8.11.2013

Yüzleşme, Özgeçmiş, Ay Hadi İnşallah!


Hani insanın hayatında yaşadığı bir yüzleşme anı vardır ya, Hah! İşte onu ben dün yaşadım. Dünyaca ünlü bir markanın mağaza açılışı var. Ben de bunların hınılarının hınısından hınısının bir şeyinde vardım, o yüzden oraya gittim. Bir anda kendimi koltukların üzerinde yaylana yaylana, elimizde şampanya kadehleri; kızlarla, suratlarımızın fotoğrafını çekerken buldum. Eee hadi çekiyorsun tamam, ama bir de üstüne oturmuş öpücük atmışım. Kırmızı bir ruj, ama nasıl dağılmış! Tazeleyeyim derken her yana da dağıtmışım zaten, kekomançiyim ya bildiğin!
Napıyorum ben dedim ya, gerçekten napıyorum!

Hayatım, dünyanın en sıkıcı dizisi sanki... Marilyn... Norma, vallahi çok özür dilerim! Seni o kadar benimsemişim, öyle bir sevmişim ki hayatım senin Türk versiyonuna döndü! Türklere yaptığımız için zaten bi çok şey değiştirildi. Ünlü bir film yıldızı olmak isterken kimse tarafından kabul görmemiş, seksi de etiket gibi yapıştırılmış bir kariyere sahipsin. Atıyorum işte bana yazar diyenin giotine götürüldüğü bir yerde, o lanet seks üstüne yapıştırılmış internet üzerinden günlük tutan bir kızım. Seks yok ama işte; bende, seks yok! Vallahi billahi yok ya, dilimde tüy bitti. Kendimi parçaladım seks yok diye diye. Kim götünden attıysa, bir dedikodu var ki seks hayatını anlatıyor diye, yok anacım, yok olsa anlatcaz ama yok yani!
İnstagramımda o poza bakarken onu düşündüm, bu ne ya! Bu ne hal! Marilyn Monroe, kendi memleketinde aynı mağazının açılışında o koltuğun üzerinde poz verir. Taş gibi de olur o pozu maşallah. Bir de bana bak! Triko bir kazak, kırmızı ruj, dudaklarımı öne ata ata, yanımda da iki kız arkadaşımın kafası, çantamı nereme sokuşturacağımı bilmeden poz vermişim. Hiç olmuş mu Puccam, aa benim güzel kızım hiç olmuş mu? O sen değilsin bi kere!

Sen, adam senle ilgilenmedi diye evini yakan; düğün sesinden rahatsız oldun diye polise haber veren; Karakollarda ağlayan, yollarda kusan, içen, rezil olan ağzının ayarı olmayan bi kızsın. Ne yaptın sen ya, şittttt titre bi, kendine gel. Bir de balıketine hiiiç yakışıyor mu, cık cık cık!

Öncelikle, bu işin geçmişine bir gidelim. Ben kimim, onu bir öğren istersen. Çok ağır bir çocukluk geçirdim, burada şimdi anlatsam kendini asarsın. Arabesk, acı, kahır… Kemalettin Tuğcu kitapları yaşadıklarımın yanında masal kitabı kalırdı, yani düşün o derece. Annemle babam ayrıldılar, babam annemin yanından aldı sonra bizi. Ardından da ismime kadar her şeyimi değiştirdim. Yaşadıklarım ancak o zaman unutulurdu sanki! Herkes unuttu gerçek ismimi, arada bir kimlikle işim olduğunda aklıma gelirdi sadece o kadar. Ama internetin orospu çocukları, durup durup hatırlattılar, canları sağ olsun.
Ergenlik desen; şımarık, rezil, leş! Saçlarım oksijenle açılmış, kirpiklerimde şeffaf rimeller falan... Ardından mavi siyah saçlı metalci; sonradan tiyatrocu olmak isteyen, keman çalmak için uğraşan çok bilmiş. Ha bire kimlik arayışındaydım yani anlayacağın.
Bi de bakireyim diye dağı taşı götürdü sevgilim, üstüne 'İhtiyaçlarım var napimm' diyerek, arkadaşıma hallendi. Bir darbe de oradan aldım.
Sonra üniversite sınavını ilk girişte kazandım, ama ek kontenjanla gittim, o başlı başına bir hikâye zaten hiiç anlatmayayım şimdi.. Radyo televizyon sinema bir de üzerine gazetecilik okudum. Öyle boş beleş bir kız değilim aslında. Ama işte, okudum da kendime mi okudum? Sevgilimin peşinden gitmek için... Boş beleş değilim de azıcık geri zekâlıyım sanırım.
Ben bi aşık oldum, bi aşık oldummm… Allah’ım yok böyle bir acı!

