur lan. Gidicen zaman Müge Anlı'ya bize haber verde izleyelim.
Müge Anlıyla Mektubunuz Var'a katıl bence. Rabiyaya seslen. Pişamn olduğunu söyle. Gelir belki o da. Ne güzel olur lan. Gidicen zaman Müge Anlı'ya bize haber verde izleyelim.
elden ne gelir ki..suçlamasaydın kendini..
PuCCa bebek, bu mesajı yayınla diye atmıyorum bilesin hatta okuduktan sonra silsen de olur :) neyse diyeceğim şu ki; kızııımmm deli gibi ünlüsün ha,d&r ankamall şubesinde kapılarda hani böyle alarmlı yerler varya oralara kocaman kocaman senin kitabının kapaklarını koymuşlar öyle kocaman sapsarı öyle işte haberin yoksa mutlu ol diye yazdım.kal sağlıcakla.
ay şu kitaptan sonra gelip de sana laylay yorum yapanlardan nefret ettim!
Pucca cidden buraya yeniden birşeyler, hem de böyle şeyler yazdığını görmek süper.
Ağladım amına koyiyim.
hayal kurmakla vaatte bulunmak başka bir şeydir, yorumlarda gözden kaçtığını düşündüğüm bir nokta.
Pucca'nın Rabia'yı hatırlayıp onunla ilgili bir yazı yazmasında ve yazının sonuna doğru onu bir şekilde affettiğini ve gerektiği zamanda kendini onun yanında olamadığı için suçladığını belirtmesinde, Eric'in de ona vaatte bulunup hayal kırıklığına uğratması ve aslında onu da affedip yoluna devam edebilme isteği var gibi geldi bana..
Yanılıyorsam, özür dilerim Pucca..
Eğer söylediklerimde doğruluk payı varsa; umarım en kısa zamanda onu affedip yoluna devam edebilirsin..
Bu arada bir önceki postunda, Milliyet gazetesinin pazar eklerinden birinde yazın olacak diye anlamıştım, yanlış mı anladım bilmiyorum ama yazını bulamadım :(
sonuna kadar tuttum tuttum son cümlede siktin attın be... çok dokundu amk
rabia çoktan evlenmiştir bence
Konuyla ilgisiz ama Pucca'cım, bişi sorucam; lisedeyken sana fal bakan ve ünlü olacağını söyleyen falcı hala oralarda mıdır?
Hazır yolum İzmir'e düşecekken bulabilir miyiz acaba kendisini:)
Dilek
hayal gücü, zeka ile doğru orantılıdır. hangimizin hayal gücü rabia kadar geniş? tebrikler bence.
otobus111
Neşeli Hayat'ta Rıza'nın da dediği gibi; “Çocukların inandığı yalanlar, esasında gerçek…”
Merhaba Pucca,
Seni, daha dun yeni tanıdım diye hayiflandim. Her zaman kontrollü davranan benim diğer yüzüm gibisin. Herkes soyluyordur ben de söylersem bir şey değişmez harika yazıyorsun bana Ally McBeal 'i hatırlatiyorsun... Lütfen kitabının üstüne yatıp "oldum deme" senaryo yaz flashbackler hayaller olsun tezatlar oluşsun.. Saglicakla kal.. Umarım seni hakedecek kisiyi bulursun...
senın hayal gücün fazlasıyla geniş çoğu yazdıgına ınanmıyorum. ama ddiğim gibi süper bi hayal gücü ve akan bı yazı dilin var tebrık edıorum ..
rabia resmen insanın içini acıtıyor..
çok çok güzel pucca tebrik ederim :)
aha o bora varya o işte benim, yıllar sonra buldum seni canimmm
Ay cok enteresan gercekten aman tanrim oha rabia :(
merhaba filiz, ben rabia nasılsın?
bu haberi gördün mü PuCCA, bu kadar para kazandın bile mi?
http://www.hurriyet.com.tr/dunya/15315823.asp?gid=373
yorumlardan başka sana ulaşabilme şansı yok diye ikidir buralardan böyle direk yazıyorum:)
O kadar güzel yazıya dökmüşsün ki okurken keyif aldım.Tabi kitabını da aldım.Umarım seri yaparsın.Sevgiler.
