30.09.2008

Bayram tatili

Çalıştığım yerden gıcık kapıyorum...
nerde orospu var bizim oraya toplanmış yemin ederim...
o dediğim gerizekalı izmirli kızdan başka arkadaşım yok.. oda beni inanılmaz bayıyor..
hava o kadar soğuktu ki işten dönerken bi keresinde ağladım...
pekmezin arkadaşı beni çıldırtıyor... sürekli laf sokuyor... ama öyle böyle değil.. söylediği lafları varya başkası söylese ağzına yüzüne sıçmıştım.. ama lanet olsun bebeye tek kelime laf söyleyemiyorum, söylediğim anda pat kapağı yapıştırıyo bana.. lafının sonucu nereye gidecek hiç düşünmüyor.. şu maaşımı alayım şu kendime güvenim gelsin s.kcem belasını şerefsizin..
- hergün farklı renk oje süreceğine o vaktini kitap okumayla değerlendirseydin en azından bi parça statü atlardın
- sende hergün tırnaklarımı inceleyeceğine işinle ilgilenseydin belki daha iyi yerlere gelirdin
- benim işimin amacı bu zaten senin gibi boş işlerle uğraşanları gözlemliyorum
- boş işlerlerle uğraşanları gözlemlemek çok dolu iş sende haklısın.
hep böyle devam ediyoruz.. ama geçen gün öyle bir laf etti ki çok gücüme gitti... salak arkadaşımla birlikte bişeyden konuşuyoduk o kadar gereksiz bir konuşmaydı ki ne olduğunu hatırlamıyorum bile.. bu bi anda tuttu herkesin ortasında bana "senin gibi kızların tek amacı, yumurtalıklarına yerleştirebilecekleri kaliteli sperm, kalite de sizin gözünüzde sadece para demek.." bok gibi kaldım orda.. bişeyler cevap verdim ama kaldığım bok durumundan kurtaracak laflar değildi...
..
siğile süpriz yapacaktım.. bayramda gelemicem demiştim.. ama gelip "ceee ben geldim" diye sevindirik edecektim bebeyi.. ama o kalkmış istanbula gelmiş.. bi gün önce yola çıkmış olsaydım sap gibi kalacaktı garibim.. ama çok sevindim.. hiç bu kadar sevinmemiştim hatta... bayram tatilini orda geçirip öyle izmire dönelim dedik.. sonra baktık bize masraflı olacak beraber izmire döndük..
yalnız garip bir durum var siğille.. yani ilişkinin başında para biriktirdiğini bildiğim için çok zorlamıyordum onu.. benim arabamla gidiyoduk.. bazen kendi paramı kendim ödüyodum, bazen de onunkini ödüyodum.. bişeyleri abarttığımı farkettim.. istanbulda sadece bir gün geçirdik.. o gün btün masrafları ben karşıladım.. çocuk benim için gelmiş falan diye... ama sonrasında ikimizinde otobüs parasını ödemem, mola yerinde tost parasını ödemem, hatta tuvalete vereceği 50 kuruşu ödemem biraz garibime gitmedi değil...
evimiz garaja baya uzak bizim.. o yüzden hep otobüsün servislerini kullanırım.. ama siğil servislerden hoşlanmıyomuş.. taksiye bindik, bi güzel evinin orda indi.. taksi parasını da ben ödedim.. gocunmuyorum da yani garibime gidiyo..
yalan söyledim köpek gibi gocunuyorum.. parayı verirken içim eriyor... kendimi pipisi olmayan erkek gibi hissediyorum.. ulan o kadar çalışıp çabalıyorum elin piçi gelip paramı yiyor gibi hissediyorum.. hayır bide gurursuz olması canımı çok sıkıyor.. ilk günler ayy sen ödeme saçmalama diyen adam şimdi hesap ödeneceği zaman tuvalete gidiyor..
bide utanmadan diyo ki "ailenle bayramlaş biraz dinlen, sonra arabanla beni alırsın bizimkilerin yanına gideriz"
neden benim arabamla yaa, bunun için kıyameti kopardım, tamam dedi bıdı bıdı etti.. hala arabanla gel beni al diyor.. gururunu kırmadan nasıl belli edebilirim ki kendimi enayi gibi hissettiğimi... onun parasını da yemek istemiyorum, ama zaten babamla papazım, daha maaşımı almama vakit var, başka bir şehirde kalıyorum, kaldığım yere günlük 30 YTl veriyorum.. bunların hepsini de bildiği halde yaptığı öküzlüğe bak.. bugün çıktığımızda belli edecem biraz, hatta arabamla falan gitmicem.. onun arabasıyla gidelim banane.. üstelik arkadaşının evine gitcez, büyük ihtimal gene gece çıkacaz ve ben gene dolmuşçu olacam.. bu kez kusura bakmasın