Yok, kimseye hissetmediğim bir güven var ona karşı içimde. Hep yanında olmak istiyorum, hep ona bakmak, hep onun olmak… Aşığım ya, geberiyorum ona olan aşkımdan! Evleneceğiz, her şey hazır ama çocuk hazır değil, çocuk daha çocuk! Bitti tabii, ben de gittim onun şehrinden. Benden sonra birini buldu, ben de hazmedemedim tabii bunu, kalktım bu blogu açtım. Çocuk hakkında attım tuttum. Sonra da acı acı şiirler şarkılar falan yazmaya başladım. Bir de çocuk, o kızla evlendi üstelik! Allaaaaaahhhh, kalbimi aldılar et döver gibi tak tak tak ezdiler sanki.. Haa ama sonra boşandılar. Gülmüyorum be, banane Allah herkesin yu... Ayy kimi kandırıyorum? Duyduğum gün sevinçten timsah dansı yaptım evde!
Sonra burada yazmaya başladım. Çoook uzun süre bir kişinin bile okuduğunu düşünmüyordum. Ardından bunları kitap yapalım, dizi yapalım diye tutturdular. Büyük bir gururla 'hayır' dedim. O ‘hayır’ı her ne kadar entellikten demiş gibi dursam da, yok dememin gerçek nedeni gayet de 'amaaaan bir kişi bile okumayacak' durumuydu. Sonra Cem Mumcu geldi, ‘bütün bloggerlara bir fırsat’ dedi. ‘Alllaaaaah’ dedim, niyeyse o zamanlar blogger olmak şimdiki gibi değil. Hepimizin götü çıkıyor hakkını korumak için. Hoop bi dava açılıyor, bütün bloglar kapanıyor. Ben de ‘bir sürü seri olacak nasılsa, arada kaynarım, torunuma torbama hatıra kalır, ileride gösteririm’ dedim. Ardından bana en büyük kazığı bloglar attı! Tabii bir heves, bir furya… Ya bu blog bilmem ne başkanları seçiliyor. Adamın biri de daha kitap çıkmadan alıp fotoğraflarımı yayınlamıştı. Sonra başkası beni erkek yaptı, ardından bir başkası 60 yaşında kadın, kimisi reklam kampanyası dedi… Ulan senelerdir beraber yazıyorduk, hiçbir sorunumuz yoktu, şans bana güldü diye ne saldırılar, ne öfke, ne kin anlatamam!
Hele ekşi sözlük... Yaaa adam benim için, kesin bu blog dizi olmalı yazmış. Kitap çıktıktan sonra da, 'Hayatımda duymadım, okumadım, bilmiyorum ama çok bok, inşallah geberir!” hep aynı. Birine de Twitter’dan cevap yazmadım diye onlarca entry girmiş 

Bu arada, İstanbul'dayım bir reklam ajansında çalışıyorum, azıcık maaşım var. Kurtuluş’ta bıyıklı bir ev arkadaşım var. Karşı binamız, porno sitesi kenarı gibi. Siyahîler, fahişeler, travestiler, Japonlar! Sürekli bir cinayet, bir şey oluyor evde. Bıyıklı da rahat durmuyor! Bir sevgilisi var, adam her gün evde, sıra gecesi zılgıtlar, leleleeeyyy!