Çocuğu hemen yan odadaydı, beynine kurşunu sıktığında. Annesi ise, hemen yanında. Benim canım da böyle gitti..
Rabia, bence de Fransa'yı anlatsın. Dinlemek isterim çok.
Pucca, senden güç buluyorum zaman zaman. Yaz, çok boş bırakma.
sen hep böle abidik gubidik şeyler yazdığın için böle ciddi konularda bi garip hissediyorum kendimi okurken...
neyse rabia için üzüldüm ama çocuktun sende,fazla olgunluk beklemenin anlamı yok...
PuCCa ağladım bildiğin. salya, sümük böyle.
PuCCa bildiğin ağladım. salya, sümük hem de. buradaki yorum hedesini de ilk kez kullanıyorum. kesin yanlış bişiler yollamışımdır. her neyse.
Yazıkk yaw...
PuCCa bir yerlerden tanıdığımı falan düşünüorum seni. İzmir vs ve verdiğin örnekler falan filan ulan diyorum aynı kırtasiye olabilirmi ? neden olmasın izmir dediğin tilki siki bi yer zaten her an dallastan bir kare yaşaman mümkün. yaşadıklarımız içinde bulunduklarımız gerek sevgili ( pata küte evire çevire dayak girişimi )gerekse iş ortamı ( televizyonculuk vs.) bukadarmı olur yani hacı diyorum. işin özet kısmının gideceği yer: sana ulaşabilmemin bir imkanı varmı ?
Pucca yazık olmuş kıza... O da senin kadar iyi yazıyordur şimdi bence.. Yazmak, çoğu zaman gerçekleri aktarmak olmamalı zaten.. Rabia da sana hikâyeleri anlatırken tüm hayatını makyajlamış. Keşke o son gün acı gerçekle bu kadar doğrudan yüzyüze gelmeseydin sen de.. [Kitabını aldım bu arada... süper;) ]
ne düşünüyorum biliyormusun? insanlar sanal alemi gerçekten çok mu ciddiye alıyorlar ne. bir tanesi yorumlarda canım pucca yazmış,diğeri seni izmirden tanıyorum galiba demiş,biri rabia ya üzülmüş. ama açıkçası yazının sonunda rabia nın gerçek adının ebru destan olacağını söyleyeceksin sandım. neyse insanın her zaman düşündüğü,istediği son olmuyor demek ki.
çok kötüsün lan sen. allah senin gibilerden korusun
her mahallede bı rabıa oluyor galıba bole oturmadıgı evde oturuyor gıbı gosterıp sen arkanı donunce patır patır evıne kacan tıpler.yada varyaaaa bızım 3 arabamız 5 evımız var dyp hayallerını anlatan tıpler cocukluk ıste :)
evet rabia'yı ben de merak ediyorum..
Her paragraf bitiminde bir satır boşluk bıraksanız iyi olur, güzel olur, daha rahat okunur sanırım.
Çok eğlenceli yazıyorsun, müthiş hayal gücü falan, ancak bazen de bu yazıdaki gibi desteksiz desteksiz sallamıo musun ?!..
Salih -Hande vardı sanki noldu onlara bir de..
Severim seni, güzel proje !
