15.11.2013

Allahım bu nasıl şey, kavga edemiyorum!

Ben kavga edemiyorum! Öyle kollu bacaklı dövmeli vurmalı kavgadan bahsetmiyorum. Onda zaten hemen 'Allah aşkına vurmayın ablalarım, vurmayın ağabeylerim!' moduna geçiyorum. Hep yanlışlıkla yediğim dayaklarla dolu anılarım. Ağız dalaşı mı diyorlar ona? Ne diyorlarsa işte ondan bahsediyorum. Karşılıklı bir ahlak ve edep çerçevesinde başlanılan kavgalarda, her zaman başarı sıfır! Bi kere her şeyi geç sinirlenince sesim hemen tizleşiyor. Vik vik tarzında konuşmaya başlıyorum, yutkunmalar falan derken sonra yiyorsa ciddiye alın.
O yüzden kavga ederken hemmmennn geçmişi açıyorum, çünkü bilindik konu ya, çok daha rahatım. Ya da onu orada bırakıp kaçıyorum. Ölümden döndüğün anlarda, hayatın film şeridi gibi gözlerinin önünden geçer ya, benimki de hep aynı. 'Durdur şu arabayı, otobüsü durdur musunuz, Allah’ım bu odanın anahtarları nerde? Peşimden gelmesene yaaeee, polisi arıyorum bak, valla arıyorum!!!'
Bir de yemek yememe tribim var. Yemekte kavga ediyoruz diyelim, alıyorum tabağı biraz ileri itiyorum, arkaya doğru yaslanıp, suratımı muşmula gibi buruşturup, başka yer izlemeye başlıyorum. O tabağı biraz itiyorum ki anlasın öküz! Ama o yemek dışında başka bir şeye bakmadığı için, çoğu kez ona küsüp yemek yemediğimi anlamıyor bile! Bu da dünyanın en saçma olayı aslında. Hem durduk yere papara yiyorum bir de üstüne aç kalan ben oluyorum!

Odaya kendini kilitlemede de bir dünya markasıyım. Ağzımı açmadan domuz gibi saatlerce odada bekliyorum. O ise kapının orada önce bir ağzına geleni sayıyor. Ardından 'Hadi canım, hadiii , aç şu kapıyı!' sonra bana hak vermece, bir özür ve kapı açılış. Hoş artık onda da uslandı. Evdeki bütün kilitleri saklamış! Kavga ederken kediden kaçan fare gibi odadan odaya gidiyorum.

Ortalığı yıkıp dağıtmam var bir de. Kendimi kilitleyemiyorum, kaçamıyorum, ağzımı açamıyorum ağlamak ise hiç istemiyorum. Çünkü ben haklıyım! Bu kez hemen terlemeye başlıyorum. Oturduğum yerden adam bana bangır bangır bağırırken saunada fiki fiki yaparmışçasına bir ter, anlatamam! Sırtım baştan aşağı su! Hele telefonda kavga ediyorsam, bir yandan viikliyorum, bir yandan ağlamamak için kafamı sürekli yukarı kaldırıyorum, diğer taraftan ise terlerimi siliyorum. Bir şey yapmam lazım yani, yoksa su kaybından öleceğim! O yüzden ben de elime geçen ilk şeyi yere fırlatıyorum. Sonra bir bakmışım masa devrilmiş, aaa perdelere asılıyorum falan... O televizyonun halaaaaaaaa taksitlerini ödüyorsun sen göt müsün nesin!


Allah’ım bana kavga etme gücü ver ne olurrsun, terlemeden, ağlamadan, yutkunmadan sesim kısılmadan çatır çatır kavgamı edeyim... Teşekkür ederim. 

23 yorum:

Unknown dedi ki...

Terlemeden, ağlamadan, yutkunmadan, sesim kısılmadan hatta bağıra bağıra çatır çatır kavga ediyorum ama yine ben kaybediyorum. Bu birazda kendinle kavga etmek gibi, sevgim dediğin adamla-kadınla kavgada o üzülür sen üzülürsün sen üzülür yine sen üzülürsün.

Adsız dedi ki...

ay yine beni anlatmışsın sanki hele o vik vik sesi ve odaya kilitleme olayına bitiyorumksdfghjkl

Unknown dedi ki...

Terlemeden, ağlamadan, sesim kısılmadan hatta bağıra bağıra çatır çatır kavga ediyorum, ama yine üzülen ben oluyorum. Bu birazda kendinle kavga etmek gibi, 'Sevdiğim' dediğin adamla-kadınla başlayan kavgalarda o üzülürse sende üzülürsün sen üzülürsen yine sen üzülürsün...

L'Egéenne dedi ki...

Merhaba Pucca,

Ben seni unlu olmadan evvel takip etmiyordum ama gazetede yazmaya baslayinca duzenli takipçin oldum. Kufurlerini degil ama tatli sert dilini, akiciligini ve daha da onemlisi hayattaki tespitlerini begeniyorum. Geçen gunku Puki yazini iki kere okudum ve çok guldum. Aaaa evet bir de mizah anlayisini seviyorum. Cok eglencelisin:)) Ben de bir blogger'im ve aramiza dondugune sevindim. Dedigin gibi buralar daha samimi, içten, twitter anandir:))) bayildim...

Adsız dedi ki...

Şu yaşadığın olaylar ve L koltuk.... Yok iyi değilsin sen..Evi mi taşısan, su bardağını mı değiştirsen, yoksa sinemaya kombine bilet alıp fitaş'ın çatısından mı dağıtsan ne yapsan bilemedim şimdi.. Seviyoruz seni..