O zamanki sevgilim; beni terk etmiş, İngiltere'ye gitmiş. Üstelik bir mektup yazmış bana, çükü düşsün! Bir de arkadaşım var Ankara'dan, kızın derdi benimkinden daha ağır. Yapayalnızım, kimsem yok! FriendFeed diye bir yer var, orada yazıştıklarımla ancak. Onlarda da bir moda akımı başladı sonra, herkes herkesle tanışınca büyü bozuldu. Kelimenin tek anlamıyla kimsesizim. Dışarıda herkes kitaptan bahsediyor, röportajlar, onlar bunlar… Otobüsteyim, okuyan kişileri görüyorum, kahkaha atıyorlar. Gidip vurmak istiyorum, 'ben onları yaşarken ağladım taaammmııaaa!!!' diye.

Bu arada ilkokuldan beri hayatımdaki her şeyi tuttuğum günlüklerim var, oraya yazardım. Babamın ajandaları benim için günlük demekti... Yani bu kitap benim için bir tarih, bir hayalimin gerçekleşmesi ama sorarsan kutlayacak bir kişim bile yok! Çünkü kimseye söylemedim, anlatmadım… Gizli karakterdim. Güya tabii. Ajanstaki herkes biliyor, daha iki hafta önce ananem öldü diye izin almışım, kitapta kadını her fırsatta öldürüp, izin aldığımı yazmışım. Yan masamda oturan kişi gecemin nasıl geçtiğini biliyor.
Üstelik bu arada herkes gibiyim. Yani bir bakın yazdıklarınıza, ne yaşadığınızı başkası hemen anlar. Bir insanın Twitter profilinden bile, ne zaman tatile gitti, ne zaman döndü, ne ara sevgilisi oldu, bir ara aklı birine mi kaydı hepsini anlıyoruz. Bir de özel hayatın gizliliği diye saldırdılar. Eee ben buraya yazmışım o hayatı, sen fotoğraflayıp albüm yapmışsın. Deterjan kafa, bana saldıracağına, internetin özel hayata olan tutumuna laf söylesene! Bak yine sinirlendim. Bu huyumdan da bir vazgeçemedim zaten. ‘Koca fenomensin Pucca, millete küfretme artık’ diye kendimi tutmaya çalışsam da bazen bir giriyorum ki analı bacılı, Menemen hattında minibüsüm var zannedersin!

Ardından bir tuttu, bir tuttu günlükler önünü alamadık! Maşallahhh.... Tahtaya falan vursana bir, varsa yanında manitana da vursan olur. Odun hepsi zaten! Aşk dediğimiz şey kadının beyninin içinde başlayıp, biten bi olaymış onu anladım. Vur, vur bir şey olmuyor! Bu arada günlük tuttukça tabii o ilk başta tutunduğum ne varsa kaydı gitti elimden.

Gel zaman, git zaman artık sıkıldım bu gizlilikten. Benim zamanımda internette insanlar isimlerini vermezdi. Ben böyle gördüm, bunu bildim. Ama gel gör maillerimi, bir fotoğrafım için benden milyon dolarlar isteyen mi, siteler açan mı o fotolarla. Ulan lösemiyim diye milleti kandıran küçük Pucca’lar mı? Babam da bir gün aradı, 'ben seninle gurur duyuyorum, sen de kendinle gurur dur artık!' dedi, yani kitaptan haberi olduğunu söyledi, bu durumda benim için gizlilik falan artık rafa kalktı.