22.09.2008

İlk günler

Kıyafet konusunda inanılmaz sıkıntı çekiyorum.. normalde çok açık saçık giyinen bi hatun olmadığım halde, burda kendimi nur cemaati yurduna düşmüş gibi hissediyorum.. sadece çalıştığım yerle ilgisi yok ama.. otobüste mesela bi göz göze gelsek adam direk atlıcak memelerime... tabii ben yazlıklarımı getirdim, ama nerden bilebilirdim ki geldiğim gün şarıl şarıl yağmur yağacak! badylerimin hepsi sırtı açık.. sütyen çoğu zaman giymem.. bir ton elbisem ama giyemiyorum.. hava zaten bok gibi..
kocaman küpeleri severim.. ama o menopozlu kadınların yaptığı boncuklu şeylerden değil.. kocaman pembe yıldız küpelerim var.. kızın biri geldi yanıma "ahaha gece alemlere akacaksın heralde hande yener gibi küpeler falan" sonra başıma diğer kızlar toplandı, "ayy hayatta takamam böyle birşey", "zeynanın kılıcı gibi şuna baksana", dünde halkasını takmıştın pota gibi", "çok rüküş"
oysa o küpelerimi herkes severdi.. rüküş ne yaa, ben rüküş değilim ki.. hem neden bu kadar açık sözlüler.. daha yeni gelmişim bana bildiğin köpek muamelesi yapıyorlar... yemeğe gittiklerini bile söylemiyorlar.. o çok kötü birşey ama.. herkes yemeğe gidiyor sen mal gibi kalıyosun orda.. açsında üstelik.. ben kadınlardan çok korkarım.. asla belli ederek kendimi taarruza geçme.. hep sinsi sinsi hallederim işimi.. bi kadınla tartışamam bile.. ama bunların ağızlarına sıçacam.. kötü kötü konuşturuyo orospular beni!
sadece bir kız var, oda izmirliymiş o bana çok iyi davranıyor....oda inanılmaz bayık ama.. "pucca bana kordonu anlat, alsancağı anlat" ne anlatcam işte taş deniz.. bi bokum varmış gibi... beynimi sikti 10 dakka yanımda oturdu sevgilisini anlattı.. zaten paso mesajlaşıyor, daha beni ne kadar olmuş tanıyalı gelmiş bana sevgilisinin mesajlarını okuyor.. ıyy hiç çekemem öyle bayık hatunları...
erkekler iyi davranıyor ama.. onlarda çok fazla iyi davranıyor.. İzmirliyim ya veririm düşüncesiyle.. benimle yaptıkları tek muhabbet bu..
- izmirin kızları çok rahat ya.. adres sorduğunda kendileri gidip bırakıyorlar
- askerliğimi izmirde yapmıştım, sıcakkanlı oluyor oranın kızları
- one night stand olayını bitirmişler.. burdakiler gibi yapışmıyolar
- kızlarda kafa rahat oluyor tabi, burdakiler gibi kan emici değiller...
zaten izmirin bütün kızları istanbulda.. neye böyle kasıyolarsa.. kan emici değillermiş pehh.. kız her yerde kız işte.... one night standmış.. izmirde zaten gelenektir.. öle yatar yatar kalkarız biz.. hafta sonları şehir dışından gelen erkeklerle seks yapmak için giyinir süslenir çıkarız dışarı.. salaklar ya..
Bir çocuk var ondan nefret ediyorum.. pekmezin arkadaşıymış.. pekmezin eski çalıştığı yer zaten burası... bana köpek gibi davranıyor.. ben yönetimde o yapımda olduğu halde sürekli beni aşağılıyor... "bana bak kızım, burası izmir değil.. yaya yayaa iş yapılmaz burda", "seni evinden özel olarak mı aldıralım", "sen neden bu kadar sık tuvalete gidiyorsun" gerizekalı abul abut.. oysa çocuğu da ilk gördüğümde demiştim ki.. anam ne yakışıklı bebeymiş diye.. öküzoğluöküz yakışıklıların hepsi böyle mal oluyo işte...
pekmezi daha hiç görmedim.. aramadım oda beni aramadı.. aslında aramam lazım bu işi sayesinde buldum çünkü.. ama çalışmaya başladığımı biliyo.. bu öküzoğluöküz dün geldi yanıma,
- siz bi ara pekmezle takılmışsınız
- ne oldu ki
- temiz çocuktur pekmez, neden ayrıldınız ki..
- takıldık diye...
takılmışsınız ne ya!!!! pekmez çocuğa takıldık biz mi demiş.. orospu çocuu.. çok sinirlendim.. takıldık ne yaa... biz basbaya birlikteydik.. arayıp ağzına sıçcaktım da dedim siktiret... takılmışmışız, hoştt köpek!!!!
siğile tam 3 saat boyunca kızların bana nasıl kötü davrandıklarını anlattım.. çocuğun beyin loplarına tecavüz üstüne tecavüz ettim.. garibim dinledi oda bide akıl verdi..
- ne zaman gelcen buraya siğil
- daha yeni gittin bebeğim, işleri halledip en kısa zamanda gelirim
- ne işin varki halledecen.. sanki başbakansın çok çalışıyomuşsun gibi.. sabahtan akşama kadar yatıyosun da.. off gel artık yaaaa.. ben çok özledim seni..
- gelecem tamam yapma böyle ama..
çok falan da özlemedim.. ama gelsin istiyorum.. çok yalnızım lan.. öyle böyle değil.. yeni insanlarla da tanışmak istemiyorum.. hatta muhabbet bile etmek istemiyorum.. insanlara kendini tanıt, seni anlamalarını bekle, boktan hayat hikayelerini dinle.. off çok yorucu...
internetim yok burda.. o yüzden bütün gece abur cubur yiyip tv izliyorum.. dün kapıyı kilitlemeyi unutmuşum, resepsiyondaki çocuk babamı aramış... 2 saat hırlısından hırsızından sapığından nasihatler dinledim babamdan.. çocukta gerizekalı mıdır nedir beni arasana malak, gelip kilitleyeyim.... bazı geceler akrabamda kalıyorum, ancak o zaman nete girebiliyorum.. oda veletleri izin verirse.. piç kurularına 5 ytl veriyorum yarım saat girmek için... internet olayını hallettiğimde herşey daha iyi olacak..
ama ondan önce ilk işim, ortama biraz ısınayım o küpeleri götlerine sokacam o kaltakların... şimdi ezik duruyorum ama az sabredin şıllıklar!!!