hayatımızın bazı zamanlarında olmayacagını bile bile yalanlara sığınmak istiyoruz galiba. hayat zaten boktan bir yerken hayallerimiz güzel olsun diyoruz fakat tek başımıza güzel hayaller kurmaya gücümüz olmadığından rabia gibi kişilere ihtiyaç duyuyoruz. rabia olmalı çünkü biz bu buhrandan sıkılıp gerçek çözümler aramak istediğimizde suçu atacak bir kimsemizde olmalı. ne yazıkki bu yükü bile kaldıramayacağımız zamanlar oluyor. çocuklukta ki o zamanın saflığı ama birde bunu eşşek kadar kız olduktan sonra yapanlarda oluyor işte işin o kısmı felaket. yazın çok ince bir sızı ile yüreğime dokundu. rabiayı tanımak istedim ne yaptıgını bilmek istedim... ne garip haberi olmadan buradan onu merak eden kişiler var:) oysa o anlattıgın kadarıyla ne kadar yanlızmış
hikaye mikaye dramı bi tarafa da ben okurken şunu farkettim...bazen bana da olur küçüklüğümü düşünürüm-küçüklük derken de bildiğin ilkokul çağları işte 7-12 yaş- arkadaş grubumu düşünürüm yaptığımız muhabbetleri düşünürüm ya arkadaş mübarek büyümüşte küçülmüşüz şimdi o kadar olgun o kadar geniş çaplı bakamıyorum hayata sonra diyorum ki harbiden insna büyüdükçe hayalleri küçülürmüş,hayal gücü die bişide kalmıyo haliyle vitaminsizlikten o da mefta oluyo :)
süper yazmışşsın! Bravo sana yaa!
evet ben o rabiyayim!
annemin orospu mu olacan kiz basimiza laflarina dayanamayarak halamin sumuklu oglu suleymanla evlendim ve 7 cocugum oldu.
suleymansa turist bir rus zillisi bulup arkasinda beni ve 7 cocugunu birakarak sktrp gitti. evet sen orda o odada o klavyenin basinda dotunu kivirip otururken ve yarin hangi ojeyi sursem acebaa diye dusunurken ben benim gibi 7 donsuz yavrucagimi doyurma derdindeyim. ya pucca- adini seni desifre etmemek icin soylemiyorum-
sana oyle afili yalanlar soylemesem yuzume bakar miydin hic?!.. ben senin icin de sunepe babasi felcli abisi deli donsuz rabia olarak kalirdim. sen de digerleri gibi bana acimaktan ve dalga gecmekten baska bisey yapmazdin eminim! halbuki gercek olamiyacak kadar guzeldi soyledigim yalanlar.... ve yalan oldugunu bile bile bana inanmistin pucca. peki neden beni boyle yuz ustu biraktin pucca neden??
Anam hepimiz Rabia olmuşuz :))))
tam eski yazılarının tadını bulamıyorum artık derken..
pucca Maria Puder gerçekten rabia mı?
bana çok başka bir hikayeyi anımsaattı bu... rabia çok masum tabii..ama biz şimdi bize söylenen yalanlara göz göre göre inanmıyor muyuz???
mukkemmleee pucca:) benım bloglarımada bır bakmalısın
Çok kötü oldum yeminle.Gözlerim doldu. Acaba Fransa'ya gidebilmiş midir Rabia...
Hikaye uydurmayı seven çok insan var. Benim de lisede bir arkadaşım vardı. Ailesinin Londra'da yaşadığını, Londra'dan abisinin buraya geldiğini kendisini sürekli rahatsız ettiğini söylerdi telefon çaldığından açıp "beni rahatsız etme bir ara arama" diye bağırırdı, sonra öğrendik ki tek çocukmuş abisi yokmuş. Birileri için "o benim kankam beni ayağım rahatsızlandı diye Taksim'den Beşiktaş'a kucağına taşıdı" filan derdi bir öğrendik ki bahsettiği kişi bunu hiç tanımıyormuş. Yanımızda hayali telefon konuşmaları yapardık yarım saat. Ama inanılmaz gerçekçi, esprili, gülmeli. Öğrendik ki telefon hattı kesikmiş. Daha bir sürü şey. Bir gün televizyonda gördüm onu müzisyen olarak, bir programa konuktu. Yeterince ünlü biri olan sunucuya "Fransızca, İtalyanca biliyorum, hatta Fransızca şiirler yazıyorum bazen" diyordu. İşte o da benim Rabia'mdı. Bu yüzden seni çok iyi anlıyorum Pucca. Ben ara sıra kendi Rabia'mdan haberler alıyorum, umarım sen de seninkinden haberler alırsın.