Çok kırıldım, çooook kalbim kırıldı, çok ezildim. Hayatta en büyük acımasızlığı kendime yapmışımdır. Yani düşmanımı kendim kadar harcayamam. Ama her gün ‘çirkin, çirkin, çirkin, Kuran’a işemiş, babası bilmem ne yemiş’ tarzında ve daha ağza alınmayacak tonla hakaretler okumak beni artık delirtti.
Çok sindim, çok kapattım kendimi. Kendi üç beş arkadaş grubum dışında kimseyle görüşmedim. Zaten grubumuzda aşk, intikam, entrika hiç eksik olmadı! Sadece arkadaşlarımın davetine gittim, çok özel değilse kalabalığa karışmadım bile. Hatta bana ulaşamazlar, telefonumu açmam, kimseyle görüşmem, konuşmam...

Bir de kaç kez dolandırıldım, ne sen sor ne ben anlatayım.

Sonra geçenlerde eski günlüklerimi okurken 30 yaşına gelmeden yapılacaklar diye bir kâğıt buldum. Her şeyi yapmışım neredeyse. Hayalimdeki eve kavuştum, kira ama olsun. Bir köpek, bir kız kardeş, bahçede balıklar, bir de kedi ailemiz var başa bela onlarla yaşıyorum.
O fotoğrafta o kekomançi halimi görünce, şimşek çaktı beynimde. Ben seni çok özledim blog! Sen yokken neler neler yaşadım ama gel gör ki sana yazmadıktan sonra bir anlamı yokmuş onu anladım. Milyon kez sana dönmeye çalıştım ama hep kendi kendime yok, işim var, yok kafam karışık diye diye geri durdum.
Ama bu kez, çocukluğumda dizlerimi karnıma çekip hayalini kurduğum her şeye sahibim! Daha fazlasına da ihtiyacım yok! Biraz evin hayalini kasvetli yapmışım sanırım, ev fazla testosteron salgılıyor. Bir sevgilim var, kendi çapında ünlü sayılır o da tamam. Bir köpeğim var, pekingese bir gözümüz görmüyor ama o da tamam! Bir arabam var, kız jeep kia o da markadan kullanayım diye verildi, ehh o da tamam. Sadece yazı yazarak yaptığım bi işim var, ohh mis gibi.
Küçük Aptalın Büyük Dünyası, Ve Geri Kalan Her Şey, Allah Beni Böyle Yaratmış derken serinin dördüncüsü Ay Hadi İnşallah da çıktı sonunda. Ben ölene kadar da devam edecekler. Kendi belgeselimi, kendim yapıyorum işte daha ne! Ayrıca yazar değilim, internette kendi blogu olan, o blog yazılarını kitap sayfasına aktaran birisiyim sadece. Hürriyet Pazar ve Elele’de yazıyorum. Bir de şimdi dizi yazıyorum, Allah’tan eğitimini aldığım, en önemlisi zamanında ucundan kıçından girdiğim bir iş.
Yani demem odur ki ben sana geri döndüm. Artık yine eskisi gibi yazmaya başlıyorum, çünkü ancak yazdığım zaman kendimi iyi hissediyorum. Ben benden çıktım ya, kendimi bulmam lazım!
Sen hayatımda yokken neler oldu bir bilsen! Ne rezillikler, ne kıroluklar, ne hassiktir lan bu da olmamıştır’lar.
Altı hatta yedi senedir beni takip eden, derdimi dert bilenler, kimse tarafından sevilmemiş birine öyle bir şey verdiniz ki hiç haberiniz yok. İyi ki internet kahramanı olmuşum, iyi ki çirkin blogger kız olmuşum, iyi ki terk edilmişim de burayı açmışım!
Ben artık büyüdüm, ee boru mu seneler geçti, benimle beraber siz de büyüdünüz, kim bilir başınıza neler geldi! Popçu gibi bitirmek istemezdim ama vallahi seviyorum sizi, çünkü başka yapacak bir şeyim yok!
NOT: 10 Kasım Pazar Saat:14.00 Tüyap İmza salonunda ‘Ay Hadi İnşallah!’ için görüşürüz, görüşür müyüz? İmza detay


Bu arada Pucca, Allah seni kahretmesin, bunu da başardın kız!!!!