16.09.2008

Yanılgı

Siğilin yanına gidene kadar ona neler söyleyebileceğimin provalarını yaptım...
"bebeğim bu hayatımın fırsatı lütfen benim adıma sende sevin", "ben istemezmiydim dizinin dibinde kalayım ama olmuyor bazen", "hem ayrılmak zorunda değiliz ki, tarifeli hatları araştıralım bir", "çalamadığın zamanlarda yanıma gelirsin, benim geleceğimi sanmıyorum farkındaysan mesleğim baya iyi bişey, yani senin gibi çalgıcı olsaydım gelir giderdim.. bi gece çalmazsan yeryerinden oynamaz, ama be yarım saat geç kalırsam türkiye için sorun olur anlatabiliyomuyumm", "lütfen ağlamayı keser misin", "dünyanın sonu değil bu tatlım hadi kendine gel kalp krizi geçirio numarası yapma bak korkutuyosun beni"
bütün göt kalkıklığımla sabahın bi körü evlerine gittim...
- İnanmıyorum PuCCaa bu harika bi haber.. ohaa hatunuma bak benim.. helal kız sana...
- elini yüzünü bi yıka bi kendine gel, bu gece gidiyorum ben huu huuu
- çok mutlu oldum ya, dün akşam söyleseydin kutlama yapardık..
Bildiğin göt oldum.. nasıl mutlu oldu anlatamam harbiden, sanki kendi gidiyor pezevenk... ben gittikten sonra bu beni aramazda.. yarım saat falan geçti, bu hala sevinç naraları atıyo... inanılmaz bozuldum ya..
- ee sizin orda iş olmayacak mı artık siğil..
- grup istemiyor valla, bi kerede olumsuz cevap alınca hevesimiz kalmadı...
- hımm peki biz napcaz yani biz nolcaz
- olacak bişey yok, ilişkiler her zaman gelip geçicidir.. sürdürmeye çalışacağız..
- nassı yani yaaa, ayrılcaz mı yani (burda gözlerim doluyor)
- tabii ki hayır, ama ben gelemem zırt pırt oraya.. sen boş vakitlerinde gelirsin.. bodrumdaki kadar rahat olamam burda.. telefonla falan bişeyler hallederiz takma sen bunları
- nassı halettcez yaa, abi nasıl bu kadar rahatsın sen... hiç merakta mı etmiyorsun nerde kalacam napacam
- merak ediyorum tabii ama, haletmişsindir ki.. yada halletmeye gidiyosundur..
- hiç umrunda değilim senin dimi.. orada kötü şeyler gelse başıma ya.. kız başıma gidiyorum sikinde bile değil..
- niye umrumda olmasın.. ama sen malın gözü bir kızsın.. kafana koyduğunu yapıyorsun.. şimdi sana oturupta böbreklerini çalarlar falan diye efsaneleri mi anlatayım... sen milletin böbreğini çalıp satarsın
- hani çok saftım bıdıbıdıydım.. herşeyin yalanmış senin.. kararımı vermemiştim daha, sen kal deseydin bana kalırdım burda.. senin için herşey statü olabilir ama benim için değerli olan sendin.. ( burda tamamen saçmaladım, otobüs biletimi bile almıştım dün, tek istediğim onun bana gitmemem için yalvarması.. olayı dramatikleştirmesi)
- pucca sakin ol biraz.. sana kal demem ben.. 3 gün sonra ayrılırsak bu sorumluluğu kaldıramam.. bugün kalmak mantıklı gelebilir sana ama yarın? senin mesleğin izmirde değil.. bırak git oraya.. zaten sürekli tartışıyoruz, bana sarılmaya bile tahammül edemeyen bir kızsın.. sana tutupta benim için kal demek komik olur.. bu ilişkinin rotası belli.. görmüyor musun..
- o zaman ayrılcaz yani (allaam nolur benden ayrılmasın, nolur ayrılmasın, bişey bul yıldırım çarptırt ona, ayrılmasın benden... bayılsam mı acaba)
- ayrılmayı götüm yemiyor açıkçası şu anda.. ama bazen benden midenin bulandığını hissediyorum.. eninde sonunda bitecek.. bugün olursa en azından sen kafan rahat bişekilde oraya gidersin...
- televizyon izleyelim o zaman (televizyon mu! başka bişey de salak ayrılcak çocuk senden.. allah kahretsin ayrılmamalı, ağla hemen ağlaa.. hayır hayır ağlama ezik oluyosun... sarıl ona evet evet sarıl, aşkla meşkli iğrenç bi cümle kur...)
- sana sarıldığım zaman o kadar güvende hissediyorum ki kendimi... (yaa kılları diken diken her tarafıma batıyor)
- seni aslında kimse görmesin bilmesin istiyorum.. tek bana ait ol.. bu evde dur, bağır çağır.. ama benden bşkası görmesin seni..
- askere gitmiş olsaydın evlenirdik işte senle
- bekliyeceğini bilsem bugün evlenirim senle..
(evlenmeyecek pucca, biliyolar senin zayıf noktanı, sarılınca şeyi kalktı ya şimdi heryer paris ona.. zaten bi kaçış cümlesini de söyledi.. bekleyeceksen.. yani herşeyden sorumlu olarak seni bırakıyor ortaya)
- niye beklemeyeyim ki siğil, bu ne demek yanii
- istanbula gittikten 2 hafta sonra beni aramayacaksın.. bunu bile bile seninle nasıl evlenebilirim..
- direk orospu deseydin bana çekinme söyle söylee
- saçmalama o manada demedim.. sen kendini görmüyor musun.. beni devamlı aşağılıyorsun, giyimimi, saç şeklimi, kıllarımı, geçen gün daha seninle sevişmek istemiyorum midem bulanıyor dedin.. özcan deniz kırosuna bile baktığın gibi bir defa bana bakmadın.. arkadaşlarımı küçük görüyorsun, sana şarkı besteledim diyorum, onun yerine hediye alsaydın ya diyebilecek kadar ruhsuzsun yanımda.. sen beni istemiyorsun ki..
- suçu benim üstüme atma hemen.. böyle davranıyorsam sende bir problem var demektir.. şu anda yanına gelip bana kal demeni bekliyorum diyorum.. sen tutup bana eee ilişkiler gelip geçer diye hikaye okuyosun... zil takıp oynamadığın kaldı bir.. tabii meydan sana kaldı.. artık fingirdeşirsin istediğin hatunla..
- bak gene tartışıyoruz, sürekli tartışıyoruz.. tutup sana nasıl kal diyeyim ben
- deme o zaman..
- tatlım, senin için çok güzel bir fırsat bu.. ben senin için en güzelini dilemek zorundayım.. bu ilişkide benden yana bir sorun yok. sorun sensin.. belki bu sayde bana olan hislerini ölçüp biçersin.. ben sen istediğin sürede yanında olacağım... seni sevmekten öte benim sana hissettiğim şeyler çünkü.. ama sen çok karışıksın.. toparlaman gereken şeyler var.. toparlayabilirsen belki ben yanına gelirim orda birlikte yaşarız.. ama bu şu anda olmaz...
- yani ayrılmıcaz o zaman dimi
- sen bana git diyene kadar bir gitmem ben...
ohh allama bin şükür ayrılmasın benden... abi bok gibi kalırım ayrılırsa.. benim için kıymete biner çünkü.. şimdi o bana lazım... ama ne kadar acı bana aşık değil.. zaten hangi salak benim gibi kıza aşık olur ki.. resmen zil takıp oynayacaktı gittiğim için.. kalbim kırıldı valla ama ayrılmadığı içinde rahatım..

kaderimsin istanbul

Hayat resmen dalga geçiyo benle yemin ederim bak...
Hayalimde bile görmeyeceğim bir işim oldu bugün.. Pekmez burdayken onun gazına gelip burdan bi yere başvurmuştum.. yönetmenle birebir görüşmeye gitmiştik.. hayatta beni istediğim pozisyona almazlar diye sallamamıştım bu olayı.. ama bugün adam kendi aradı beni görüşmek için ve beni işe kabul etti... yarın onla birlikte İstanbula gidiyorum...
allaaam heycandan ölebilirim.. rüyamda bile görmeyeceğim bir pozisyon çünkü.. yepyeni bir hayat beni bekliyor.. gerçi ilk istanbul deneyimim değil bu.. üniversiteyi bitirdiğim anda ev arkadaşımla boğulacaksak büyük denizde boğulalım diye kendimizi istanbula atmıştık..
otobüsten indik, gittik tuvaletinde makyaj yaptık üstümüzü değiştirdik ve kanal D'ye gitmek için yola koyulduk.. ama otogardan dışarı çıkamadık.. 3 saat dolan dolan sonunda çıkmayı başardık..
sonrası ise esenlerden çıkamadık.. kendimizi tophanede bulduk.. oysa biz bağcılara gitcektik.. arkadaşım ağla ağla ölmüştü... kız korkmasın diye ben biliyorum lan dedim buraları.. gel dedim, mecidiyeköyde deniz aramaya başlamıştım...
neyse gidebildik sonunda oraya işi de kaptık.. üstelik aynı birimde bile çalışmaya başladık.. yalnız kalacak sorunumuz vardı.. ilk günler akrabalar falan derken kimse kalmayınca cem evi diye bir yerde kalalım dedik.. şimdi hatırlamıyorum kim bize önerdi orayı, nasıl gittik diye ama evde 15 erkek vardı biz iki kızdık.. gece gözümüze uyku girmedi.. sonrasında ise kocaman valizlerimizle istanbulda öyle piç gibi kaldık.. rüzgar nereye eserse orda yaşadık.. benden büyük bir valizim vardı.. ooff işkence gibiydi..
Şimdi ama biraz garip hissediyorum kendimi.. yani ne bileyim o zaman küçüktüm, böyle iş konusunda acayip şevkliydim... bide yanımda arkadaşım vardı.. şimdi öyle tek başıma malak gibi gitmek bi garibime gidiyor.. sanırım kendime olan güvenimde biraz pürüzler oluşmuş.. başaramayacakmışım gibi geliyor...
birde yalnızlık korkusu.. sanırım en korktuğum nokta bu.. orda kendime iyi bir çevre edene kadar siğilden ayrılmamam gerek.. ayrılırsam sıçtım.. kendimi tanıyorum...
tabii bunu birde siğile anlatması var.. daha bu sabah birlikte kahvaltı yaptık, onların istanbuldaki işleri olmadı, bende "zaten bende gitmicem, burda fosilleşelim beraber" demiştim..
Şimdi ay ben vazgeçtim seni satıp gitcem demek biraz garip... aman be neresi garip göbeğimiz bir mi bağlanmış sanki.. belki o da işini orda yaparda yanıma gelir....
mesafeli ilişki konusundaki deneyimlerim hiç olumlu değil... ama bu sefer belki başarırız... yada başarmayız... yani gerçi şu anda bu çok umrumda değil.. umrumda olan sadece ben orda yapayalnız kaldığımda birinin burda benim için telaşlanmasını, sürekli aramasını, bişeye ihtiyacım olduğunda koşturmasını istiyorum... çok bencilce belki ama içimden geçenler bunlar..
eğer o istanbula gelmezse, yada ben götüme baka baka geri dönmezsem izmire daha iyisini bulduğum an siğil tarihe karışacak.. o yüzden aklı varsa dişini tırnağına takar benle çok ilgilenmeye bakar!!!
iş, yeni bir hayat, yeni kıyafetler, yeni saçım yeni olan herşey için o kadar heycanlıyım ki siğil sikimde değil şu durumda.. yarın sabah söylerim artık güzel bir dille...
siğille yatmamış olsaydım.. hemen ayrılırdım... gidip pekmeze kuyruk sallardım.. ama şimdi yattık diye ona karşı sorumluluk sahibi hissediyorum kendimi.. keşke benim için orada yaşasa.. herkes ben mi tabii...
yarın gece hayallerimin işi için yola çıkacağım... yarın sabahta siğile akşam ben gidiyorum bebişim diyeceğim.. uzun bir gün beni bekliyor....