Çok iyi yazıyorsun Pucca,yeni yazılarını merakla bekliyorum. :)
Çok etkilendim yahu. Umarım Rabia bir gün Fransayı görmüş beline kadar saçları olmuştur. Ama umuyorumki artık don giyiyordur :D
Gerçekten hayal gücü olan insanlar saygı duyulmalı bence (:
Umarım bigün beraber hayallerini gerçekleştirirler. <3
umarım hayat iyi bir hayat yaşaması için şans vermiştir rabia'ya.
pucca aklımı karıştırıyor. acı ama yalansız gerçekler mi değerli, yoksa; güzel, mutlu olabileceğin yalanlar mı? ne baz alınmalı hayat yaşanılır olsun diye?
kocamustafapaşada geçti çocukluğum piçten bol bişimi var. Biz kapıcı dairesinde oturuyoruz hayatım kısıtlı düşünün onlar öle zengin ki akrabaların arabaları war. Safım ya bende eni konu, perili evler, viran bi binada yanmış bir çocuğun izi felan ne varsa yiyorum. Sonra sefaköy e taşınıyoruz kan kardeşim var anlatıyor gelecekten geldim ( Back The Future ) şu oldu bu olcak felan biliyorum yalanı da ( baba yoktu garibin ) uymak hem eğlenceli hem zararsız. İş uzamaya başlayınca sıkılıyorum koşulları zorluyorum " sen şimdi bayrak törenin ortasında marşın 'ancak'ında atladın atladın, yoksa sonsuza kadar burda kalıcan" dedim kırmadı kankardeşim örtmen demedi müdür demedi attı kendini hawalara çaldı yerlere bi daha da girmedi böle işlere :)
rabia'yı merak ettim ben... şimdi nasıl biri acaba?
sen rabia'nın yalanlarıyla mutlu oluyormuşsun,rabia da belki yalanlarıyla kurduğu kendi dünyasında kendi kendini mutlu ediyordu ....belki de olmasını istediği gibi anlatınca hayatını,ailesini, kendini iyi hissediyordu,bunları seninle paylaşıp daha da inanıyordu kendi yalanlarına,hem bu sefer kendi dışında biri daha mutlu oluyordu,fena mı?
üzüldüm bende...umarım şimdi en mutlu gerçekleri yaşıyordur rabia...
pucca bağımlılık yaptın, günde 3-3 postunu okumadan rahat edemiyorum :D
içim sızladı gerçekten...
Harikaydı.Çok beğendim...
ya Pucca bişe dicem bende küçüklüğmden beri saçlarımı kopartıyorum bilmiyorum neden ama acımıyoda zvkli gelio bana ama kel olmak da istemiyorumm. sonradan problem ouo mu yani garip duruyo mu koparılmış yerler
15 yaşındayım
2-3 ay önce benzeri bir olay yaşadım arkadaşım ve onun yalan dünyasındaydık ikimizde fakat seninki gibi beni mutlu etmiyordu bu yalanlar ona inanıyordum yardım etmeye çalışıyordum ki herşeyin yalan olduğunu söyledi ama bunu söylerken 1 yalan dünyaya daha götürdü beni daha fazla dayanamadım benimle oyun oynadığını söyleyip onuna küstüm ama dayanamadım şuan en yakın arkadaşlarımdan birisi ama artık na güveniyorum çünkü onu anlıyorum sorunlarınıda :) o benim dostum ve yalanları masummuş...
Hepimizin çocukluk döneminde böyle uyduruk hikayelere inanası gelir zaten , puCCa kadımsııın :D
evi bilmiyorum diyosun sonra arada evin ziline basar çağırırdım diyosun nasıl yaaa?pucca hakkatten bazen şizofren olduğunu düşünüyorum
bu diğerlerine göre hüzünlü ama yinede eline ağlık keşke arayıp rabiayı bulabilsen.
Pucca saç yolma sorunu halen devam edıyor mu etmıyorsa nasıl basardın bunu ?
bu kadar doğal, bu kadar içten ve bu kadar gerçek...
ya kızım hasta mısın?? içli içli ağlattın beni bee.. tanımadan rabia'nın haline ağladım..
Su falci banada lazim nerdedir adi nedir ?
Yorum Gönder