42 yorum:

Adsız dedi ki...

ee tebrikler o zaman, her yere geri dön pucca Feed'lerine de blog sayfanda ki samimi sözlerini de...

Unknown dedi ki...

Puccam biz seni çok seviyoruz yalnız değilsin kuzum benim

Dila dedi ki...

İyi ki kitaplardan çooook önce fark edip okumuşum seni
Kız Pucca iyi ki tumblr açmamışsın kız
😘

farzi misal dedi ki...

Puccacım seni blog zamanından beri takip ettim bir arkadaşımın tavsiyesiyle çünkü bizde aptal saptal ilişkiler içerisindeydik biz de çelişkiler içindeydik biz de içip saçmalayıp bunu herkesin bilmemesi ama herkese de anlatma ihtiyacı duyanlardandık.
Seni çok sevdik her derdini dert bildik ve ilk kitabın çıktığında deliler gibi sevindik. Şimdi dördüncü kitaptasın Ayy Hadi İnşallah bu da hayırlı olsun onu da okuyalım. Ama özlemişim blogunu okumayı
Hoşgeldin tekrardan. Seviyorum seni!

Kafası kendinden bile güzel kız dedi ki...

Nasıl sevindim ki hoşgeldinn..

Merve Dişli dedi ki...

sen blog yazmayı hiç bırakma hiç hiç hiç!

Yasemin dedi ki...

Çok ilginçtir. Bugün bloğunu okurken keşki burada yazmaya devam etseydi çok uzun zaman oldu diye geçirdim içimden. Ve şaşılacak şey onca zaman sonra bir post geldiğini gördüm. Hoşgeldin tekrar iyiki geldin.

Adsız dedi ki...

Bir tavsiye uzerine ilk kitabini okudm sonra diyerlerini bir haftada hepsi bitt(zor zamanlarimdi kendimi kitaplaraa gomdum)gercek suki samimiyetini kaybetmediyin surece hep var olursun.cunku biz seni sevdik..

Unknown dedi ki...

Şu hayatta cidden gerçek anlamda arkadaşlık kurmak istediğim bi insansın!

Adsız dedi ki...

Yazın sonuna kadar bekledim burda yazmanı, sık sık kontrol ettim çünkü nasıl ki sana burda yazmak çok iyi geldiyse bana da iyi gelen şey seni okumaktı..iyi ki döndün takipteyim!

Unknown dedi ki...

sonunda geri döndü beğ çok özlettin kendini :')))

şirin dedi ki...

blogu yıllardır takip diyorum kimse bilmezken bilirdim hatta 1 nisan şakası yapmıştınız ben evde yaşayan hasta bi erkeğim falan diye ne üzülmüştüm meğersem 1 nisan şakasıymış :) kitapları okurkende bir güler bi ağlarım. ve hep uzaktan sadece yazılarından tanıdığım birine çok ama çokkk mutlu olsun diye dua ederim.

Hazal Mintaş dedi ki...

Pucca iyi ki varsın ! Sen bizim yaşam koçumuz gerçeğe inancımızsınnn :)
Zilly perada seninle fotoğraf çektirdiğim an hayatımın en mutlu anlarındandı diyebilirim !
Sen yaz biz okuyalım başka ne isteriz ki... :)
Kıskançları da siktir et onlar gerçekten ezikler bir pucca olamazlar ho ho hooo ! :)

UZUN SAÇLI KEL ADAM dedi ki...
Bu yorum yazar tarafından silindi.
UZUN SAÇLI KEL ADAM dedi ki...
Bu yorum yazar tarafından silindi.
UZUN SAÇLI KEL ADAM dedi ki...
Bu yorum yazar tarafından silindi.
Rubi dedi ki...

Puccaaaa inanmazsın ama daha geçen hafta Pucca da eskisi gibi yazmiyor artik, keşke bloguna yeniden başlasa diye içerlemiştim! Şimdi yukaridaki satırları okurken ne kadar sevindim anlatamam, sensiz buralarin tadı tuzu yoktu. Aramıza yeniden HOŞGELDİN :)))

neslice tarifler dedi ki...