14.09.2008

Şöför PuCCa abla

Siğille ilişkimizde artık kendimi erkek gibi hissediyorum...
siğilin de arabası var ama heryere benim osuruktan arabamla gidiyoruz.. o kendini yeterli hissetmiyomuş sürücülük konusunda..bide araba babasınınmış bişey olursa ağzına sıçarmış..."PuCCa bizim aletleri alsancağa götürcez arabanla gelsene, çift arabayla çıkmayalım sen geçerken beni al, beni garajdan alsana, sen nasılsa içmiyosun çıktığımızda senin arabayla döneriz"
gittiğimiz heryerde herşeyin parasını o ödüyo ama bu araba muhabbetinde kullanılıyorum gibi hissetmeye başladım.. tasarruf etmek için ayın 15 günü belediye otobüslerine binen ben, siğil buraya geldiğinden beri her tarafa arabayla gidiyoruz.. paşa çocuğu bi de evden onu hep ben alıyorum.. onu evine ben bırakıyorum... pezevenk anasının karnından arabayla doğmuş sanki..
geçen gece dışarı çıktık, gece bittikten sonra arkadaşlarını eve bırakma görevi benim tabi doğal olarak... hepsini bırakıyorum ama sinirden köpürüyorum arkaya 4 kişi oturdu, bi tanesi kız olmak üzre, hatunda içerde başkasıyla öpüşüyodu, arabada ama başkasının kucağında oturuyor... iğrenç bir muhabbetin ortası yani.. siğil olmasa zaten o tipleri bırak arabama almayı, sümüğümü atmam.. biri göztepede diğeri bornovada bi diğer ikisi de karşıyakada oturuyor.. biri de ablacım bizi bırakıyosun benzin paranı verelim demiyor..
bir büfenin önünde durdurdular sigara alacaklarmış.. çocuk bir döndü eli kolu bira dolu.. en nefret ettiğim şey arabada içmek.. tam anlamıyla kıro işi.. siğil içmiyordu zaten, kafasını cama dayadı uyuyakaldı.. bunlarda bana "bizi bilmem nereye götür orda içelim hahaha" falan diyolar..
bir iki ya sabır çekiyorum, kızla biri yiyişiyor, diğeri moron gibi bakıyor.. bi yandan içiyolar, sigara da içiyolar.. içmeyin şunu diye bağrıyorum.. bide benle dalga geçiyolar piç kuruları.. şöför nebahat abla diye... müzik beğenmiyolar, sigaralarını her tarafa atıyolar, sürekli önünde araba, sinyal ver sağdan git diye herşeye karışıyolar.. en son sigarasının külünü saçıma dökünce arkamdaki embesil dayanamadım, durdurdum arabayı, indirdim siğili aşağıya..
- ben bunları bırakmam evlerine falan, söyle gitsinler taksiye binsinler..
- biliyorum bitanem kızdın ama buraya kadar gelmişiz lütfen
- lütfeni falan yok, sen gidip söyleyecek misin? yoksa ben mi yaka paça atayım
- hadi bu kez alttan al.. ben yarın konuşacağım hepsiyle..
- madem öyle ben yapacağımı biliyorum...
bindim arabaya.. dedim 2. biralarınızı açmayın bi yere gidiyoruz orda içersiniz.. götürdüm bunları buca şahintepesine.. siğille bişey konuşcam siz biraz dışarda bekleyin dedim.. siğille kaldık arabada...
- bundan sonra sana şöförlük yapan PuCCa'yı siksinler, o yavşak arkadaşlarına tahammül edemiyorum.
- biliyorum, hepsi alkollü diye öyle
- hadi onlar alkollü ne gevşek adamsın ya horul horul uyuyosun yanımda..
- biliyosun ama çok yorgundum bugün
bunlar iyice dışarda azdılar kahkahalar atıyolar.. siğilin mal hali sinirimi daha da bozdu..bastım gaza bıraktım onları orda.. siğil yanımda basbasbağırıyor bana.. "naptın sen, kendini ne sanıyosun" falan diye.. hiç ses çıkarmadım.. bu baya bağırmaya devam etti.. gitti taksi aradı bunlara oraya gönderdi.. ama bana feci kızgın yolun yarısında boğazı yırtılana kadar bağırdı, diğer yarısında ise döndü götünü kız gibi küstü.. ağzımı açıp tek kelime bişey söylemedim.. sonra gönlünü amak için yavşak yavşak davranmaya başladım..
- bebeğim ben o çocukları hiç sevmedim ama... eğer onları atmasaydım öldürcektim.. o daha mı iyiydi sanki.. asma o suratını.. ya hadii..
- bu kadar şımarık olmana tahammül edemiyorum artık PuCCa, bana saygı duymuyosun biliyorum ama en azından arkadaşlarıma duymuş gibi yapabilirdin..
- sesi duydun muu
- ne sesi, duymadım
- kalbimin sesini bebişim az önce kırdın
- iğrençsin ya, hiç uğraşma bu kez sana çok kızgınım.. evet sana hak veriyorum ama onları dağın ortasında bırakman gerekmiyordu.. haklıyken haksız durumuna düştün..
- ya of siğil yaa, valla artık dayanamadım.. senle çıkıyorum diye arkadaşlarına dolmuşçuluk yapmak zorundamıyım ki... hem ders olur onlara.. kızı da sevmedim zaten bi senle yiyişmedi... bakışlarını bile sevmedim sana karşı.. onlara da ders olsun öyle bi daha azmazlar...
- tamam PuCCa, sen zaten herşeyin doğrusunu bildiğin için ne desem boş olacak
- beni affetmek istermisin, hadi öpmene izin vercem eğer affedersen
- öpmek falan istemiyorum seni
- istediğini biliyorum, şu endamıma şu şahaneliğime bak, bu kızı kim öpmek istemez off bak ben bile istedim...
- ben istemiyorum ama!!!
- naz yapma, nassılsa barışcaksın benimle yani, öp lan beni sıçarım bacana!!!
- hayır kızgınlığım geçene kadar öpmem seni...
- bak kirazlı şeyden sürcem ama... hadi yaa barış benlee lütfeeennn, nolursunnn, bileklerimi kescem ama.. ağlim mi bunu mu istiyosun haa bunu mu...
- tamam tamam hadi uzatma, ama bir daha böyle birşey yapma...
böylece barıştı benle.. aslında sonuna kadar haklıydım gönlünü falan da almazdım ama tam aramız iyi olmuşken şimdi uğraşamazdım onun afra tafralarıyla... pezevenklerede taksi falan göndermeseydi sabaha kadar kalsalardı puştlar orda!