Adsız dedi ki...

sevgili Puccaa, protein yağ karbonhidrat ve enzim içeren sporcu takviye besinlerinden sabahları bir çay kaşığının beşte biri kadar içersen, ve lityum hapı içersen, yemek yerken tartışma çıktığında yahu buradan aç gidicem, bir kaşık da yiyemiyorum, öküzle tartışma bitse de yemek yiyebilsem, ya da sabah ancak yerim, gece aç geçiricem, bir de herif barışmak için tepeme çıkacak, iyice acıkıcam, iyice teslim olucam puşta gibi düşünceler aklından geçmez... tam da istediğin gibi cevap verirsin... galiba, belki...hani ... ne bileyim...

Unknown dedi ki...

Sen kavga etmiyorsun, katliam yapıyorsun.

Unknown dedi ki...

bana da kal geliyor kitlenip kalıyorum kavga ederken. bu daha kötü bence sonra ortalarda diyemedim ya la diye dolanıyorum :(

Unknown dedi ki...

bana da kal geliyo kitlenip kalıyorum. sonra ortalarda diyemedim ya la diyerekten dolanıyorum. hoş sevgilimde yok ama naparsın :(

Unknown dedi ki...

pucca evladım şu 44 yaşıma kadar zarıf zerafet ıkoncanı olarak bılınen beni ,kıtaplarını cıktıgı andan ıtıbaren koştura koştura satın alıp odalarda kımse elımden kapmasın dıye okuduktan sonra gunlerce ne olmuş bu kadına dedırten sen ,ben, senı ne yapayım ağzımı bozdun ma aile kufurlu konuşmaya başladık sonra ne mı oluyor dur lannnn lannnnn ben pucca okuyalı pekı bı ağzı bozuk oldum sendromuna yakalandım dıye bağşırıyoruz cok cok sevıyorum senı her halını dusundukce aklıma geldıkce senın haberın olmasada burnumun dıregı sızlıyor gel be kuzum yemeğe beklıyorum ınş okur cevap yazarsın

Adsız dedi ki...

pucca boyutunu büyük şu yazının lütfeen :(

matias dedi ki...

''eskiden'' diye baslayan bir cumlenin icine kuculmus yazı kareterini sıgdırmaya calısmak kadar zor artık geri donmek..
eskiler buyudu, eskiler yeni yerlere yoneldi ve eskilerin basını ceken sen, ben, o, vs. gibiler hikayelerden arındı..
arada girip bakıyorum; sana ozenen ergenlerin kendilerine yasattıkları hayalkırıklıklarıyla dolup tasmıs sayfalar..

sen gidince, terk edilmis kohne bir ev gibi sessiz, ıssız ve bakımsız kaldı blog..
sen gidince bizde gitmis sayıldık:)
cunku bizim hikayelerimiz ve duslerimiz gercege dusunce kırılmayacak kadar guzeldi..
sırasıyla, yazıp yasadık..
simdi gencler dusunsun:)
ve umarım onlarında guzel yasanmıslıkları olur..
yasanmıslıklarından peydahladıkları tarifsiz acıları..

dip; herkesin vardır
geri donmesini bekledigi gidenleri..
http://www.youtube.com/watch?v=lAwYodrBr2Q

tugce_darcan dedi ki...

Kavga ederken aglayan bizlerden nefret ediyorum
:(

jotkar dedi ki...

Herhalde bütün kadınlarda var kendini odaya kilitleme ve yemek yememe tripleri...

özlem dedi ki...

şükür kavuşturana! ben çok sevemedim senin basılı mecralardaki 'mecburen' steril yazılarını.

Bir Alışverişkoliğin İtirafları dedi ki...

Bugün gazetede okuyunca döndüm diye hemen geleyım dedım, blog candır can :)

http://bir-alisveriskoligin-itiraflari.blogspot.com/

Adsız dedi ki...

küfret. dere tepe düz.

Aytekinet dedi ki...

Birde kavga ederken aklına söyleyecek kelime gelmiyor ya oda kötü oluyor be. Hep eve gidince şöyle deseydim diyorsun.

dreamer dedi ki...

eziyet gibi değil mi bir de kavga da söylemeyip sonradan aklına gelen ah keske bunu da söyleseydim düşüncesi anlatılmaz yaşanır

mira dedi ki...

ÖZLEMİŞİM;)

Adsız dedi ki...

Artik burda duzenli yazmayacakmiydin??? Yok duzenli yazacam diyorsan 10 gundur bise yok ya bizdde bekliyoruz iste oyle. Yani bekliyoruz anlainmi? Burdayiz yani!!! takipteyiz!!!!

Adsız dedi ki...

Yoook yook bir ton ortak noktalarimiz var ama ben carlayan cingar cikartan o an ev yansa o cenemi kimseler kesemezz kac kez arabasinin dikiz aynalarini kultablalarini sökmüşlügüm vardir en çokta onun sevdigi seylere zarar veririm kikiki:)) ama neye yarar allah bir asiret çenesi direnci vermiski hep leri oynuyorum hep haksiz suclu sizofren böyle de tadi cikiyor amaa devam triplere savaşmalaraa :-*

simge dedi ki...

Sevilim hiçbir argümanımı ciddiye alıp dinlemezken, sürekli "e ikna etmeyi bil o zaman" modundayken, kendi doğrularına yüzder yüz inanmış benimkileri 'özenti, dejenere' olarak tanımlar ve kişisel sınırlarımı büyük bir kayıtsızlıkla ihlal ederken ben de çok umutsuzluğa çaresizliğe kapılıyorum, ben de kavga edemiyorum...