Blog candır

aylinserban dedi ki...

Sen hayatımda gördüğüm en yürekli kadınsın.

Adsız dedi ki...

Oleeeeeeeeeeey dönüyorsun ya sonunda!!!

Ayşe TOSUN HATIPOĞLU dedi ki...

puccaaaaaaaa! Sen yaz, biz okuyalım; sen yaz, biz okuyalım. Bir solukta biten kitapların, blog yazıların ve köşe yazıların için teşekkürler...

Unknown dedi ki...

Pazarr günüü seninleyizzzzzzzz puccaaaaaamm :)

Unknown dedi ki...

Pazaarrrr günüüüü seninleyizzzz puccaaaa:)

melike dedi ki...

ankarada da bi imza günün olsa keşke.. neyse geri buralara dönmene çoo...ok sevindim :)

Adsız dedi ki...

aslında son birkaç yıldır senden gerçekten soğumuştum ve tepkiliydim. yazdığın gibi düşünüyordum. ama şimdi yeniden blogda yazmaya devam edeceğini söylediğinde ne yalan söyleyeyim, çok sevindim. klasik, birinden hoşlandığında ve o kişi ulaşılabilirliğini yitirdiğinde olan şey aslında.

başarılar :))

PoLLy dedi ki...

Artık yazmazsın sanıyordum, yazdığını görünce şaşırdım... Eskisi gibi değil elbet buralar, ama bu halden de güzel bir şeyler çıkabilir... Eskiden bizbize dertleşirdik, senin artık dertleştiğin milyonların var ama olsun.. Kürkçü dükkanına hoş geldin; şahsen ben, bıraktığın gibiyim ;)

Defne Soysal dedi ki...

Aaaa bende nerede bu diyordum. İyi yaz o zaman kitaplarını okumuyorum ama blog yazılarını okumayı seviyorum.

tersimpiçtir dedi ki...

Uzun falan ama aktı gitti yine :)

hakuna matata dedi ki...

kurana isemisi gorunce bastim kahkahyi yine post un oyle bir yerinde kullanmissin ki bu lafi cuk oturmus :) hosgeldin..

Adsız dedi ki...

Seni çok ama çok seviyorum mavişimm.kitapların ve blog yazıların bana öyle iyi geliyo ki genç bi kadın olarak içimde kalan yapamadığım söyleyemediğim ne varsa hepsini sen yaptın özgüvenine hayranım.lütfen bol bol kitap yaz bizi sensiz bırakma.vee 4.kitabın hayırlı olsun en kısa zamanda okumak istiyorum. (Bence ankaralı seni hiç haketmedi iyi ki onla evlenmedin sadece bil istedim)

Adsız dedi ki...

Hoşgeldiiin:) Ben seni ilk yazdığında okuyordum sonra bir gün d&r 'da dolaşırken kitabını gördüm ve böylece hayatımin ortasına oturdun resmen. Blog çok güzel ya sen blogta güzelsin bütün kitaplarını ve tabiiki yazilarini da okuyorum ama blogta sevdim seni ben tekrar hoşgeldin:) Nedendir bilinmez çok seviyorum seni yaa sanki ablammissin, dostummussun gibi. Teşekkür ederim varlığın için gerçekten dualarimda hep varsın ve mutluluğun için duâ ediyorum.Ben çok güzel bir çocukluk yasadim dizim kanasa agliycak vakit olmadan annem koşar sarilirdi bu yüzden farklı bir hayat görmedim hic ve bu yüzen de duâlarimdasin işte mutlu olmasi sevilmesi gereken insan asıl sensin çünkü Allaha emanet ol:)

Adsız dedi ki...

Yaa yeni sevgilini niye sakliyorsun kim ya kimm??:)

Tembel ki dedi ki...