10.09.2008

Tanışma

Siğille sinemaya gittik.. anamorph.. kesinlikle gitmeyin.. iğrenç bir film.. evde yaprak dökümünü izleyin daha heycanlı, daha atraksyonlu yemin ederim...
aramızda ama böyle buz dağı var çocukla, ben resmen köpek gibi davranıyorum bebeye!
- babylondaki iş olursa süper olacak.. sen orda olursan ben burayı bırakırım zaten, ama kararın burası olursa haftanın 2 günü olacak ya beraber gideriz hatta..
- bana göre yapma planlarını, önce burda çalacak yerinizi bulun da, sonra hayal kurarsın
....
- beni de ispanyol sanıyolardı hep sahilde
- nereni sanıyolarsa o kıllarla.. onlar ispanyol görmemiş demek ki
.....
- keşke bana da kola alsaydın
- camış boku gibi oturacağına sen gidip alsaydın!
bu şekilde saçma sapan hareketlerime çocuk sonunda illallah etti.. ben hoşlanmadığım insanların yanında inanılmaz gıcık biri oluyorum.. sinemadan sonraki muhabbetin eve kayıp mokoko sürecine geçmemesi için kendimce böyle bir savunma mekanizması kurdum.. elime ne geçecekse.. çocuk sıkılıp terkedecek beni.. sonra ben öyle camış boku gibi kalacam ortada... vapurda artık bir iki üç derken çocukta gıkını çıkarmıyor diye hakaretlerin boyutunu ben arttırınca..
- senin neyin var, babanı falan öldürdüm de benim mi haberim yok.. bodrumdaki o kızdan eser yok sende... ne yaptım sana..
- sorun ne biliyo musun, seninle yatmak istemiyorum.. hastalık kaptım mı kapmadım mı bilmiyorum, bi kere yattık diye bu ilişkinin sadece mokoko üzerine kurulu olmasını istemiyorum... sana dokunmak istemiyorum, senin evine gitmek istemiyorum...
tabi ben bunu söylerken.. vapurda yan tarafımızda oturan çift bizi dinliyodu... vapurdan inene kadar ağzını açıp birşey söylemedi.. elimi de tutmadı.. sonra sahilde bi cafeye oturduk.. orda da ağzını bıçak açmadı.. bende öyle sağa sola bakındım bi yarım saat geçti..
- PuCCa ben sana kendini değersiz hissettirecek bir hareket mi yaptım. ben seni hiçbir zaman zorlamadım.. o gece sen beni zorladın.. alkollü değildin, ben sana defalarca sordum emin misin diye.. anlamıyorum, kendini neden böyle hissediyorsun.. seni hiçbir zaman yatıp kalkacağım biri olarak görmedim.. bunu hissetmene hangi hareketim sebep oldu..
- sorun sen değilsin dicem ama çok klişe olacak.. ben paranoyak biriyim belki.. yani devamlı sizin evde takılıyoruz, çok az dışarı çıkıyoruz.. ve sürekli arkadaşlarınla birlikteyiz.. ne bileyim.. sana açıklamam çok zor, kelimelere dökemiyorum..
- bundan sonra bizim evde takılmayalım, istemediğin hiçbirşeyi yapmayalım da.. kendini nasıl mutlu hissedeceksen öyle olsun herşey.. ama senden tek istediğim kendini biraz aç artık bana.. senle ilgili konuşalım.. konuş benimle..
- höhh yani, ben konuşmasam senin konuşacağın yok ki.. hep ben konuşuyorum zaten
- konuşuyosun hemde başımı şişirecek kadar! ama kendinden bahsetmiyorsun.. hep etrafındaki olayları anlatıyorsun.. onların canı cehenneme.. ben seni merak ediyorum, seni üzen şeyleri, seni mutlu eden şeyleri, hayallerini, meraklarını, planlarını, bir adaya gitsen yanına alacağın 3 şeyi bile merak ediyorum.. bana kendini anlat, başkalarının hayatlarını değil..
- ayy çok bayıksın ya sen, şiirde okim ister misin...

sonra tuvalete gittim.. klozette düşündüm.. belki de ilk defa bir ilişkimde gerçekten de sorunun ne olduğunu söyledim.. ki söylenmesi en zor olan şeyi.. üzerimden büyük bir yük kalktı... o kadar umursamaz serseri gibi durduğu halde bu konuşmaları.. bi yanım güvenme diyor... her kızı etkileyecek şeyler bunlar.. seni merak ediyorum kendini anlat diye.. kimbilir kimlere demiştir.. 50 küsür siğili kaptığı kızı nasıl tavlamıştır... kusmuklu ağzımı öpütükten sonra haftalarca beni aramamıştı bile.. o zamanda bu çocuk aşık bana demiştim de.. hem bi de bana geveze dedi, mal insan!
bir yanımda güven diyor... ama o neden güven dediği hakkında birşey söylemiyor.. sadece "güven lan PuCCa, siktiret yattın zaten bebeyle.. gidebildiğin en uc noktaya gittin daha neyini dert ediyosun.." diyor...
ama çok hoşuma gitti, benim onca dengesizliğimi anlayışla karşılayıp, sorunu kendinde zannettiği yetmiyomuş gibi bide öle bana kendini anlat falan..
gittim sahilden çingene bulmaya.. her zaman karınca gibi bıdır bıdır olan o çingeneler. o gün yoklar! yürü yürü sonunda birini buldum.. gittim gül aldım siğile.. 15 ytl paramı altı orospu karı! sanki gül değil orkide satıyo!
- al bunları senin için aldım, senden de özür dilerim şuurumu kaybetmiş gibi davrandığım için
- ahaha inanmıyorum, ilk defa bir kız bana çiçek aldı..
- neden lan! yoksa hep erkekler mi çiçek alıyodu sana... bizde böle olumm, kız gibi ağlanıp duruyodun baktım, rajona uysun bari dedim...
- bu gülleri kitap arasında kurutacağım, sen çok şapşalsın ya..
- bi adaya gidersem de alacağım şeyler, meyveli yoğurt, antep fıstığı ve çikolata.. ömür yaşarım başka birşey yemeden, en korktuğum şey su trafoları ve karşıdan karşıya geçerken yere düşmek.. en büyük hayalim çok ünlü biri olmak.. hayatta tek istediğim şey anne olmak.. kimseye küsemem, darılmam, kırılmam, ama zamanı geldi mi ağzına sıçarım... kemal sunalı ne zaman görsem ağlamak geliyor içimden, rosto yiyemem, çorba sevmem, sigara izmaritini bardağa, tabağa söndüren kişiden nefret ederim... şimdilik bu kadar... kalanını da sen zamanla öğrenirsin.. sıra sende..
- bir adaya düşersem, seni, müzik aletlerimi ve bilgisayarımı alırdım... korktuğum şey yabani hayvanlar, en sevmediğim yemek bamya, sevdiğim ise pizza... hayatta tek istediğim şey müzik öğretmeni olmak. hayalim radioheadla aynı sahneye çıkmak, en nefret ettiğim şey yalan, en beğendiğim yerim ayaklarım ve ellerim... bir kızda ilk baktığım yer gözleri ve benleri, sana aşık olma sebebim gerdanındaki benin ve herşeye gülümseyişin... kalanı için önümüzde çok uzun seneler var..