Tanınmak için yapmadığın şey kalmamışken bundan şikayet etme espirisini kullanman. imza günüde bu işin tuzu biberi olmalı. Şu başlık altına yazılan "adsız" yorum olmaktansa,fotoramanda baş kahraman olmanın nesi yanlış.. :)

Adsız dedi ki...

seni seviyorummmmmmmmmm sevgili pucca

nugili hayat dedi ki...

aman boşver, herkes hata yapar da kim senin gibi hatalarının arkasında durur. Ayrıca edebi olmasalar da okunuyor yazdıkların, hemde bir solukta okunuyor. Başarılarının devamını dilerim:)

mm dedi ki...

Kitaplarını, diğer yayınlanan yazılarını ne kadar takip etsem de blogtaki samimiyetin bambaşka. Hiç gitme! :)

Unknown dedi ki...

Oley be. Nasıl sevindim anlatamam. Anlatılmaz yaşanır bu duygu yani.. Hoşgeldin :D

ayytun dedi ki...

Artık ümidi kesmiştim, kitap yokken okuyordum ve sonra kitaplar peşisıra çıkınca bıraktım okumayı geri dönmene çok sevindim.

Unknown dedi ki...

İlk kitabını 2013 yazında okudum. Hem de tam bir depresyonik bir zamanda sonra aylar aylar geçti. Benim bir puccam vardı ona ne oldu dedim. Bir baktım benim dünyadan haberim yok. Puccam 2. Kitabını yazmış sonra 3. Kitabı. Ve ben geçen hafta 2. Kitabı bitirdim. Hemen 3. Kitaba başladım. Bu gece 3. Kitabı da bitirdim. Gecenin bu saatinde yani tam olarak saat 02.53 şu an. Son kitabı bu saatte alamayacağım için sabahı da bekleyemedim. Tüm e kitap sitelerinden Ay Hadi İnşallah'ı bulma çabası içine girdim. Yok anam bulamıyorum. Bu hatun beni benden aldı götürdü. :) Pucca sen hep yaz. Sabaha doğru son kitabı almaya gidiyorum. İyi geceler içimizdeki insan..

Unknown dedi ki...

pucca, senin kitaplarını sınıfta bütün kızlar okuyordu. yazrı kim dediğimde Pucca dediler. Açıkcası o zamanlar seni yabancı, kitabını da çeviri zannettiydim. Benim blogerım yoktu sosyal medyayı da pek takip etmezdim. yani seni tanımıyordum. Ne yalan söyleyeyin kitabı da açıp bir kere de bakmadım. Dediğim gibi yabancı zannettiydim. ZAten yabancı kitap okuyamıyorum. Yabancı isimleri aklımda tutamıyorum sonrasındada kitaptan bişiy anlamıyorum diye okumuyordum. E seni de yabancı zannedince hiç tenezzül etmedim açıkcası. Zaten kitap kitap okumayı da seven birisi değildim. Sonra ablamla alışverişen kittiydik. D&R a uğradık. YAni kitap okumuyorum ama garip bir şekilde kitap seçmekte hoşuma gidiyordu. Neyse ablam gel pucca'yı alalım dedi. Ben "hıı okulda herkes okuyordu ama ben okumadıydım." dedim. Sonra bu kitabı aldı. Kitabın eve gelince şöyle bir sayfasını karıştırayım dedim sonra elimden bırakamaz oldum. "Olum bu çok güzel lan." dedim. Ablamla kitap için yarışıyoruz. O tabiki ben parasını ödedim diyerek vermedi banaa bende anca o elinde düşünce zaten bi günde bitirdi, elime aldım. Gece boyunca okudum. HAni sen gülmeyin diyorsun ya ama bizi de anla gülmeden edemedik. Gülünç olan sen değildin bence çevrendekiler çok daha gülünçtü. Hele ankaralı ayısı tam bir ayıydı mesela. Ama bazı yerlerinde de sana üzülmedim desem yalan olmaz. Çünkü şu an ben de üniversitedeki yaşlarındayım ve senin ona olan aşkın beni çok üzdü. Sonra üvey babanla olanlar. Sana fazlasıyla üzüldüm. Hatta seni evlat bile edinebilirdim yani öyle. Neyse işte içimizden biri oldun anla. Sonuç mu seni seviyoruz ve serinin bütün kitaplarını alıyoruz. Sen de yenisini yazarsın belki ama bu sefer kariyerini başarını yazarsın. Hani sana laf atan şu tipler var ya onlara da hava atrsın. Çünkü bence aslında seni kıskanıyorlar. ..