8.09.2008

Karar

Buraya ilk yazmaya başladığımda bildiğin depresyondaydım.. inanılmaz acı çekiyordum, bunalımın köküne vurmuştum..
sonra yavaş yavaş başka blogları okumaya başladım.. özellikle kadınların bloglarını...
abi herkes mutlu, herkesin dörtdörtlük aileleri, işleri, mükemmel ders notları, sevgilileri var.. millet mesela "ay bugün teyzemler geldi kuzenlerle bıdıbıdı" derken, benim tek akrabalarım kardeşlerim ve babam... dayımların isimlerini bile bilmiyorum.. millet aileleriyle yaptığı enfes brunchlardan bahsederken, bizim pazar günleri evde işkence günü oluyor.. babam işe gitsin diye elimizden gelen herşeyi yapıyoruz.. benim hiç hayatım boyunca prada çantam olmadı.. hep kredi kartı borcum oldu... tipo bi arabam var içine köpek binmez, teybi bile bozuk arabanın... ve hala o arabanın kredisini ödüyorum..
arkadaşlık dostluk demek benim için sadece eğlence demek.. beraber büyüdüğümüz kankardeşimin ilk çıktığım çocukla yatmasından sonra dostluk kavramı benim için bitti.. çocuğun karşılık olarak, "benim de bazı ihtiyaçlarım var bu ihtiyaçlarımı arkadaşından sağlıyorum" demesi ise erkekleri sadece yürüyen penisler olarak görmemi sağladı.. hiç kimseyi dostum olarak olarak görmedim... insanlardan alacağım birşey kalmayınca çektim gittim.. kimse de beni dostu olarak görmedi..
okuduğum bloglarda insanları, hayvanları seven herşey tozpembe olan kızlara baktıkça kendi hayatımla kıyasladım birde...
mesela ben annemden nefret ediyorum, ölüm haberi gelse huzur bulacağım.. üvey babamın kaburgalarını çekiçle kırıp bağırsaklarını bileklerime dolamayı düşünmek bile bana sonsuz zevk veriyor... bir parça piskopat olsaydım onu bu şekilde canını yaka yaka öldürmeyi çok isterdim..
milletin annanesi, pastalar börekler yapıp onlar için deli olurken benim annanem benden nefret ediyor.. hatta kardeşimle bana bedduası bile var "inşallah ikiniz aynı kocaya düşersiniz" diye.. bırak pasta börek yapmayı evine gittiğimizde bizi parçalayacak kadar gıcık alıyor... geceleri gelip bizi korkutuyor, küçük görüyor, yunanca küfürler edip bizi kovuyor..
mesela babama çok kırgınım aslında ben.. okurken, çalışırken ben başka şehirdeyken beni sadece ayda bir defa arardı.. bir defa bile nerde yaşadığımı merak edip gelmemiştir.. bana sonsuz bir güveni vardır... ama eve döndükten sonra o sonsuz güven nedense yerini başka şeye alır.. gece 1 den sonra eve gelme, onu giyme, kime gidiyosun, içki içme... babam kendine sevgili bulduğu zaman ayrı eve çıkar genelde.. biz kardeşlerimle başbaşa yaşarız..yada bize acırsa halam gelir.. o süre zarfında da hiç arayıp sormaz.. kadından ayrılınca eve döner...
ne pahasına olrsa olun dürüst kızlar, sadık hatunlar, sevgilisi sadece aramadı diye oturup bundan yana dert yapanlar.. hiçbir zaman böyle bir kız olmadım.. götüm ne zaman sıkışsa hemen yalan söyledim.. daha iyisini bulduğum anda elimdekinden vazgeçtim.. gerçekten de aşık olduğumda bırak telefonuma cevap vermemeyi adam "senden midem bulanıyor, suratını görmeye tahammül yok" dediği halde allem ettim kallem ettim gene onla birleştim.. hatta nüfus cüzdanının fotokobisini çalıp kendimi onla nikahlıyacaktım haberi olmadan.. gözüm o derece dönmüştü...
karşı komşumuzun kızı o kadar orospuluğuna rağmen evlendi diye ondan nefret ediyorum, o kadar nefret ediyorum ki asansöre binmeden önce çöplerini tekmeliyorum..
istediğim her erkeği elde edebilirim.. sadece göz göze gelmemiz yeterli.. bu konuda sonsuz kendime güvenim vardır.. ama komlekslerinde allahını yaşarım.. dişlerimden nefret ediyorum ama yaptırmıyorum da kendimi onlarla cezalandırıyorum..
esrar, ecstasy, kokain herşeyi denedim şu yaşıma kadar.. ama bir defadan ileri gitmedi.. hiç bir zaman özenmedim, sadece merak ettim.. kokain hariç hepsini lisede denemiştim.. kokaini de geçen yaz denedim.. sabahı o kadar aciz hissettim ki kendimi.. bu kadar zavallıydım işte ben, bu salaklığı yapacak kadar diye düşündüm.. bir daha kıyısından köşesinden bile geçmedim... hayatımda hiçbişeye bağımlı olmadım, sadık kalmadım... kokainin verdiği hazzı, televizyon izlerken battaniye altında uyurkende alıyordum çünkü.. mutlu olmak bu kadar basitken, neden paramı çarçur edip 3. sınıf insan muamelesi göreyim ki... ama en azından denedim.. denemeseydim biliyorum ki hep içimde kalacaktı.. nasihatler, yaşanmış hikayeler sikimde bile olmayacaktı...
mesela hayatımın bir döneminde kusarak zayıfladım.. bunu da sadece merakımdan yaptım..
o bloglardaki kızları okuyunca anam dedim ben niye böyle değilim.. bende mi bir terslik var.. hayatıma baktım.. bide emo tipi kızların blogları vardı, acı keder dram üstüne dram olan bilek kesmeli şiirler.. onlardan biri de değildim.. emo olmak için de yaşlı sayılırdım.. başıma gelen her türlü belayla dalga geçebilme yeteneğine sahibim birde, benden emo olmazdı..
elbet dedim benim gibi birileri vardır.. öylece günlük haline getirdim burayı.. ilk başlarda çok rahatlatıyordu beni.. başıma gelen herşeyi yazmıyordum elbette.. kararsız olduğum anları kafa bulanıklıklarımı yazıp içimi boşaltmak hoşuma gidiyordu..
ama son zamanlara doğru bu olay beni şişirmeye başladı.. ayak parmağımdan göğüs ucuma kadar fantezi kurup bana yazanları artık sikime bile takmıyorum.. koluma takıp dolaşmayacağım adamın "sen beni kıskandın orospu! sevgilimden ayırdın" diye biri bin para hakaretlerini yedim.. yok senin evini buldum sana tecavüz edecem diyen bi sapığın bankacı, 35 yaşında bir çocuk sahibi normal biri olduğunu öğrendim..
adamın biri buraya yorum yazmış, bende 40 yılda bir olur ya cevap yazmışım.. eski karısı da, bana bir ton küfürlü mail atmış, kocamı elimden mi alacaksın orospu diye! cevap vermeye tenezzül bile etmedim, nasıl becerdiyse üye olduğum her sitede bulup beni eski kocasının metresi diye ilan etti.. kocası denen adamın kim olduğunu bile bilmiyordum!
ben pekmezim, ben pekmezin annesiyim, ben pekmezin sevgilisiyim diye gelen mailleri saymıyorum bile..
hıı bunun dışında iyi şeyler olmadı mı, oldu elbet.. vajinismus değilmişim bunu öğrendim, benden daha beter hayatları olan insanlar varmış, gerçek karakterimi yazmama rağmen beni gerçektende önemseyen insanlar varmış, yardımcı olmak isteyenler, piskolog bulanlar, bana sorunlarını anlatmak isteyenler.. blogtan kazandığım en güzel şey bunlar oldu...
yalnız artık cılkı çıktı... yorum kısmına hiçbir zaman karışmadım, hatta cevap bile yazmıyordum.. zaten bütün yazacağımı koskoca postta yazmış oluyordum... ne orospuluğum kalıyodu ne fahişeliğim.. sikime bile takmadım onları.. ve sonunda sadece yorumlara cevap vermedim, attığı mailleri yanıtlamadığım için 17 yaşında bir ergen maillimi ele geçirdi.. bunu sadece ona cevp vermedim diye yaptı.. blogu okuyor diye benimle konuşma hakkına sahip olduğunu düşündü.. canımın istediği adama cevap veririm, istemediğine vermem.. bu bu kadar basit.. yorumlar kısmını seviyordum, ama 5 para etmez insanların bana fahişe demesi, hatta buna bir yanıt vermedim diye gelip mailimi ele geçirmesi artık bardağı taşıran son damla oldu...
yoruma yazan arkadaşlar, iyi yada kötü hepinize çok teşekkür ederim.. bi süre yorum olmayacak.. mailimi almaya yardım eden arkadaşlar sizlere de teşekkür ederim..
hayat benim hayatım zaten, siz ne yazarsanız yazın ben bildiğimi okuyordum, benim için bi değişiklik olmayacak.. yalan söylemeyeyim, çok eğlenceliydi yorum kısmı ama.. bazen sinirimi hoplatan yorumlar oluyodu, beni ağlatan yorum bile olmuştu.. ama en çok güldüğüm yorum "ben de hep kenan dogulu'nun arkasındaki danscı kızlardan olmaktan sıkıldım. sanıyolar ki kenan her gece birimizi zikiyo töbe töööbeee..hofffffffffffffff noolcak böyle" yorumu olmuştu.. o arkadaş kim bilmiyorum ama benim kalbimde inanılmaz bi yere sahip.. bu kadar bi şeye güldüğümü hatırlamıyorum çünkü :))))


6.09.2008

Bilmiyorum

Günlerdir siğil arayıp duruyor.. hiçbir telefonuna cevap vermedim.. 15 dakikada 25 mesaj atıyor.. beynimi yedi yedi bitirdi..
- Ben seni zorlamadım, hatta sen beni zorladın ama bunu neden yapıyorsun.
- kaba mı davrandım sana sadece bir açıklama yap.
- en azından bir defa oturup konuşmalıyız lütfen
- kafamı karman çorman yaptın. sen ne biçim bir insansın. yapmaya çalıştığın şey nedir.
- O telefonu ya aç, yada evinize geleceğim.
baktı ben açmıyorum telefonu, arkadaşlarımı arayıp deli etti onları da..
Milletin başına sarmasın diye açtım telefonu.. dedim annanem hastaneye yattı.. hep yanındaydım... telefonun sesi de kısıktı sana da dönemedim, annanemi de çok severdim falan diye ağlak ağlak konuştum.. yanımdaki kızların hepsi ben konuşurken beni cimcikliyorlardı.. yalan söylememem için.. abi ama ne deseydim, senden tiksindim mi deseydim.. aklıma ilk o geldi.. hangi hastane geleyim, seninle konuşmam lazım içim rahat değil dedi.. öyle diyince bi bağırdım, "ben burda neyle boğuşuyorum sen tutmuşsun konuşmamız gerek diyosun.. ne kadar anlayışsız terbiyesizsin sen" diye... "PuCCa seni çok seviyorum biliyorsun değil mi... uykusuz kalma sakın, beni de böyle habersiz bırakma. sen benim hayatımsın çünkü", "ya siğil annemle ilgili değil ama, biraz kafamı da toparlamam lazım.. yanii konuşacağın şeyleri sonraya at, biraz nefes almak istiyorum, bu süre de üstüme gelme olmaz mı" dedim.. anlayışla karşıladı ve kapattı telefonu...
Sonrasında kızlarla birde kardeşimle birlikte beri bluesa gittik.. orda siğilin arkadaşını gördüm.. selam verdi gitti.. yarım saat sonrada siğil geldi.. önce hiç konuşmadı benle, zaten içerisi sıkış tepişti.. selam bile vermedi uzaktan öyle mal mal baktı.. sikime bile takmadım, arkamı döndüm...
sonra beni dışarı çağırdı.. gitmedim.. dönüp dans etmeye devam ettim.. 10 dakika sonra bir daha geldi, bu kez baya sinirliydi. bileğimden tuttu.. "eeeee sıktın ama be!" dedim gene gitmedim.. arkadaşlarım falan girdi araya, bu gene bileğimi bırakmadı. baktım sorun çıkartacak çıktım dışarı..
- annanen yanınızda mı, hastane görmeyeli ne kadar değişmiş
- bilip bilmeden hemen yaftayı yapıştır.
- herşey ortada daha neyi bilmem gerekli
- ooffff şiştim ama be! açıklama bile yapmama izin vermeden triplere giriyosun
- sen ne biçim bir insansın ya,
- laflarına dikkat et, sonrasında pişman olacaksın
- burda ne işin var söyle o zaman
- adam gibi sorsaydın söylerdim, ama sen bunun yerine iğrençleşmeyi tercih ettin
- çıldıracam ya, ne işin var söyle bana
- araba bendeydi, kardeşim aradı beni gel al dedi.. bende onu eve bırakmak için geldim.. senin bu tavrın sinirimi bozdu ama... direk buraya gelip aha seni yakaladım diye triplere girmen falan. abi neyime güvenmiyosun anlamıyorum ki! madem güvenmiyosun buraya gelip beni basacağına bi daha arayıp sorma beni.. madem kafanda benle ilgili yalancı diye düşünüyosun. bu kadar uğraşma o zaman.. beni de germe, kendini de..
- bunu söylemek bu kadar zormu yani, niye beni aramadın senle konuşmak için geberiyorum günlerdir biliyorsun. bi telefon ya bir telefon edecektin sadece.
- offf konuşmak istemiyorum işte bişey hakkında, herşeyi didikleme bişey olmamış gibi davran ne olur ya.. üstüme gelip durma konuşalım konuşalım diye, anla işte konuşmak istemiyorum.
- sanki ben kızım sen erkeksin, bir sürü soru işareti bıraktırdın kafamda. onlar yerine oturmadan ben rahat etmiyorum.. senin bu kadar rahat davranmanı da anlamıyorum
- sadece konuşmak istemiyorum, hiç olmamış gibi davranamaz mısın.. çok mu zor ki bu...
- peki sen bilirsin. ama bir defa olsun arayabilirdin beni. sen benim için çok değerlisin, sadece her anımı seninle geçirmek istiyorum. herşeyini benimle paylaşmanı. en azından beni aramanı istiyorum.
- kontorum yok biliyosun ama, bugün evden arayacaktım seni, sabah kahvaltıya sana gelcektim.. bunu söylerken elimi göğsüne koydum böyle alttan alttan bakarak, masum bi hal aldım..
- sinirim tepemde şimdi biraz ileri gittim ama çok sorumsuzsun sen, bundan sonra nereye gidersen haber ver bana.
- o zaman çişim geldi gidip işeyebilir miyim pilisss..
sonrasında onu da evine bırakıp eve geldik.. kahvaltıya falanda gitmedim.. bugün de hiç bir telefonuna cevap vermedim.. bugün canım onu görmek istemiyor... belki yarın ister.. hem hava çok sıcak dışarı çıkmam bu güneşte... onlara gitsem tenine bile dokunasım gelmiyor, örrk midem kaldırmıyor... sinemaya gitmeyeli çok oldu, yarın sinemaya gideriz bari... bugün hiç çekemem onu.. konuşalım konuşalım ne konuşcaz, yattık işte bunla da yüzleşmek istemiyorum.. bunda anlaşılmayacak ne var...hayallerimdeki gibi olmadı.. ben isterdim ki gerçekten sevdiğim için biriyle yatayım.. ama ne oldu, gidip eski sevgilimi hayal ederek çocukla birlikte oldum.. siğilin yüzüne her bakışımda aklıma bu geliyor.. aldatmaktan daha pislikçe bişey bu... kendimi kötü hissediyorum, siğil bunu haketmedi.. gerçi hoş benle yatmayı da haketmedi.. kimler istedi de yatmadım, gittim yaralı böcüğün biriyle yattım.. klimayı bile açmadı hasta olcak diye.. ben kurdeşen döktüm haberi yok!
bi istiyorum, bi istemiyorum...bi seviyorum bi sevmiyorum.. ama tek net olan onunla bir daha yatmak istemiyorum... yatmayı düşünce tiksiniyorum, sevişmeden bi ilişki olmasını istiyorum.. bu da imkansız.. öpüşmeyi bile düşünmek tiksinmeme sebep oluyor.. klimayı da açmıyor... havalar soğuyana kadar o kıl yumağına sarılmayacağım. ayrılmayacağım da.. ayrılırsam biliyorum benim için değerli olacak... ayrılmak isteyip istemediğimi de bilmiyorum.. ne düşünmem gerekli onu da bilmiyorum.. neden bu kadar üstüme düşüyor onu da bilmiyorum.. geçen ay bu ilişkiye isim koymak konusunda şüpheleri olan adam, bi anda aşk adamı oldu.. off şiştim yemin ederim.. kendimi dipfrize koyup bi müddet donmak istiyorum