Likya dedi ki...

Kitaplara karşı hep bi heves hep bi alayım okuyayım modunda biriyim . Ama eve gelince nedense büyüsü bozuluyor bu durumun kitaplar boyunları bükük kalıyorlar rafımda . Senin kitabını ilk aldğımda şöyle bir sayfa okuyum dedim baktım kitap bitmiş . En son sevgilim ömür törpüsü kelebeğim senin '' Allah Beni Böyle Yaratmış'' adlı kitabını almış biliyorsun bi instagram bi twitter sendende bi rt aldıktan sonra cümle alem öğrendi seni okduğumu :) . Öncelikle senin kitabını bir heyecanla okumaya başladım tabi bu heyecann içinde sevgilimin almış olduğu gerçeği de var her neyse popom uyuştu kitabını okuyacm diye o çok kıymetli popoma değdi şaka bi yana kadınım seni çook seviyorum İzmir kitap fuarında birleşememiş olabiliriz ama senin kitabını ilk okumaya başladığımda '' anaaaaa aynı bizim gibi , bizim gibi küfürde ediyor , biz vazoyu 10 sayfa tavirlememiş '' diye diye okumuştum . Ya bir insan kitabın içinde biraz küfür de var diye sevinir mi valla kendimi buldum sende adeta meğer biz hep bekliyormuşuz şu içimizdeki dünyayı biri artık bütün Türkiye'ye yaysın bizde rahat edelim diye adeta iç sesimiz oldun PuCCam :)

Likya dedi ki...

Kitaplara karşı hep bi hevesli heyecanlı olmuşumdur tabi bu heyecanım hevesim aldıktan sonra devam etmez o bi ayrı . Büyüsü bozuluyor o heyecanın eve gelince sonra kitapcıklarım raflarda boynu bükük kalıyor nedense . Senin kitabını ilk aldığımda şöyle bi sayfa okuyayım dedim enee kitap bitmiş. Daha sonra bütün serileri derken geçenlerde sevgilim ömür törpüsü kelebeğim bana senin ''Allah Beni Böyle Yaratmış'' adlı kitabını almış biliyorsun aslında bir instagram bir twetterde senden rt derken rahatladım bütün dünya seni okduğumu da anladı. Ben bir heyecanla başladım kitaba tabi bu heyecanın içinde pek kıymetli sevgilim kitabı aldı da var :) her neyse popom uyuştu okuyacam diye pek kıymetli popomada değdi doğrusu şaka bi yana kadınım seni çok seviyorum her ne kadar İzmir kitap fuarında buluşamasakta gönüller bir :) kitabını ilk okuduğumdaki tepkim '' anaaa aynı bizim gibi , aynı bizim gibi , bi vazoyu 10 sayfa tasvirlememiş , içi dünyasını, yaşadıklarını çatır çatır yazmış helal olsun '' dedm ya bir insan kitabın için bir nebze küfür de var diye sevinir mi :) valla sevindim aynı bizim gibi sinirleniyor diyorum . Düşün daha önce kitaplarla aramdaki mesafeyi onlar bizler kimsek :D okumadan üşenen kız sen ol bana kitap kurdu . velhasılkelam bu kelimeyide hiç düzgün yazamam ama söylerim , sen bizden birisin puccam kızların iç sesinin açığa çıkardın bizde yıllardır birimiz patlasa artık diyor idik :)