4.09.2008

Buymuş

Siğille yattık... bok gibi hissediyorum kendimi..
Artık izmire döndü, döndüğünden beri göt göte dipdibe yaşıyoruz.. sabahtan akşama kadar need for speed oynuyoruz, akşam sahilde yürüyoruz eve dönüp lostun izlemediği bölümleri izliyoruz.. bunları tabii siğil ve saz arkadaşlarıyla yapıyoruz.. koloni halindeymiş gibiyiz.. ben çok memnunum gerçi.. kalabalık demek eğlence demek benim için.. Ama siğil beni arkadaşlarının yanında inanılmaz derecede sıkıyor.. dayı dayı konuşmalar, ben ne dersem pucca yapar, pucca hadi bize kahvaltı hazırla, pucca in aşşa, pucca çık yukarı.. yalnız kaldığımızda ise bebişim, aşkım, herşeyim sensiz bir hiçim gibi bayık bayık vıcık vıcık konuşmalar... böyle bir dengesizlik bi şuursuzluk vahim çocukta.. kesinlikle ot içiyo.. hala da yalan söylüyor.. umrumdaymış gibi sanki.. hayatımda hiç bi zaman, hiç bi sevgilime ne sigara içme, ne çok alkol içiyosun, araba hızlı kullanma gibisinden telkinler vermedim.. ne kadar aşık olsam da sikimde olmaz çünkü... onun kendi hayatı, bırak kendi düşünsün benim aklım kendime zor yetiyor bide onun kritik durumunu mu düşünecem.. banane! ben bana verdiklerine bakarım... gerisi umrumda olmaz..
--
geçen gece uyuyorduk, daha doğrusu ben gene uyuyamıyordum.. bodrumdayken çocuğun sırtındaki ve göğsündeki kılları allem edip kallem edip jiletle kestirmiştim.. büyük hayvanlık ettim şimdi bildiğin kirpi gibi.. dokunamıyorum çocuğa batık batık nasıl batıyo! bide kendi takıntılarım var... hep gazım geliyo gibi sanki 5 dakkada bir tuvalete gidip gazım var mı yok mu kontrol ediyorum... salyam yastığına akmasın diye de elimi yüzümün altına koyup öyle yatmaya çalışıyorum... sırtımı dönüyorum şap arkadan sarılıyor, sıcak dehşet sıcak hemde.. yüzümü ona dönüyorum hayatta kimseyle yüzyüze yatamam, uyandırıp arkasını döndürüyorum.. bu kez mıymıylanıyor bana sarıl diye.. kıllı biriyle yazın uyumak iğrenç birşey! kış gelsin istyorum valla sırf şunla rahat rahat uyumak için..
Neyse ben böyle işkence çekerken uyuyakaldım.. rüyamda eski sevgilimi gördüm.. ilk ankaraya gittiğimde bir yurtta kalıyodum, işten çıktıktan sonra yanıma gelirdi oraya, bana yiyecek bişeyler falan getirirdi.. o yurttaymışım.. kapı çalıyor o geliyor.. yanına geleyim diyor... ranzanın altında oturuyoruz başını dizlerinin arasına koyup ağlamaya başlıyor.. o kadar çok ağlıyor ki gözyaşlarını elimde hissediyorum.. ama benim için ağlamıyor... sonra yüzüme bakıyor, ama o kadar güzel bakıyor ki.. öpüşmeye başlıyoruz.. o kadar özlemişim ki, yiyorum resmen çocuğu.. sonra lap diye uyandım.. siğilin sırtı bana dönüktü, ona eski sevgilimmiş gibi sarıldım.. sonra bana doğru döndü.. "eski sevgilimin içimden çıkması için başkasının içime girmesi gerek diye düşündüm..."

kendimi bok gibi hissediyorum.. bildiğin bok... o uyudu, sabah ezanı okunuyordu çıktım gittim evlerinden... yüzünü bile görmek istemiyorum şimdi.. belki bi süre sonra görmek isterim ama şimdi kendimden de ondan da midem bulanıyor... Ama geçecek biliyorum, yani geçmek zorunda..